|

Metaverse distopik kabus mu?

Prof. Dr. Barış Erdoğan bir ütopik güzellik olarak sunulan Metaverse’nin distopik bir kabusa dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Bireylerin toplumsal sorunlara ilgisinin körelebileceğinin altını çizen Erdoğan’a göre İnsanların eğlenirken sistemin kölesi haline gelmesi, eşitsizliklerin kat be kat artması mümkün.

Dilber Dural
01:00 - 6/02/2022 Pazar
Güncelleme: 10:28 - 8/02/2022 Salı
Yeni Şafak
metaverse
metaverse

Teknoloji insan ilişkisi üzerine yeniden düşünmemizi sağlayan Metaverse dijital deneyimin ötesinde bir oluşum. Sanal gerçeklik gözlükleriyle ve avatarlarımızla sanal dünyada sabah toplantıya katılıp, öğlen İtalya’da alışveriş yapıp, sonra New York sokaklarında gezip, akşam da konsere katılacağımız sanal bir cennet olarak pazarlanıyor.

  • Fiziksel dünyanın sınırlarına, gelişmelerine adapte olmaya çalışırken; imkânsız diye bir kavramın olmadığı, sınırların olmadığı Metaverse’de ucu bucağı olmayan bir dijital dünyaya davet ediliyoruz. O çok sevdiğimiz dizilerde, filmlerde izlediğimiz her şey ve hatta hayal ettiğimiz ne varsa onu yaşayacağımız bir dünya pazarlanıyor adeta. Metaverse evreninde gerçekten her şey kusursuz mu? Hayatımız çok hızlı bir şekilde dijitale dönmesi bizi nasıl etkileyecek? Bu değişimin psikolojik, sosyolojik ve çevresel boyutları ne olacak? Bizi ne gibi sorunlar bekliyor? Tüm detaylarıyla uzmanlara sorduk.

PARANOYAYI BERABERİNDE GETİREBİLİR

Psikiyatrist Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar, insan türünün teknolojiye verdiği ruhsal yanıtı öngörebilmenin pek kolay olmadığını belirterek, Metaverse’in de zihinsel sağlık etkilerinin tam olarak ne olduğunu ve dijital bağımlılık üzerindeki etkisine ilişkin hangi sonuçların çıkarılabileceğini belirlemenin şu aşamada zor olacağını belirtiyor.

Sayar, “Ancak Metaverse ile dijital yaşama kayış, güncel hayatın bazı streslerinden uzaklaşabilmeyi sağlayacaktır. Ancak bu rahatlama ve geçici hazların bir süre sonra yerini yeni streslere bırakması olasıdır. Bir diğer etkisi de ilişkiler üzerine olacaktır. Sosyal medyanın da bizi birbirimize bağlaması gerekiyordu, bunu kısmen yaptı da. Ama bir yönden de bizi her zamankinden daha yalnız ve mesafeli olmaya itti. Metaverse de benzeri bir ikilem yaratacaktır” diyor. Sayar, fiziksel yalnızlık ile gelen yakın ilişki ve dokunarak, sarılarak yatışma ihtiyaçlarının doyurulamaması, sinirlilik, artan gerilim ve paranoya, bedensel belirtilere aşırı odaklanma gibi sorunları da beraberinde getirebileceğinin altını çiziyor.

YENİ TEDAVİ İMKÂNLARI DA SUNABİLİR

  • “Metaverse kendi içinde ödüller de getirecektir” diyen Sayar, “Sosyal ilişkiler, diyaloglar, beğeniler, maddi kazanç… Bu ödüller de Metaverse’in bağımlılık yaratma potansiyeli olduğunu düşündürür” diyor. Diğer taraftan depresyon, sosyal fobi, şizofreni, dürtü denetim bozuklukları gibi birçok durum için yeni tedavi imkânları da sunabileceğini dile getiren Sayar, önemli olan yaygın kullanım başladıktan sonra bize iyi gelen ve gelmeyen yönleri ayırt edebilmek ve buna göre düzenlemeler yapabilmemiz gerektiği olduğunu belirtiyor.

SOSYAL İLİŞKİLERİN SONUNU GETİRMEYECEK

Prof. Dr. Barış Erdoğan ise sosyolojik açıdan mevzuyu aldı. Erdoğan, gerçek dünyanın sanal dünya ile etkileşimde olduğu bu yeni evrenin toplumsal ilişkilerimizi, yaşam biçimimizi değiştireceğini belirtiyor. Erdoğan, bu yeni aracın kötümserlerin iddia ettiği gibi sosyal ilişkilerin sonunu getirmeyeceğinin altını çizerek, “Daha önce radyo, televizyon, internet ortaya çıktığında da bu endişeler dile getirilmişti. Aksine insanlar ve mekânlar arasındaki mesafeleri mevcut sosyal medya araçlarının kapasitelerinden çok daha fazla bir başarıyla kısaltacak. Maddi şartlardan dolayı dünyayı gezme, görme, gerçek hayatta yaşayamayacağınız deneyimleri hissetme açısından görece bir demokratikleşme sağlayacak. Sabah Mısır Piramitlerini gezip, öğleden sonra

Londra’daki mağazadan alışveriş yapabileceğiz, dostlarımızla mevcut sosyal platformlardan farklı olarak çok daha gerçekçi bir ortamda iletişime geçebileceğiz” şeklinde dile getiriyor.

EŞİTSİZLİKLERİN KAT BE KAT ARTTIĞI YENİ BİR DÜNYA

  • Erdoğan, ancak bu ütopik güzelliğin distopik bir kabusa da dönüşebileceğinin altını çiziyor. Erdoğan, dev bilişim şirketlerinin kontrolünde her türlü kamu denetimi ve kuralından şimdilik bağımsız bu aracın, demokrasi için bir tehdit olabileceğini vurguluyor. “Bu aracın Facebook’un Amerikan seçimlerinde seçmenler üzerinde yaptığı müdahaleden daha derin ve etkili manipülasyon kapasitesi olduğu kesin” diyen Erdoğan, gerçek dünyanın sorunlarından görece olarak uzaklaşan, uzaklaştırılan bireylerin toplumsal sorunlara ilgisinin de körelebileceğinin altını çiziyor ve ekliyor: “İnsanların eğlenirken sistemin kölesi haline geldiği, eşitsizliklerin kat be kat arttığı yeni bir dünya tehlikesi de yok değil.”

HAYAT DİJİTALİZE OLUP GLOBALLEŞECEK

Yeni medya araştırmacısı Selvanur Yazıcı Sezgin ise Metaverse’in iletişim boyutunu değerlendirdi. Sezgin şöyle açıklıyor: “Metaverse, Web 3.0 teknolojisiyle yani çevrim içi iletişimin dijital platformlarla üç boyutlu hale evrilmesiyle son yıllarda adından söz ettirmeye başlamıştı. Ancak Facebook şirketinin geçtiğimiz ekim ayında çatı ismini ‘Meta’ olarak güncellediğini açıklamasıyla Metaverse konusu bu kez hepimizin gündemine daha etkili şekilde düşmüş oldu.” Facebook’un yaptığı anlamlı isim değişikliğiyle ve konuyu sahiplenici algı ve iletişim çalışmalarıyla göz önünde olsa da aslında Metaverse’in çok daha geniş ve merkezden uzak bir evreni ifade ettiğini söyleyen Sezgin, bilgisayar ve mobil döneminden sonra internetin üçüncü dönemi olarak da tanımlanan arttırılmış gerçeklik döneminde gözlüklere epey iş düştüğünü dile getiriyor. Sezgin, ilerleyen yıllarda gözlük teknolojilerinin çokça gelişeceği ve konser, tiyatro, toplantı gibi pek çok etkinliğin sanal hayattan devam edeceği, hayatın iyice dijitalize olup globalleşeceğinin öngörüldüğünü kaydediyor.

Teknoloji beşlisinin kuralları ile şekilleniyor

“Web 2.0. teknolojisinin ilk yıllarında sosyal medya platformlarının en büyük iddiası özgür ve demokratik bir söylem alanı inşa edecek olmalarıydı” diyen Sezgin, “Geleneksel medyanın tekel yapısının yeni medya araçları ile kırılacağı ve bireysel, bağımsız alternatiflerin güç kazanacağı öngörülüyordu. Bu öngörü bir miktar gerçekleşti; ancak yıllar içinde sosyal medya kanallarının da kendi tekellerini kurdukları ve gücün yine merkezde toplandığı görüldü” diyor ve ekliyor: “GAFAM adı verilen Google, Apple, Facebook, Amazon, Microsoft teknoloji beşlisinin kuralları ve tercihleriyle şekillenen bir sosyal ağın mensupları olduk hepimiz. Şimdi Metaverse için de benzer tartışmalar yürütülüyor.”

Selvanur Yazıcı Sezgin, son yıllarda hayata geçen pek çok uygulamanın, özellikle blok zincir sisteminin bir parçası olan yani kendi iç işleyiş sistemi ve ekonomisi olan farklı şirketlere ait uygulamaların merkezi değil, merkez dışı-dağınık bir biçimde yönetildiğini söylüyor. İnsanların sanal kimlikleriyle, kripto paralarıyla alternatif bir hayat deneyimlediğini ifade eden Sezgin, merkezi yapıyı dağıtacak olması yönüyle Metaverse hakkında olumlu öngörülerin de söz konusu olduğunu belirtiyor. Sezgin, “Ancak özellikle gerçek hayatta yasa dışı olan eylemlerin de rahatlıkla gerçekleşebildiği bir evren olarak olası tehlikelerinden de bahsetmek mümkün” diyor.

Elektrik tüketimi farklı rahatsızlıklara sürükleyebilir

  • Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci ise karbon ayak izleri bağlamında yaşam koşulları ve maliyetleri dikkate alındığında avantajı ve dezavantajı beraberinde getireceğini ifade ediyor. Dilci, üretmeyen pasifize edilmiş insanın nasıl yaşayacağı başlı başına bir sorun iken, dijital nesnelerin yoğun kullanımına bağlı elektrik tüketiminin ve bunu üreten mekanizmaların ortaya çıkaracağı yeni sar değerlerin insanlığı farklı rahatsızlıklara sürükleyebileceğine dikkat çekiyor. Dilci, “Aşırı manyetik etkiye maruz kalacak insanın doğal eğilimlerine kısıtlayıcı yeni yaşam biçimi, dijitalleşmenin yoğunlaşmasıyla en çok petrokimya ürünü ürünlerin tüketimi konusunda yeni bir boyut kazandıracaktır. Diğer taraftan en çok ulaştırma ve lojistik hizmetler alanında karbon ayak izlerini olumsuz yönde kendini gösterecektir” diyor. Bununla beraber, üretmeyen insanın topraktan ayağının kesilmesi ile beraber biyolojik yapısına uygun olmayan beslenme şekilleri ile yeni sağlık sorunlarının kapılarının da aralayabileceğini ifade eden Dilci, bu olumsuzluklara karşın insanlığın büyük bir kısmının dijital ekran karşısında olması var olan trafik ve emisyon sorunlarını azaltarak, karbon ayak izlerinin de olumlu yönde etkileyebileceğini belirtiyor.


#metaverse
#teknoloji
#Gökben Hızlı Sayar
#Barış Erdoğan
#Selvanur Yazıcı Sezgin
#Tuncay Dilci
2 yıl önce