|

Topraktan özür dileme zamanı

Haber Merkezi
04:00 - 11/04/2020 Cumartesi
Güncelleme: 04:18 - 11/04/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

MEHMET ÖZTÜRK - ARICI, DOĞA ARAŞTIRMACISI

Bu salgını çıkaran “akıl”, insanların ayaklarını “toprak”tan kesmek istiyor. Aslında onlarca yıldır bu konuda çok ciddi çalıştılar. Başarısız da sayılmazlar. Ama Türkiye’de sürecin tersine işleyeceğini düşünüyorum. 2025’e kadar Türkiye’de “toprak” yeniden keşfedilecek. Bu bağlamda, durumu uygun olanlar köye, daha doğrusu “toprağa” dönecek. Osmanlı’nın manevi kurucularından Şeyh Edebâli’nin “Toprağa küsmeyin, toprağı küstürmeyin” nasihatini yeni duymuşçasına; bir karış toprağı olandan bin dönüme kadar arazisi olan herkes topraktan “özür dileyip” onunla barışmanın yollarını arayacak.

Hanımlarının yıllardır “Hayır! Köye dönemeyiz”leri yüzünden travma geçirenler artık daha rahat dönüş kararı alacaklar. Emeklilerden uygun olanlar en acilinden tarım-hayvancılığa başlayacak.

Ekilmeyen, dikilmeyen arazi kalmayacak.

DAĞLAR ARI KOVANI İLE KAPLANACAK

Toprağı olmayan veya dönüş imkânı bulamayanlar saksı, balkon veya teraslarda üretim yapacak.

Bu hobiyi edinen insanlar için küçük ama etkili bitki besin-ürünleri (gübrelerin) satışı artacak.

Ülkenin bütün dağları arı kovanı ile dolacak. Doğal, doğru yapılmış arı ürünleri özelde ise bal, polen, propolis ve arı sütü karışımı çok sevilecek ve talep edilecek. On iki yıl önce üç kişi ile kurup işlettiğimiz Toprak TV için ilk röportajı yaptığım Sakarya çiftçilerinden Sabahattin Mestan’ın ta o zaman söylediği “Çiftçiler uyuyan devdir. Yakında uyanacak” sözleri gerçek olacak. Çiftçiler artık krallık tahtına oturacak. Sağlık çalışanlarına çok yerinde bir yaklaşımla her akşam saat 21.00’de evlerinden alkış desteği verenler aynı alkışı her öğün çiftçiler için de yapacaklar. İnsanlar ne yediklerini sorgulayıp doğru ürünün peşinden koşacak; kaynağına ulaşabildiği ürünleri tercih edecek. Tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi de tüketimi de artacak. Dağlar, koyun-keçi ile dolacak. Meralar küçükbaş ve büyükbaş dışkısıyla doğal yollardan ıslah edilmiş olacak. İnsanlar kuzu eti dışında oğlak, koyun ve keçi etine yönelecek. Koyun-keçi sütü, yoğurdu, peyniri altın çağını yaşayacak.

KÖYDE KALAN GENÇLERE SİGORTA

Devlet de tarımın yükselişine ayak uyduracak, destek verecek. Çobanlara, mesela yüz koyun-keçisi olana, belli ölçekte arazi işleyene mutlaka sigorta yapılacak. Çobanlar evlenme sorunu yaşamayacak. Sadece köye dönenler değil, esas gençler köyde kalacak; devlet de sigorta yapacak.

23 Mart 2020 tarihli verilere göre kuzu ve dana etinde bir önceki aya göre, ortalama yüzde 5, bir önceki yıla göre yüzde 24 artış söz konusu. Devlet gübrede ama özellikle de tarım ve hayvancılık ilaçlarında yerli tescile imkân tanıyacak. Bu, çok önemli. Tarımda teknoloji kullanımı hızla yayılacak. Mesela koyun-keçilerin dağda, seyyar, güneş enerjisi ile veya sabit elektrikle üstelik soğuk zincirle sağılmasına imkân veren “sütliman”ların kullanımı artacak.

BAĞIŞIKLIK ARTTIRICI BESLENMEYE GEÇİŞ

İnsan beslenmesinde bağışıklığı arttırıcı ürünler dışında gerekli miktarda ve canlı su içmek, doğal tuz kullanmak, doğru ve doğal beslenme bilincine paralel olarak bitki ve hayvan beslemesi de büyük önem kazanacak. Yüksek su tutma kapasitesi, bünyesinde organik madde barındırması bakımından çok önemli olan ve “yeni nesil taban gübresi” olarak belirtilen “organomineral” gübrenin kullanımı giderek yaygınlaşacak. 50 yıllık taban gübre kullanımı kendini yenileyecek ve “iyi tarım” olacak.

27 Mart 2020’de Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’ye yapılan bir saatlik “organomineral gübre sunumu” önümüzdeki süreçte meyvesini daha çok verecek. Bununla birlikte sudan ve yapraktan yapılacak iz element takviyesiyle hem verim hem de lezzet artmış olacak. Şimdiye kadar sümen altında olan veya yeni projeler hayata geçirilecek. Mesela Konya Ovası başta olmak üzere uygun bölgeler su kanalları ile donatılacak. Damla sulamaya olan ilgi ve yatırım en üst seviyeye çıkarılacak. Ceviz, badem, kestane gibi meyve bahçeleri daha da artacak.

BİTKİ VE HAYVANA ORTAK BAKIŞ AÇISI

İnsanlık bitki, hayvan ve insan beslenmesine “bütünsel” yaklaşacak. Bitki ve hayvan beslenmesinin insanı nasıl etkilediği dikkate alınacak ve her birinin beslenme alışkanlığı entegre olacak. İnsanlar evde yoğurt yapmayı öğrenecek. Memeden direkt çıkıp yağı alınmadan tüketiciye sağlıklı şartlarda ulaşan süt talebinde inanılmaz artışlar yaşanacak. İnsanların sebze-meyve tercihleri hem çeşitlenecek hem artacak. Tereyağı ve zeytinyağı başta olmak üzere doğal üretilen yağlar gözde olacak. Etilalkol ve şeker başta olmak üzere çok amaçlı kullanılabilen şeker pancarı altın devrini yaşayacak. İstanbul medyası (tv ve gazete) artık daha çok ve sık beslenme-tarım haberleri yapacak. Danaları sadece kurbanda kesilmekten kaçarken değil çayırda otlarken ve ahırda da gösterecek. Tarım televizyonları daha yakından izlenecek. Köye dönen insanların dönüş hikâyeleri daha çok haber ve programda yer alacak. Tarıma dönüş ve devletin yapacağı sigorta ile birlikte nüfus artışı yaşanacak. Ve tabii Türkiye tekrar “kendi kendine yeten ülke” olarak yine bütün dünyada örnek gösterilecek. Tabii bunu hep beraber istersek...

#Bekir Pakdemirli
#Tarım
#Toprak
4 yıl önce