|

Rusya’ya yaptırım Batı’yı bölecek

Ukrayna krizi patlak verdikten şimdiye kadar yaptırım uygulanması konusunda Kremlin’e karşı ortak tavır sergileyen ABD ve AB, ilk defa olarak bu konuda farklı yaklaşım içindedir. Bunun en önemli nedeni ise, bu yaptırımdan Avrupa şirketlerinin de zarar görebileceği endişesidir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 15/08/2017 Salı
Güncelleme: 02:52 - 15/08/2017 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

ABD Kongresi’nin “Yaptırımlar Yoluyla Amerika’nın Düşmanlarıyla Mücadele“ yasası İran ve Kuzey Kore dahil Rusya’ya karşı ABD tarihinin en sert yaptırımlarını içeriyor. Temsilciler Meclisi ve Senato’nun onay vermesinden sonra yasanın ABD Başkanı Trump tarafından imzalanması, ABD Kongresi'nin onayı olmadan ABD Başkanının yaptırımları kaldırabilmesi gibi yetkisine kısıtlama getiriyor. Yasa, ABD Başkanının böyle bir talebi olursa, Kongre’ye bunun gerekçelerini anlatabilecek rapor sunmasını öngörmektedir.

Yeni yaptırım, 2014 yılından günümüze kadarki mevcut yaptırımlara ek olarak, özellikle, Rusya’nın üzerinde durduğu ve gerçekleştirmek istediği Kuzey Akım-2 (North Stream-2) projesini hedef almaktadır. Son yıllarda özellikle enerji kaynakları üzerinden önemli bir güç haline gelen Rusya’nın petrol ve doğal gaz şirketlerine yönelik yaptırımları, ABD’nin ulaşmak istediği amacı da ortaya koymaktadır. Direkt olmasa da Türk Akımı projesinin ikinci hattının finansmanı konusunun da bu yasadan olumsuz etkileneceği ihtimali vardır.

TARİHSEL ARKA PLANI

2014 yılında Kırım’ın ilhak edilmesi sonrasında ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından Rusya’ya yönelik yaptırımlar uygulanmaya başlandı. Rusya’nın finans, teknoloji, silah ve enerji şirketlerini ve iş insanlarını ve bürokratlarını hedef alan bu yaptırımlar 6 ay sürelerle uzatılarak günümüze kadar gelmiştir. Bu yaptırımlar Rus şirketlerinin Batıdaki varlıklarını dondurarak, yeni faaliyetleri için kısıtlamalar getirmiştir.

ABD’de son başkanlık seçimlerine müdahale etmesi nedeniyle eleştirilen Rusya’ya tepki olarak, Barack Obama iktidarı döneminde, ABD’den 35 Rus diplomatı sınır dışı edilmiş; Rus diplomatik yerleşkelerine el konulmuştu. Başkanlık seçimlerine müdahalede suçlanan Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) de yaptırımlara maruz kalmıştı.

Trump’ın iktidara gelmesinden sonra Kremlin-Beyaz Saray ilişkilerinin normalleşebileceğine olumlu yaklaşılmaktaydı. Trump, Rusya’ya karşı yaptırımları kaldırabileceğini duyurmuş; Şubat 2017’de ise yaptırımları gevşetmişti. Fakat bu konuda herhangi nihai bir sonuca varılamamıştır. Son yaptırım kararının imzalanmasıyla da Trump kişisel görüşünü ortaya koyarak Rusya’ya yaptırıma sıcak bakmadığını; yasanın içeriğinin ABD Anayasasına zıt olduğunu; fakat ABD’deki hassas politik ortamı dikkate alarak herhangi bir sorundan ve gelebilecek tepkiden kaçmak amaçlı ulusal birlik için kararı imzalamak zorunda kaldığını beyan etmiştir.

Trump’ın, Rusya’ya karşı son yaptırım kararını onaylamasının ardından ise Moskova-Washington ilişkilerinde yeni bir döneme girilmiş; Rus Başbakanı Medvedev’in ifadesiyle iki ülke arasında yeni bir ticari savaş başlamış; iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi için ümitler sona ermiştir. Herkesi düşündüren konu ise Rusya’nın bu karara nasıl tepki vereceğidir.

MOSKOVA NASIL TEPKİ VERİR?

Rusya-ABD ilişkilerini ekonomik ve politik olarak iki farklı boyutta incelemek gerekiyor. Özellikle, Ukrayna krizi sonrasında Rusya-Batı ilişkilerinde patlak veren sorunlar daha çok ilişkilerin ekonomik boyutunu olumsuz etkilemiştir. Politik ilişkiler ise kriz öncesi dönemden çok farklı olmadan gelişme göstermiştir. Küresel süper güç olduğunu kanıtlamayı amaçlayan Rusya’nın kendi arka bahçesinde ABD faaliyetini kısıtlayan eylemlerine rağmen Moskova-Washington arasında bölgesel sorunlarda işbirlikleri zaman zaman devam etmiştir.

Ekonomik boyutta ise, yaptırımlar Rusya’ya son yıllarda azalan yabancı sermaye girişini ve son dönemlerde canlanan Rus ekonomisini önemli boyutta olumsuz etkileyecektir. Ruble bundan olumsuz etkilenecek; Rus finans piyasası ve Rus enerji şirketleri zarar görecektir. Bu nedenle Rusya, ABD Dolarına ve ABD merkezli ödeme sistemlerine bağımlılığı azaltacak yeni bir ekonomik sistem üzerinde çalışmaktadır.

ABD’nin son yaptırım kararının ardından Rusya’nın buna misliyle karşılık vereceği beklenmekteydi. İlk olarak, Kremlin’de 1 Eylül 2017 tarihine kadar Rusya’daki ABD diplomatlarının sayının azaltılması ile ilgili karar alınmıştır. Muhtemelen bundan sonraki süreçte de her alanda ABD ve diğer Batılı devletler Rusya’nın yeni yaptırımlarının hedefi olacaktır. ABD’nin kararına tepki olarak, Rusya’nın Batı karşıtı ülkelerle işbirliği daha da gelişecektir.

AVRUPA ABD’NİN KARARINA NEDEN TEPKİLİ?

Ukrayna krizi patlak verdikten şimdiye kadar yaptırım uygulanması konusunda Kremlin’e karşı ortak tavır sergileyen ABD ve AB, ilk defa olarak bu konuda farklı yaklaşım içindedir. Bunun en önemli nedeni ise, bu yaptırımdan Avrupa şirketlerinin de zarar görebileceği endişesidir. Özellikle, Kuzey Akım projesindeki mevcut enerji şirketlerinin etkilenmesinden endişe edilmektedir. Bu tepki özellikle Almanya, Fransa ve Avusturya gibi ülkelerden gelmektedir. Enerji tedariki konusunun AB’nin iç sorunu olduğunu vurgulayan bu ülkeler yaptırımların da AB-ABD ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini beyan etmektedirler. ABD’nin bu yaptırımlarını uluslararası hukukun ihlali gibi değerlendiren ülkelerin başında Almanya gelmektedir. Almanya, ABD’nin önceki yaptırım kararlarında AB ile diyalog içinde olduğunu; bu karar alındığı zaman ise herhangi bir görüş alınmadığından dolayı da tepkisini ortaya koymaktadır. Almanya’da yapılan bir araştırmada, Rusya’ya uygulanan yaptırımların Alman ekonomisini 10 milyar dolar zarara uğrattığı beyan edilmektedir. ABD’nin yeni yaptırımlarında Rusya’nın Avrupa’ya uzatılmayı amaçladığı doğal gaz projelerine katılım gösterecek şirketlerin (Wintershall, Uniper, Shell, OMV) de ABD’de faaliyeti zora girecektir.

BATI BLOKU DAHA ÇOK ETKİLENECEK

ABD’nin Rusya’ya yönelik bu kararının bir önceki yaptırımlara kıyasen daha büyük bir etki yaratacağını söylemek doğru olmaz. Rusya son 3 senede kendisine yönelik uygulanan yaptırımların sonuçlarının ülke ekonomisi için faydalı olduğunu beyan etmektedir. Son yıllarda istatistiklerde Rus ekonomisinin büyüdüğü verileri paylaşılmaktadır. Ayrıca, ekonomik yaptırımların uygulanması Suriye krizinde ve Kuzey Kore’yle ilgili BM GK kararının kabulünde de gözüktüğü gibi bölgesel ve küresel sorunların çözümü için gerektiği zaman ABD-Rusya “işbirliğini” zayıflatmamaktadır. Görüş ayrılıkları olmasına rağmen taraflar arasında gerektiği zaman diyalog yolu kapanmamıştır. Terörle mücadele ve kitle imha silahlarının yayılmaması konusunda ABD-Rusya işbirliğinin devam edeceği beklenilebilir.

Taraflar karşılıklı olarak retorik ve diplomatik olarak sert görüşler belirtseler de, bunu ifrata taşımamaktadırlar. Yaptırım yasasının AB’de de endişe doğurması; Trump döneminde AB ve ABD arasında soğuk ilişkiler Moskova’nın işine gelmektedir. Son 3 yıldır yaptırım konusunda Rusya’ya karşı başarılı olamayan Batı’nın bu son yaptırımdan daha çok kendisinin etkileneceği de bir gerçektir.

Dr. Elnur İsmayıl• BİLGESAM Dış Politika ve Güvenlik Araştırmacısı
#Rusya
#Batı
#Yaptırım
7 yıl önce