|

Rus füzelerinin bölgesel güvenliğe etkisi

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/12/2016 Pazar
Güncelleme: 00:37 - 4/12/2016 Pazar
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Dr. Elnur İsmayıl

Bilgesam Araştırmacısı



Kırım'ın işgali ve Suriye'de iç savaşa Rusya'nın aktif müdahalesi sonrasında Rusya ve ABD arasında hem diplomatik hem askeri ilişkilerin gerginleşmesi ile Putin iktidarı yayılmacı bir askeri strateji izlemektedir. Rusya hem kendi sınırlarında hem de yakın çevresinde askeri gücünü artırmakta; Karadeniz ve Akdeniz'de Rusya'ya ait savaş filolarının askeri hareketliliği dikkat çekmektedir. Ekim 2016'da Rusya'nın Akdeniz'e savaş gemileri ve muhriplerden oluşan gemi grubu ile çıkarma yapması tek Suriye'deki çıkarlarını korumak amaçlı değil; aynı zamanda küresel bir güç olarak kendisini kanıtlamak istemesinin de bir göstergesidir.



FÜZE SİSTEMLERİNİ MODERNİZE EDİYOR


Rusya'nın izlediği askeri stratejinin önemli bir boyutunu sahip olduğu nükleer başlıklı füzelerini kendi sınırları boyunca ve ulusal çıkarlarına tehdit olarak gördüğü sınırları dışındaki coğrafyalara konuşlandırmak oluşturmaktadır. Ayrıca, Rusya'da nükleer silah envanterinin modernize edilmesi için strateji plan hazırlanmıştır. 2020 yılına kadar Rusya stratejik nükleer kuvvetlerini modernize etmeği amaçlamakta. Son yıllarda bütçeden askeri harcamalara ayrılan paranın yaklaşık %20'lik bir kısmı mevcut füze kalkanı sistemlerinin modernizasyonunda kullanılmaktadır. Bunun en önemli nedeni olarak, Rusya ve ABD arasında füze savunma sistemlerinin uzun bir süredir Doğu Avrupa'da Rusya sınırına yakın coğrafyalarda konuşlandırılmasına Kremlin'in tepkisi gösterilebilir. ABD'nin füze savunma sistemi konuşlandırmasını Rusya ulusal güvenliğine tehdit olarak algılamaktadır.



Kasım 2011'de dönemin Rusya Devlet Başkanı Medvedev tarafından ABD füze savunma sistemlerine karşı nasıl bir strateji izleyeceği açıklanmıştır. Bu stratejide Kaliningrad'a füze savunma sistemi yerleştirilmesi; ülkenin güney ve batı bölgelerinde yabancı füze sistemlerini imha edebilecek önlemler geliştirilmesi ve Strateji Nükleer Silahların Azaltılması Antlaşması START-3'ten çekilmesi belirtilmiştir. Rusya-ABD ilişkilerindeki gerilim en son olarak Ekim 2016'da Rusya Devlet Başkanı Putin'in, nükleer silah yapımında kullanılabilecek zenginleştirilmiş plütonyum imha edilmesi için ABD ile 2000 yılında imzalanmış anlaşmayı askıya almasıyla sonuçlanmıştır.



KALİNİNGRAD KRİZİ


Nisan 2012'den itibaren Rusya Baltık Filosu ve jeostratejik öneme sahip Kaliningrad kenti S-400 füze sistemi ile donatılmıştır. Ekim 2016'da ise İskender-M füze savunma sistemleri Kaliningrad'a yerleştirilmiştir. Bunun askeri tatbikat kapsamında olduğu söylense de, NATO üyesi birliklerin Baltıklara askeri takviyesine bir cevap olduğu bilinmektedir.



Rusya'nın başka bir askeri hamlesi Akdeniz istikametinde yaşanmaktadır. 15 Ekim 2016'dan itibaren Rusya tek uçak gemisi olan Sovyetler Birliği Donanması Amirali Kuznetsov kontrolünde 7 savaş gemisini Akdeniz'e gönderdi. Ağır güdümlü Pyotr Velikiy (Büyük Petro) nükleer füze kruvazörü Suriye sınırlarında mevki edinmiştir. Bu gemi grubuna Fregat projeli Severomorsk ve Koramiral Kulakov muhripleri (denizaltısavarlar) dahildir. Kalibr füzeleriyle donatılmış Akula ve Kilo sınıfı 3 adet denizaltı Rus filosuna eşlik etmektedir. Pyotr Velikiy (Büyük Petro) nükleer füze kruvazörü 20 adet P 700 Granit gemisavar füze taşımaktadır. Ayrıca, 600 km'lik bir alanı kontrolü altında tutabilen hava savunma sistemine sahiptir. Rusya'nın en önemli savaş gemilerini sınırlarından uzak bir bölgeye- Akdeniz'e göndermesini kendisinin sadece kara gücü değil; bir deniz gücü olduğu mesajı vermek istediği gibi de değerlendirilmelidir.



Rusya, Türkiye'nin komşusu ülkelere de uzun süredir hava savunma füzeleri ve taktik balistik füzeler yerleştirmekte. Rusya'nın; S-300 ve S-400 hava savunma sistemlerini Suriye'de konuşlandırması Esed rejimine yapılacağı beklenilen ABD kontrolündeki Batılı koalisyon devletlerinin saldırılarını önlemek gibi ihtimalleri gündeme getirmektedir. Rusya kendi envanterinde bulundurduğu İskender-M balistik füze sistemini Suriye'den sonra Ermenistan'a vermiştir. Rusya, bu füze sistemini stratejik müttefiki Ermenistan'a bağımsızlık günü nedeniyle kardeşlik sembolü olarak verdiğini beyan etmiştir.



TÜRKİYE'NİN KOMŞULARINDA S-300 VARLIĞI


Suriye'de ise füze sistemi Türkiye sınırına uzak olmayan Hmeymim askeri üssünde bulunmaktadır. Böylelikle Türkiye'nin Ermenistan ve Suriye sınırlarında Rus füze sistemleri konuşlandırılmıştır. S-300 hava savunma füzelerinin Türkiye'nin hemen hemen tüm komşu devletlerinin Ermenistan, Yunanistan, Bulgaristan, İran, Azerbaycan ve Suriye ordusunun envanterinde mevcut olduğunu unutmamak gerekiyor.



Rusya, 2017 yılı bütçesinde askeri harcamalarını yaklaşık %33 oranında azaltarak 45 milyar ABD Doları olarak planlamakta. 2017 yılı bütçesinde ulusal güvenliği için belirlediği miktar ise bir önceki seneyle yaklaşık aynı- 31,6 milyar ABD Doları olarak önerilmektedir. Son yıllarda artan askeri harcamalardaki azalma kararı muhtemelen, Rusya'nın yaşadığı ekonomik sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. Bunlara rağmen, Rusya son dönemlerde askeri güç olarak gövde gösterisi hamlelerini devam ettirecek; uluslararası sistemde küresel güçler arasındaki dengenin korunması için askeri gücünü ve savunma sanayisini güçlendirecektir.



#Rus füzeleri
#Bölgesel güvenlik
#Elnur İsmayıl
7 yıl önce