|

Taht oyunlarında kardeşlik payı

Kösem Sultan:Haremin Gölgesinde Taht Oyunları adlı kitap Can Alpgüvenç imzasıyla okurla buluştu. Alpgüvenç, Osmanlı döneminde yaşanan taht kavgalarını roman diliyle yeniden kurgulayarak anlatıyor.

12:15 - 15/03/2020 Pazar
Güncelleme: 12:16 - 15/03/2020 Pazar
Yeni Şafak
Kösem Sultan:Haremin Gölgesinde  Taht Oyunları
Kösem Sultan:Haremin Gölgesinde Taht Oyunları

BEYZA KARAKAYA

Son yıllarda tarihe, bilhassa popüler tarihe toplumsal boyutta büyük bir ilgi olduğu yadsınamaz bir gerçek. Hal böyle olunca tarihi romanlar, tarihi diziler büyük bir ilgi ile takip ediliyor. Fakat popüler tarih enstrümanlarının pek çoğunun en büyük zafiyeti tarihi bilgileri, gerçeklikleri göz ardı etmeleri. Tarihi, popüler tarih enstrümanları ile öğrenen/ öğrendiğini zanneden pek çok kişi için bu büyük bir problematik doğuruyor. Fakat tarihi romanlar, tarihi diziler bir tarih araştırmasından ve salt tarihi gerçeklikten ziyade kurgu olarak izlenebilir, kurgu olarak okunabilirse o zaman popüler tarih enstrümanları tarih araştırmalarına alternatif olmaktan ziyade popüler kültürün süjeleri olarak değerlendirilebilir. Can Alpgüvenç’in Kösem Sultan: Haremin Gölgesinde Taht Oyunları kitabı da bir tarih anlatısı olarak değil, tarihi konu edinen bir kurgu metin olarak değerlendirildiği takdirde, zaman zaman düştüğü anakronik yaklaşımların ve tarihi bilgi yanlışlarının göz ardı edilip, kıymet kazanacağını düşünüyorum.

KARDEŞ KATLİNE DAİR

Kösem Sultan: Haremin Gölgesinde Taht Oyunları kitabı pek çok türdeşi gibi haremi pornografik olarak sunmaktan ziyade, I. Ahmed, II. Osman, IV. Murad ve Sultan İbrahim dönemlerini ve haremin önemli siyasi figürü Mahpeyker Kösem sultanı kurgusal bir dille anlatıyor. Dönemin olaylarını “yeniden” yorumlandığı kitapta, dönemin alimlerinden Aziz Mahmûd Hüdâyi hazretlerine dair anekdotlara da yer veriliyor. Bütün bunların yanı sıra kitabın kültür tarihi motifleriyle bezendiğini ve bu motiflerin eşyanın tarihine dair nüveler de barındırdığını söylemek mümkün. Bunun en güzel örneğini Sultan Ahmet caminin açılışının anlatıldığı satırlarda görmek mümkün. “Önce Şeyh Hüdâyi Hazretleri caminin açılış duasını yapmış, Cuma hutbesi irat etmiş, muhteşem bir cemaatle kılınan ilk namazdan sonra cemaate mercan ve kalembek tespihler hediye edilmişti. Vazifeliler bu kıymetli tespihleri namaz öncesi oturmakta olan herkesin dizleri üzerine bırakmışlardı. Mabedin sedef kakmalı rahlelerine nefis hatlarla yazılmış, tezhipleri altın yaldızlı yüzlerce Kur’an yerleştirilmişti. Habeş Veziri Cafer Paşa, hünkar mahfiline altı adet zümrüt kandil asmıştı ki, altın zincirlerle inen bu zümrüt parçalarının her biri altışar okka çekiyordu. Sultan, kendi adıyla anılan bu camide, her yıl Hazret-i Peygamberin doğumunun kutlanmasını emir buyurmuşlardı.”

Kitap, her ne kadar Sultan I. Ahmed ekber ve erşed sistemini getirip kardeş katlinin önüne geçilmeye çalışılsa da aslında bunun tam manasıyla hayata geçirilemediğini Sultan II. Osman’ın kardeşi Şehzade Mehmed’i boğdurtması hadisesiyle anlatıyor. Bu trajik hadisenin yanı sıra Sultan II. Osman’ın tahttan indirilip, öldürülmesi de kitabın trajik damarını besliyor.

Can Alpgüvenç’in kaleminden Kösem Sultan: Haremin Gölgesinde Taht Oyunları bir tür olarak tarih romanı okumayı sevenler için önemli bir seçenek…

#Kösem Sultan:Haremin Gölgesinde Taht Oyunları
4 yıl önce