|

Söz kısa filmcilerde: Küçük konuların satır arasında büyük meseleler var

Yeni Şafak yazarı Abdulhamit Güler, bugünkü köşe yazısında, Yönetmen İnan Erbil'i konuk etti. Hayatın içerisinde gördüğü küçük meselelerin satır arasında aslında ne kadar büyük meseleler olduğunu fark ettiği ve bunu dışavurmanın kendisini iyi hissettirdiği için sinema sektöründe yer aldığını vurgulayan Erbil, "Bunları sinemayla dışavurmak hem kendimi iyi hissettiriyor, hem de daha estetik geliyor." dedi. İşte o röportajdan öne çıkanlar...

Abdulhamit Güler
01:30 - 14/08/2021 Cumartesi
Güncelleme: 01:37 - 14/08/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
İnan Erbil
İnan Erbil

Güler'in İnan'ı konuk ettiği '7. Köşe' röportajı şöyle:

"Genelde sanatın, özeldeyse sinemanın garip kalmış türü kısa film... Daha doğrusu ülkemiz için bunu söyleyebiliriz. Yarışması çok fazla fakat tür olarak önem vereni ve üreteni çok az. Bir basamaktan öteye geçemiyor. Uzun metraja gitmeden önceki uygulama alanı. Adeta staj gözüyle bakılıyor.

Kısa filme bakışın değişmesinin önemini ve kısa filmcilerin sesi olma misyonunun gereğini yerine getirebilmek için bu hafta da köşemizi başarılı bir kısa filmciye açıyoruz. İnan Erbil’i G.K. filmi ile tanıdım. Tek plan çektiği filmi başarılıydı. Hayli festival dolaştı. Tek mesele festivallerde boy göstermesi değil elbette. Hiçbir filmin ve yönetmenin tek kıstası da bu olmamalı zaten. İnan, sinema üzerine düşünen ve sektörde bilfiil çalışan biri olarak umut vaat ediyor.

Sonraki kısalarını ve uzunlarını ve sonra yine kısalarını merakla bekliyor, sözü kendisine bırakıyoruz...

“KÜÇÜK KONULARIN SATIR ARASINDA BÜYÜK MESELELER VAR”

- Filmografinden bahseder misin?

2015 yılında Zerk, 2016 yılında Takım adlı kısa belgesellerimle sinema sürecim başladı, diyebilirim. Sonrasında kurmaca kısa filmler üretmeye devam ettim. 2018 yılında Bir Taşra Rüyası, 2019 yılında G. K. çektiğim kurmaca kısa filmler... Şu an üzerinde çalıştığım Belki Bir Gün Gideriz, beşinci kısa filmim olacak.

- Neden sinema yapıyorsun?

Sanırım bu soruya çok uzun ve romantik cevaplar verilebilir. Fakat benim böyle cevaplarım hiç olmadı. Düşünmedim açıkçası. Ama birkaç cümle ile ifade etmem gerekirse şöyle açıklayabilirim; Hayatın içerisinde gördüğüm küçük meselelerin satır arasında aslında ne kadar büyük meseleler olduğunu fark ettim. Ve bunları sinemayla dışavurmak hem kendimi iyi hissettiriyor, hem de daha estetik geliyor.

“KISA FİLM SEKTÖR OLAMIYOR”

- Türkiye’de kısa film yapmanın zorlukları neler?

Türkiye’de kısa filmin sektör olmaması aslında en büyük sorun. Çünkü üretim mekanizmalarını doğrudan etkiliyor. Bunun sonucunda da niteliğin düşmesi ve kısa filmin öğrenci filmleri olarak algılanması karşımıza çıkıyor. Bence kısa filmin sektörel olarak nitelik kazanması durumunda aklımıza gelen diğer tüm sıkıntıların kalmayacağını düşünüyorum."

#İnan Erbil
#Türk Sineması
#Abdulhamit Güler
3 yıl önce