Bu süreçte en büyük görevin öğretmenlere düştüğünün altını çizen Ergin, “Öğretmenlerin çocukların yaptığı olumlu davranışlara odaklanmaları ve bu konularda onlara olumlu geri bildirim vermeleri, onlardan güzel ve övgü dolu sözlerini esirgememeleri gerekiyor. Çocukların büyüdüklerini fark ettikleri alanları cömertçe ve sevgi dolu bir şekilde onlarla paylaşmaları çocukların okulu, öğretmenlerini ve dolayısıyla öğrenmeyi sevmelerini kolaylaştıracak. Buna ek olarak ailelerin de çocuklara sınıfta veya okulda kendilerini yakın hissettikleri arkadaşlarını sormaları ve o arkadaşlarıyla okuldan sonra da görüşebilmeleri için çocuklarına fırsatlar yaratmaları yine çocukların bu sürece daha kolay adapte olabilmeleri açısından çok önemli” diye konuştu.
ÇOCUKLARI TEDİRGİN ETMEYİN
Okula başlangıç aşamasında çocuklardan önce velilerin sakin ve gerginlikten uzak olmasının önemine işaret eden Ergin, “Telaş içerisinde görünen ve her şeyin yolunda olup olmadığını sürekli kontrol etmeye çalışan bir ebeveynin çocuğu ‘Telaşlanılması gereken bir durum var’ mesajını ya da sürekli okulda korkmaması gerektiğini söyleyen bir ebeveynin çocuğu da ‘Demek ki okul korkulacak bir yer’ mesajını çok rahat alabiliyor ve kendisi de bu duyguları yaşamaya başlayabiliyor. Bu noktada öncelikle ebeveynlerin soğukkanlı ve kaygılarını kontrol edebilir olmaları oldukça önemli” şeklinde konuştu.
