Doç. Dr. Çanakçı, " Biz sadece hasta olduğumuzda doktora gidiyoruz. Oysa hastalığın tedavisinden daha önemli olan şey hastalığın oluşmasını engellemektir. Yani koruyucu tedavilerdir. Biz bu koruyucu tedavileri pek dikkate almayan bir toplumuz. Tabii bu durum, geçmişteki sağlık sisteminin sıkıntılarından da kaynaklanıyor" diye konuştu.
Çanakçı, Türkiye'de özellikle son yıllarda koruyucu hekimliğe daha fazla önem verildiğini vurgulayarak, ileriki yıllarda bu sistemi daha da geliştirip hastalığı çözmek yerine hiç oluşmadan önlemek gerektiğini kaydetti.
Sadece on dakika ayırarak, hekime kontrole gidilmesinin hastalığın aylarca süren tedavisini engelleyeceğinin altını çizen Çanakçı, "Böylece hem zaman olarak hem de maddi anlamda büyük bir külfeti engellemiş oluruz. Hiçbir problemimiz olmasa bile muhakkak altı ayda bir diş hekimine gidip, bir sıkıntı var mı, sorulmalı. Bu şekilde insanlar ileride daha çok zaman kaybından ve daha fazla para harcamaktan kurtulurlar" ifadelerini kullandı.
Diş ağrısının nedenini bilmeden ağrı kesici kullanarak problemi çözmeye çalışmanın son derece yanlış olduğunu anlatan Çanakçı, şöyle konuştu:
"Bunun tıbbi ve ekonomik sakıncaları vardır. Bunu kesinlikle önermiyoruz, dişiniz ağrıyorsa mutlaka hekiminize gidin. Özellikle diş hastalıkları için söylüyorum, zaman zaman bazı ağrılar en kuvvetli ağrı kesicilerle bile giderilecek ağrılar değildir. Eğer ağrı söz konusuysa orada bir problem vardır ve bu problem ağrı kesiciyle giderilemez. Probleme neden olan etken ortadan kaldırılarak giderilebilir. Ağrı kesiciyle giderilen bir problem dahi olsa bu sadece geçici bir çözümdür, problemin daha fazla ilerlemesine neden olur."
Ağrıdan ziyade patolojiyi ortadan kaldırmak gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Fatih Çanakçı, insanların kafasına göre, 'dişim ağrıdı bir ağrı kesici kullanayım' ya da 'galiba dişimde iltihap var, bir antibiyotik kullanayım' diyerek uyguladığı tedavinin boş yere ilaç kullanımı olduğunu sözlerine ekledi.
