|

Trump’tan Rusya’ya İran hediyesi

Rusya’nın bu süreçten avantajlı çıkması için tüm şartlar müsait. Öncelikli olarak, ABD’nin yalnız karar alma girişimine AB ülkelerinin tepkisi NATO ve diğer Batılı kurum ve örgütleri zayıflatacaktır ki, bu da en fazla Kremlin’in işine gelmektedir. AB’nin yaptırım politikasında ABD yanında yer almaması Rusya için büyük fırsat olacaktır.

Yeni Şafak ve
04:00 - 28/05/2018 Pazartesi
Güncelleme: 02:31 - 28/05/2018 Pazartesi
Yeni Şafak
Rusya Devlet Başkanı Putin, İran Cumhurbaşkanı Ruhani
Rusya Devlet Başkanı Putin, İran Cumhurbaşkanı Ruhani
Dr. Elnur İSMAYIL - BİLGESAM Koordinatörü

8 Mayıs 2018 tarihinde ABD Başkanı Trump’ın, Tahran rejimi ile nükleer anlaşmadan çekilmesini beyan etmesi, uluslararası sistemde gerginliğe neden olduğu gibi, İran’la son yıllarda stratejik işbirliği içinde bulunan Rusya’nın da nasıl karar alacağı sorusunu gündeme getirdi. Putin’in, İran’a uygulanan yaptırımlara daha önceki dönemde destek verdiği dikkate alındığında; şimdiki süreçte kendisine yaptırım uygulanan Kremlin’in tavrının ne olacağı tahmin edilebilir.

Daha önceki süreçte Rusya, BM çerçevesinde İran’a karşı kabul edilmiş yaptırımlara taraf olmuş; Gore-Çernomirdin anlaşması gereği Rusya, İran’la askeri ilişkilerini askıya almış ve S-300’lerin İran’a satılmasından imtina etmişti. Bunlar iki ülke arasındaki ilişkilerde soğukluk yaşanmasına neden olmuştur. İlk Devlet Başkanlığı döneminden itibaren Putin, Rusya’nın ulusal çıkarları doğrultusunda İran’la işbirliğini geliştirme stratejisi izlemiştir. Fakat 2011-2013 yılları arasında iki ülke arasındaki yaptırımlar nedeniyle ekonomik ilişkiler zayıflamış ve ticaret hacmi azalmıştı. Rusya’nın Kırım’ı işgali nedeniyle yaptırımlara maruz kalmasıyla iki ülke hükümetleri arasında Kasım 2014 nükleer enerji alanında işbirliği ve Ocak 2015’te askeri alanda işbirliği ile ilişkiler yeni bir boyut kazanmıştı.

PUTİN’İN DİPLOMATİK TEMASLARI

Trump’ın karar almasının hemen sonrasında Rusya anlaşmaya sadık kalınması gerektiğini ve bu konuyu ABD haricinde diğer taraflarla müzakere edeceğini duyurdu. Rusya’nın ilk olarak diplomatik çaba harcadığını görmekteyiz. Bu konuya ilişkin olarak, Rusya Devlet Başkanı Putin, Trump’ın kararının hatalı olduğunu ve sorunun çözümüne ilişkin süreci daha da zora soktuğunu beyan etti. Diplomatik temas sürecinde Rusya gibi AB üyesi devletler de bu konuyu görüşerek Tahran’la nükleer anlaşmayı devam ettireceklerini ifade ettiler.

Rusya öncelikli olarak P5+1 anlaşmasının diğer tarafları ile temasları sürdürdü. Rusya Devlet Başkanı Putin, Tahran’a yönelik ABD baskısının yol verilemez olduğunu beyan etti. Sonraki aşama olaraksa bölgesel güçlerle bu konuya ilişkin görüşmeler gerçekleştirdi. Trump’ın kararının ardından Putin’in Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’la telefon görüşmesinde nükleer anlaşma ile ilgili sürecin devam ettirilmesinin bölgedeki barış için önemli olduğunu vurgulayarak, bu süreçte ABD yanında yer almayacağının da mesajını verdi.

14 Mayıs tarihinde Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’le görüşme gerçekleştirerek Tahran’a desteğini ifade etti. Lavrov, Zarif’le görüşmesinde de ülkesinin bu konuyla ilgili kararlılığını sürdüreceğini ve gerekirse P4+1 çerçevesinde süreci devam ettirmekten yana olduğunu beyan etti.

Rusya, 2015 yılında P5+1 çerçevesinde uzlaşıya varılan nükleer anlaşma öncesinde Tahran rejimine uygulanan yaptırıma taraf devletlerden biri idi. Fakat şimdiki dönemde Kremlin, nükleer anlaşmanın diğer tarafları olan AB’li ülkelere tam güvenmese de bu süreçte Çin’le birlikte anlaşmadan çekilmeyeceğine vurgu yapıyor.

SİYASİ VE EKONOMİK KAZANÇ PEŞİNDE

Trump’ın bu kararıyla Ortadoğu’daki politik ortamın daha da gerginleşeceği tahmin edilebilir. Rusya’nın ise bu ortamda Suriye özelinde başarılı olabilme ihtimali zayıflamaktadır. Suudi Arabistan ve diğer Arap devletlerinin Tahran rejimine karşı tavrı da olası bir çatışma durumunda Rusya’ya aynı olumsuz yaklaşım göstermelerine neden olabilecektir.

ABD Başkanı Trump’ın İran’la nükleer anlaşmadan çekilme kararı almasının Rusya için bazı avantajları olabilir. Özellikle, Avrupa Birliği ülkelerinin ve nükleer anlaşmaya taraf olan devletlerin Beyaz Saray kararlarına uymamaları düşünüldüğünde, ileriki dönemde ABD’den bağımsız olarak Rusya’ya uygulanan yaptırımların AB ülkeleri tarafından iptal edilmesi anlamında da bir emsal oluşturmaktadır.

ABD ve İran arasındaki ilişkilerin gerginleşmesi dünya piyasalarında petrol fiyatlarını artıracağı için Rusya’ya faydalı olacağı tahmin edilmektedir. Batılı devletlerin ekonomik yaptırımlarına uğrayan Rusya’nın bütçesinin, petrol fiyatlarının yükselmesiyle yeniden artacağını düşünürsek; ülkenin ekonomik krizden çıkmasına da yardımcı olacaktır.

ŞARTLAR MOSKOVA LEHİNE

Sonuç olarak, Rusya’nın bu süreçten avantajlı çıkması için tüm şartlar müsait. Öncelikli olarak, ABD’nin yalnız karar alma girişimine AB ülkelerinin tepkisi NATO ve diğer Batılı kurum ve örgütleri zayıflatacaktır ki, bu da en fazla Kremlin’in işine gelmektedir. AB’nin yaptırım politikasında ABD yanında yer almaması Rusya için büyük fırsat olacaktır. Başka bir avantaj olarak, Rusya İran’la birlikte Orta Doğu’da Batı karşıtı diğer devletler ve güçlerle ilişkilerini geliştirerek çıkarlarını koruma fırsatı yakalayacak.

Kendi ekonomisi için nükleer teknoloji alanında Tahran’la işbirliği içinde olan Rusya’nın yeniden bu yaptırımlara taraf olmayacağı kesindir. Fakat, Tahran’ın da 2015 yılı anlaşmasından çekilmemesi Rusya için önemlidir.

#​Rusya
#NATO
#AB
#ABD
6 yıl önce