|

Tamamen duygusal olmayın!

Duygunun olmayıp sadece düşüncenin olduğu yerde insan sıcaklığı yerine robot soğukluğu bulunabiliyor. Duyguların yokluğu robot gibi olmayı getirse de duyguların yönetiminde olmak da neden-sonuç ilişkisinden uzaklaşmak ya da kar-zarar dengesini koruyamamak anlamına gelebiliyor. Yani tamamen duygusal olmamak gerekiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 28/08/2015 Cuma
Güncelleme: 03:07 - 28/08/2015 Cuma
Yeni Şafak

Duygusallık öfke, hüzün, sevinç, kaygı, korku, heyecan, umut gibi duyguların yoğun deneyimlenmesini ve hayata dair kararların verilmesinde duyguların yönlendirmesinde olmak olarak anlaşılabiliyor. Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Mesela bize sevinç verdiği için bir arkadaşımızı aramak isteriz ya da bizi öfkelendirdiğinden bazı insanlardan uzak dururuz. Bu seçimler duygusal seçimlerdir” diyor.



Yerinde ve zamanında dinle


Duygularının sesini yerinde ve zamanında dinleyen bir kişinin hayatının olumlu etkilendiğini belirten Ünsalver, şöyle devam ediyor:


“Kişilik yapılanması olarak histriyonik, borderline ve bağımlı kişiler duygularını daha yoğun yaşarlar ve hayatlarını baskın olarak duygularıyla yönlendirirler. Eğer ki kişinin hayatını duygular yönetmiyorsa, yerinde ve zamanında duygularına kulak verebilen kişi için hayat olumlu etkilenir. Zira hep mantık ve kar-zarar hesabıyla yaşamak insansı özelliklerden uzaklaşmaktır. Duyguları yok saymak hayatın tadını alamamak ve günleri doldurmak için yaşamak gibidir.”



Duygusallığın işaretleri


Kişinin hayatı eğer duygularla yönetiliyorsa bunun işaretlerinin neler olabileceğini ise Dr. Ünsalver şöyle belirtiyor:


“Öfkesi hâkim olduğunda başını belaya sokabilir ya da başkalarını kırabilir, sevinci hâkim olduğunda sonradan kendisine zarar verebilecek kararların peşinden gidebilir. Hüznü hâkim olduğunda hayattan kopacak kadar üzüntü yaşayabilir, olumlu olan şeyleri göremeyebilir. Böyle durumlarda alıngan olabilirler. Yanlış seçimler yapabilirler. Başkalarına karşı kırıcı olabilirler.”



Duygusallar sabırsızlar


Duygusal kişilerin sabırsız olabildiğini kaydeden Dr. Ünsalver, bu kişilerin duygusallıklarını bazı durumlarda alkol ve maddeye yönelerek doldurmaya çalışabileceklerini de dikkat çekiyor ve devam ediyor:


“Duygusal kişilerde çocuksu özellikler belirgindir. Sabırsız olabilirler. İstedikleri yapılmayınca hırçınlaşabilirler. Yakın ilişkide oldukları kişilerin duygularından da kolayca etkilenirler. Arkadaşını öfkeli görünce öfkelenebilirler. Oysa bazen ikili ilişkilerde bir tarafın dengeleyici olması ve duyguları soğurması gerekir. Ayrıca bu kişilerin yakınındaki kişiler de çoklukla onların duygu seline kapılıp gidebilir.”



Sınır ne olmalı?


Kişinin yıpranmaması açısından duygusallıkta da bir denge kurulması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Ünsalver, aşırı duygusal kişilerin yaşamında kendine çok zarar verdiğinin gözlendiğini de vurguluyor:



“Kendini duygusal gören ya da başkaları tarafından duygusal olarak tarif edilen kişiler şöyle bir kendilerini gözden geçirebilirler. Acaba karar alırken duygularım ne oranda ön plana geçiyor? Eğer kişi çoğunlukla durup düşünmeden duygusunu eyleme döküyorsa burada bir sorun vardır. Bazı duygular değişkendir. Örneğin bir sevdiğiniz size bir mektup yazıp sizi kızdırmışsa ona hemen yanıt verirseniz siz de öfkeli olduğunuzdan aranızdaki gerilimi yokuşa tırmandırabilirsiniz. Oysa biraz bekleyince ve mektubu tekrar okuyunca belki göreceksiniz ki o kadar da öfkelenecek bir şey yok. Duygusallıkta sınır kendi hayatına ve karşı tarafın hayatına zarar verme noktasıdır. Mantığın ya da sağduyunun 'yapma' dediği şeydir.”



Bu besinler iyi geliyor


*Mor ve kırmızı üzüm, bitter çikolata, zeytinyağı, domates, kahve ve ceviz. Bu besinlerin metabolizma ve cilt sağlığı için de önemli faydaları bulunuyor. Beslenme Danışmanı Dr. Dyt. Yonca Sevim faydalarını anlatıyor.



Zeytinyağı yaşlanmayı yavaşlatır


*Çiğ olarak salatalarda veya sebze yemeklerinde kullanılabilir. Her ne kadar sağlıklı bir yağ olsa da aşırı tüketimi önerilmez.



Domates güneşten koruyor


*Zeytinyağı ile birlikte tüketilirse cildi koruyucu etkisi artar. Güneş kremi kullanımı yine de ihmal edilmemelidir. 5 tatlı kaşığı domates püresi ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağını 12 hafta boyunca tüketen kişilerin ciltlerinde, sadece zeytinyağı tüketenlere kıyasla %33 daha fazla güneş koruyucu etki gözlenmiştir.



Her gün 1 fincan
Türk kahvesi


*Her gün kahve içen kadınlarda, içmeyenlere göre cilt kanseri riski daha düşük bulunmuştur. Kahve çekirdeklerinin kavrulma işlemine göre antioksidan içeriği değişir. Her gün bir fincan şekersiz Türk kahvesi ve bir kare bitter çikolata, hem kan şekerini dengeler hem de cilde ışıltı verir.



Cildi yeniliyorlar


*Omega 3 yağ asitlerinin en iyi bitkisel kaynaklarıdır. Çinko ve E vitamini içermeleri sayesinde yara iyileşmesinde, doku hasarının korunması ve hücre yenilenmesinde rol alarak cilt yaşlanmasını geciktirirler. Günlük 2 adet ceviz veya 5 adet badem ve fındık tüketilmelidir.



Cildin kırışmasını geciktiriyor


*Su cildi nemlendirir ve kırışıklıkların azalmasını sağlar. Ayrıca vücudun toksinlerden arınması için de suya ihtiyacı vardır. Su içmekte zorlanan kişiler şekersiz komposto, ayran, cacık olarak su alımını destekleyebilirler.



Sarı biber kırışıklığı önlüyor


*Bir günde 250 gram yeşil ve sarı sebze tüketenlerin özellikle kazayağı bölgesi başta olmak üzere yüzlerinde daha az kırışıklıklar olduğu gözlenmiştir.



Üzümü çekirdeği ile yiyin


İçeriğindeki resveratrol sayesinde cildi güneşin zararlı etkilerinden korur. Her gün bir porsiyon mor üzüm tüketilmelidir.



#Duygusallık öfke
#hüzün
#sevinç
#kaygı
#korku
#heyecan
#umut
9 yıl önce