|

Kutlu Doğum iddialar ve gerçekler

FETÖ, her amaç için kullanılmaya fevkalâde elverişli ve herkes bunun farkında. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ricali devlet ve toplum katmanlarının FETÖ konusundaki aşırı hassasiyet ve duyarlılığının da herkes farkında. İşte bu durum, ulaşılmak istenilen bir takım hedefleri, FETÖ üzerinden elde etmeye çalışmaya imkan tanıyor.

Yeni Şafak
04:00 - 6/05/2017 Cumartesi
Güncelleme: 08:22 - 6/05/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

PROF. DR. HALİT ÇALIŞ-
Necmettin Erbakan Üniversitesi

Bu yeni süreçte gerek şahsına gerek cemaatine alan açmak, etki ve egemenlik alanını genişletmek/güçlendirmek isteyenler bu zemini oldukça iyi kullanıyor, bundan sonra da bu husus her vesileyle çok daha etkin ve yaygın biçimde kullanılacağa benziyor. Ne de olsa tabandan tavana toplumun bütün katmanlarında FETÖ denilince bütün sinir uçları harekete geçiyor.

Son günlerde tanık olduğumuz Kutlu Doğum Haftası tartışmalarının tam anlamıyla bu zemin üzerine oturduğunu düşünüyorum. 28 yıldır durumun vehametini(!) kavrayamayanlar şimdi sosyal-siyasi zemini uygun bulunca bir anda boy göstermeye başladılar ve tam anlamıyla hücuma geçtiler. Temel gerekçe: FETÖ. Bu kişilere göre, "Diyanet FETÖ'ye hizmet ediyor, FETÖ dini alanla ilgili sinsi projelerini Diyanet aracılığı ile günbegün uygulamaya koyuyor. Cumhurbaşkanımız ve hükümet -müdahalede bulunmadıklarına göre- durumun ya gerektiği düzeyde farkında değiller ya da yanıltılıyorlar."

Peki Kutlu Doğum Haftası'na karşı olanların gerekçeleri neler?

1. Kutlu Doğum Haftası FETÖ projesidir.

2. Bu haftada gerçekleştirilen etkinliklerde salatu selam getirilmiyor, hatimler okunmuyor, mevlüt programları düzenlenmiyor.

3. Şiir yarışmaları tertipleniyor.

4. Uçurtma şenlikleri yapılıyor.

5. Çeşitli gruplar konser icrasında bulunuyor.

6. Her yıl Hz Peygamber'in sadece bir özelliği tema olarak belirlenmek suretiyle peyderpey din parçalanıyor.

Peki teklifiniz ya da talebiniz?: “Teklif söz konusu değil, olamaz da; Kutlu Doğum haftasını kaldırın, en azından tarihini mutlaka değiştirin.”

Varsa dini ahkama ve adaba aykırı uygulamalar, onları ıslah etsek ve aynı tarihte kutlanılmaya devam etse? “Zinhar olmaz, inat etmeyin, kaldırın ya da hicri takvime göre viladet-i Nebi ile birleştirin.”

İDDİALAR GERÇEKLE BAĞDAŞMIYOR

Dinî-aklî ikna edici hiçbir gerekçeye dayanmayan, ajandasındaki gündemine odaklanmış ve mutlaka sonuç almaya kilitlenmiş bir tavır. Şurası muhakkak ki, sonuç alınması halinde mutlaka değişik kesimler tarafından ve farklı düzeyde talepler için yol edinilecektir. Bu durum, aynı zamanda önümüzdeki günlerde baş gösterebilecek dini muhtevalı yeni tartışma konuları ve orta vadede dini oluşumların ve cemaatlerin toplum ve devlet nezdinde edineceği konumun ipuçlarını da vermektedir.

Kutlu Doğum Haftası ile ilgili özellikle amaç, içerik ve şekil bakımından itirazlarım ve eleştirim var, bunları yer yer ilgilileri ile de paylaştım. 28 yıllık Kutlu Doğum Haftası uygulamalarının gözden geçirilmesi ve ıslahı, geciktirilemez bir zorunluluktur. Fakat halihazır tartışmanın, konunun gündeme getirilme ve gündemde tutulma biçimi, temel argümanlar ve doğurması muhtemel sonuçlar itibariyle çok farklı olduğunu düşünüyorum. Ana gerekçesini FETÖ’nün oluşturduğu iddia ve taleplerin, Kutlu Doğum Haftası üzerinden başka bir takım amaçları gerçekleştirme gayesi güttüğü hemen fark edilebiliyor. Zira Kutlu Doğum Haftası uygulamasının FETÖ projesi olduğu iddiası gerçeklikle bağdaşmıyor; buna eklemlenen diğer hususlar ise, her biri son derece tartışmalı, muğlak ve tali gerekçeler. Bunların hiçbirisi söz konusu uygulamanın kökten kaldırılmasını ya da tarihinin değiştirilmesini gerekli kılacak gerekçeler değil. Olsa olsa “ıslah”tan söz edilebilir, fakat iddia sahiplerinin böyle bir talepleri yok. Uygulamanın tümden kaldırılması önerisi, ancak toplum nezdinde bu haftanın dinî mahiyete sahip kutsal bir gün/hafta olarak algılanmaya başladığının ve bunun yaygın kabule dönüştüğünün –bu ihtimal hep göz önünde bulundurulmalıdır- tespiti halinde söz konusu olabilir, fakat şu an itibariyle böyle bir veri de bulunmamaktadır.

KALDIRILMASI BÜYÜK HATA OLUR

Bu tablo karşısında Kutlu Doğum Haftası eksenindeki iddia ve taleplerin dini mahiyetli olmaktan ziyade sosyal-siyasi beklentilerle ilgili olduğu kanaatindeyim. Şurası muhakkak ki, hangi mahiyette düşünülürse düşünülsün kısa ve orta vadede Kutlu Doğum Haftası’nın kaldırılması ya da tarihinin değiştirilmesi siyaseten büyük bir hata olur. Aksi takdirde bu önemli bir başarı olarak görülecek ve bunun verdiği cesaretle, sonuç alma bakımından daha etkin olduğu düşünülen gerekçelerle/ambalajlarla (FETÖ etkinliğini sürdürüyor, ehlisünnet elden gidiyor, toplum dini köklerinden koparılıyor, eğitim kurumlarına selefi düşünce egemen oldu, modernist nesil yetiştiriliyor…) sunulan iddiaların ve taleplerin mutlaka devamı gelecek, sesi çok çıkanlar ve medya desteği bulanlar önemli bir avantaj elde etmiş olacaktır. Bu hedefe ulaşmak için şahsiyet katliamı ve kurumların itibarının ayaklar altına alınması, sürecin kaçınılmaz gerekleri olarak görülecek ve önemsenmeyecektir.

Son olarak şunu ifade etmek isterim. İslam tarihinin en büyük ihanet hareketi olan FETÖ ile mücadele titizlikle ve kararlılıkla yürütülürken, bu yapı üzerinden şahsına ve grubuna menfaat devşirmek, nüfuz alanını genişletmek ve güçlendirmek isteyenlere karşı son derece dikkatli olmak; mücadelenin seyrini, ilke, amaç ve araçlar itibariyle suistimallere fırsat vermeyecek şekilde hukukî tedbirlerle güçlendirmek gerekmektedir.

#FETÖ
#Modernist
#Kutlu Doğum Haftası
7 yıl önce