|

Merkel’in en büyük krizi

Merkel siyasi hayatı boyunca çok kriz gördü; Bağış Krizi, Finans Krizi, Avro Krizi ve en sonunda Mülteci Krizi. Tüm krizlerde siyaseten güçlenerek çıkmayı başardı. Her ne kadar mülteci krizinden ağır yara alsa da ‘Başaracağız’ diyerek verdiği sözden caymadı, saygınlığını ve arkasındaki desteği kaybetmedi. Ancak yaşadığı sağlık krizini aynı maharetle atlatabilecek mi şüpheli.

04:00 - 16/07/2019 Salı
Güncelleme: 02:20 - 16/07/2019 Salı
Yeni Şafak
ILLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
ILLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
ASİYE BİLGİN

17 Temmuz’da 65 yaşına girecek olan Merkel son günlerde kamera önünde geçirdiği titreme nöbetleri ile gündemde. Sağlığı ile ilgili soruları hafif bir mahcubiyetle cevaplayan Merkel’in planladığı gibi 2021’e kadar şansölye kalabilecek olması şüpheli. 22 Kasım 2005’de bu yana kesintisiz olarak 14 yıldır Federal Almanya Şansölyesi olan Angela Merkel, Almanya ve Avrupa siyasetine ‘kendine has, soğukkanlı pragmatist’ tarzı ile damga vurdu. Özellikle ırkçı muhalif gruplar Merkel’in bir an önce başbakanlık koltuğunu bırakmasını istiyor. Ülkedeki ırkçı kanadın Merkel nefretinin temelinde Merkel’in yaklaşık bir milyon mülteciyi ülkeye kabul etmesi yatıyor.

MESLEK SEÇİMİNDE KISTAS: YALAN SÖYLEMEMEK

Merkel’in kendine özgü siyaset tarzını anlamak için Merkel’in yanında yetiştiği Helmut Kohl’un ‘Geçmişi bilmeyen, şimdiyi anlayamaz ve geleceği şekillendiremez’ sözüne atıfla Merkel’in geçmişine bakmakta fayda var. Merkel’in babası Evanjelik bir papaz, annesi ise İngilizce ve Latince öğretmeni. Hristiyanlık değerlerinin ve geleneklerinin kendi hayatı için belirleyici olduğunu yaşamının her döneminde vurguladı. Merkel, üniversite eğitimi sonrası beş yıl evli kalıp boşandığı kocası Ulrich Merkel’in soyadını kullanıyor. Doktora tezini yazdığı doğu Berlin’deki Fiziksel Kimya Enstitüsü Bilim Akademisi’nde şimdiki kocası kimyager Joachim Sauer ile tanışıp evleniyor.

Merkel, sosyalizasyonunu Doğu Almanya’da, resmi adı ile Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde (DDR) tamamladı ve bu gerçek meslek seçiminden siyaset yapma tarzına kadar birçok alanda belirleyici oldu. Merkel, siyasete yeni girdiği yıllarda çıktığı bir TV programında fizik okuma sebebini şu cümlelerle açıklıyordu: ‘Fizik okumam doğu Almanya’da büyümemle ilgili. O dönemde DDR’de insanlar kendine şu soruyu sorardı: Yalan söylememi gerektirmeyen ve siyasi baskı altında olmadığım hangi mesleği yapabilirim? Fizikçi olarak ahlaklı bir şekilde çalışmak mümkündü. Temelde şu gerçek var; iki kere iki doğuda da dört yapıyordu’.

Merkel’in kastettiğini anlamak için DDR Almanya’sını iyi tanımak gerekiyor. Rejim tarafından ‘rejim karşıtı’ olarak sınıflandırılmak için en ufak eleştiri dahi yetiyordu. DDR dönemi boyunca siyasi sebeplerden dolayı tutuklananların sayısı 200 bin. Batı Almanya, 34 bin insanın deyim yerindeyse ‘özgürlüğünü satın alarak’ kurtarmıştır.

PAPAZ KIZININ AVRUPA’NIN EN GÜÇLÜ LİDERİNE DÖNÜŞME YOLCULUĞU

Merkel’in siyasette yıldızı oldukça hızlı parladı. İki Almanya’nın birleştiği 3 Ekim 1990 tarihinden kısa süre önce DDR’de evanjelik kilise ile yakından bağı olan ‘Demokratik Hareket’ siyasi grubunda siyasete başladı. 1990’da Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ile birleşen ‘Demokratik Hareket’, DDR’in ilk ve son demokratik seçimlerinden en güçlü parti olarak çıktı ve Merkel de DDR Hükümet Sözcü Yardımcısı oldu. 1991’de yapılan birleşen Almanya’nın ilk federal parlamento seçimlerinde milletvekili seçilerek Kohl Hükümeti’nin Kadın ve Gençlik Bakanı oldu. Merkel, daha sonraki yıllarda ayağını kaydıracağı Helmut Kohl’un ‘kızı’ olarak anılıyordu. 1994’de Çevre Bakanı, 1998’de CDU Genel Sekreteri oldu. O yıllarda Kohl’dan ayrışma sürecini hızlandırırken, son hamleyi yapmak ve partinin başına geçmek için uygun zamanı bekliyordu. Merkel, siyaset hayatı boyunca sesi yüksek çıkan siyasetçi olmadı ancak kararlarının arkasında duran siyasetçi oldu. DDR Almanya’sında yetişmiş olması tarzını açıklıyor aslında. Adımları daima kontrollü ve iyi düşünülmüş adımlar oldu. 1999’da Kohl Hükümeti’nde CDU’ya yapılan bağışların vergilendirilmemesi skandalı patlak verdiğinde Merkel Kohl’a karşı açıktan pozisyon alarak son hamlesini yaptı. 2000’de yapılan parti kongresinde genel başkan seçilmeyi başardı. Federal Almanya Şansölyeleri arasında ilk kadın, ilk DDR’li ve en genç şansölye adayı gibi birçok ‘dezavantajı’ olmasına rağmen 2005 seçimlerinden zaferle çıktı.

KAYBETTİĞİ İLK VE SON KRİZ SAĞLIK KRİZİ OLABİLİR

Merkel siyasi hayatı boyunca çok kriz gördü; Bağış Krizi, Finans Krizi, Avro Krizi ve en sonunda Mülteci Krizi. Tüm krizlerde siyaseten güçlenerek çıkmayı başardı. Her ne kadar mülteci krizinden ağır yara alsa da ‘Başaracağız’ diyerek verdiği sözden caymadı, saygınlığını ve arkasındaki desteği kaybetmedi. Ancak yaşadığı sağlık krizini aynı maharetle atlatabilecek mi şüpheli. Merkel, 2018’de parti genel başkanlığından çekildiğini ve 2021’de siyasetten tamamen çekileceğini açıkladığında aktif siyasetten ayrılışını da planladığı için takdir kazanmıştı. Ancak kısa süre önce kamuoyuna yansıyan sağlık sorunları başbakan olarak yoğun gündemine ve temsiliyet görevini yerine getirmesine mani gibi duruyor. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’e düzenlenen resmi töreni iki lider Merkel’in isteği üzerine oturarak gerçekleştirmesi ve milli marşlara oturarak eşlik edilmesi protokol kurallarına aykırı ve Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde bir ilk. Merkel muhalifleri ve ırkçılar bu durumun Alman ulusunu güçsüz gösterdiği argümanı ile oldukça ağır eleştirdi.

2021’DEN ÖNCE AYRILMAK İSTEMİYOR

Gazetecilerin sağlık sorunları ile ilgili yönelttiği sorulara sağlıklı kalmanın kendisi için önemli olduğunu ve her fırsatta 2021’e kadar şansölye kalmak istediğini vurgulayarak cevap veriyor. Son dönemde sağlık sorunlarının yoğunlaştığı kadar, ajandasının da yoğunlaştığı gözden kaçmayan bir gerçek.

Merkel’in son günlerde aşması gereken en büyük zorluk Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’i AB Komisyon Başkanı seçtirmek. Hükümet ortağı SPD’nin destek vermediği von der Leyen AB Parlamentosu’nun yapacağı oylamayı kaybetmesi durumu Almanya için hükümet krizine dönüşebilir, bu süreç erken seçime dahi evrilebilir.

Merkel, kendi belirlediği CDU Genel Başkanı Annegret Kamp Karrenbauer – AKK’nın siyaset tarzından memnun değil. 2021’den önce gönül rahatlığı ile ülke yönetimini teslim edebileceği nitelikte AKK’yı görmüyor şu an. Merkel CDU içerisinde liberal politikaları temsil ediyor. AKK ise Merkel’in aksine göçmen politikasını doğru bulmuyor. AKK, seçim dönemlerinde YouTube gibi platformları sansürlemeyi, yani düşünce ve konuşma özgürlüğünü kısıtlamayı dile getiren bir siyasetçi. AB’nin geleceği ile ilgili fikirleri de Merkel’in yaklaşımından oldukça farklı. Merkel, AB’ye liderlik yaparken Macron ile ortak hareket etmeye özen gösterdi. AKK, ise Strazburg’da bulunan AB Parlamento yerleşkesini kapatmayı vaat ederek tam aksi istikamette ilerliyor. CDU içerisinde 2020’nin ilk yarısında erken seçim olma ihtimali üzerinde duruluyor. Bu durumda Merkel’in siyaseti 2021’den önce bırakması oldukça yüksek olasılık.

#Angela Merkel
#Almanya
#Mülteci
5 yıl önce