|

Wole Soyinka ile Afrika muhabbeti

“Wole Soyinka’nın Afrika’ya Dair adlı kitabı her ne kadar ‘inceleme’ dizisinde yayımlanmış olsa da ben onu okurken ‘deneme’, zaman zaman ‘şiirsel deneme’ tadı aldım. Ne de olsa, yazarımız bir şair, bir tiyatrocu. Soyinka, Afrika çocuğu olmanın psikolojik ağırlığını duyumsamak ve onunla baş edebilmek için hayli emek vermiş."

Yeni Şafak
04:00 - 12/09/2018 Çarşamba
Güncelleme: 18:47 - 11/09/2018 Salı
Yeni Şafak
Wole Soyinka, siyasal eylemlerin de içinde olmuş, 1967-1969 yıllarında 22 ay tutuklu kalmıştır.
Wole Soyinka, siyasal eylemlerin de içinde olmuş, 1967-1969 yıllarında 22 ay tutuklu kalmıştır.

İBRAHİM DEMİRCİ

1986 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne lâyık görülen ilk Afrikalı yazar olan Wole Soyinka, 1934’te Nijerya’da doğdu. Babası Anglikan papazı ve okul müdürü, annesi “Vahşi Hristiyan” denen eylemci bir esnaftı. Yirmi yaşında gittiği İngiltere’de İngiliz Edebiyatı okuyan Soyinka yazar, oyuncu ve yönetici olarak tiyatro alanında varlık gösterdi. Şiir, roman ve denemeler de kaleme almış olan Wole Soyinka, siyasal eylemlerin de içinde olmuş, 1967-1969 yıllarında 22 ay tutuklu kalmıştır. Donald Trump’ın başkan adaylığı sırasında ABD’de bulunan Soyinka, onun başkan seçilmesi durumunda yeşil kartını imha edip ülkeyi terk edeceğini duyurmuş, Trump başkan seçilince de sözünü yerine getirmiş, Güney Afrika’da Johannesburg Üniversitesinde çalışmaya başlamıştır.

Üç evliliğinden beş çocuğu olan Wole Soyinka, çağdaş Afrika edebiyatının Anglofon kanadında yer almakta ve dünyamızın sorunlarına Afrika kaynaklı çözüm önerileri sunmaktadır.

Yazarın Afrika’ya Dair adlı eseri, Merve Yalçın’ın Türkçesiyle Hece Yayınlarının 503. kitabı olarak okura sunuldu. 207 sayfalık kitap “ön söz” dışında iki bölümden oluşuyor. İlk bölümün başlığı: “Geçmişten Bugüne” şu alt bölümlerden oluşuyor: 1. Kara kıta? Veya bakanın kataraktı? 2. Herodot’un Çocukları, 3. Dördüncü Boyutun Kurgulanışı. “Beden ve Ruh” başlıklı ikinci bölümün alt başlıkları: 5. Zincirlerin Seçimi, 6. Bir “Yaşam Şekli” değil, Fakat bir Varoluş Rehberi, 7. Bir Kıtanın Maneviyatı, 8. Orunmila Buyurur: Arabulucu Bir Aktör Olarak Afrika.

ŞİİRSEL DENEME TADI

Afrika’ya Dair her ne kadar “inceleme” dizisinde yayımlanmış olsa da ben onu okurken “deneme”, zaman zaman “şiirsel deneme” tadı aldım. Ne de olsa, yazarımız bir şair, bir tiyatrocu. Wole Soyinka, Afrika çocuğu olmanın psikolojik ağırlığını duyumsamak ve onunla baş edebilmek için hayli emek vermiş. Daha ön sözde Afrika’nın nasıl algılandığına ilişkin şu tanımlamayı yapıyor: “... Doğu ve Batı’daki başka toplumlara ucuz iş gücü sağlayarak kazandığı asırlık insan kuluçkahanesi.” (s. 7) Yazar, çok haklı olarak, Afrika hakkında konuşanların “amirane, kibirli tutumları”ndan şikâyetçidir.

İnsanlığın “iç karartıcı anılar listesi”nde yer alan “Holokost” ve “Hiroşima”nın yanına onlardan daha önemli ve uzun süreli olan “köle ticareti”ni de eklemek gerektiğini belirten Soyinka’ya göre bunun “tarihin sayfalarına gömülme gibi bir tesellisi bulunmamaktadır.” (s. 67) Köle ticaretine ilişkin dokunaklı sahneler sunan yazar, 869-883 yılllarında Abbasi yönetimine karşı Irak’ta yaşanan Zenci İsyanı’nın “örtbas edilmekte” oluşunu, “batı odaklı” düşünüşe, “Avrupalı işgalcilerle kurulan temasla sınırlı kalma”ya bağlamaktadır. Belki de çeviride “Zanj ayaklanması” (s. 83) şeklinde geçen olayın mahiyeti ve şartları, Avrupa ve Amerika’da yaşananlarla karşılaştırılamayacak kadar hafif ve başkadır. Burada Soyinka’nın, belki de Hristiyan eğitimi almasının sonucu olarak, kitap boyunca İslâm dinini Hristiyanlık ile bir tutmaya, Afrika’ya karşı iki dini de aynı ölçüde suçlu ve sorumlu görmeye ve göstermeye çalıştığını hatırlatmak isterim. Dolayısıyla yazarın anlattıklarını, özellikle Nijerya ve Sudan’da yaşananları değerlendirmesini belli bir ihtiyatla karşılamak gerekir.

AKLI KULLANMAK İSLAMİ BİR GÖREV

Yazarın İskenderiye Kütüphanesi Müdürü İsmail Siraceddin’in bir konuşmasından yaptığı alıntı, her konu için “fetva” istemenin yanlışlığını vurgulamakta, “aklı kullanmanın İslami bir görev” olduğunu hatırlatmaktadır (s. 114). Soyinka’ya göre bu yaklaşım, “Afrika kıtasının ‘görünmez’ dinlerinden biri olan ‘Orişa’ ile uyumludur ve “Dünyayı, yeni ufuklar açan hümanizmi ile aydınlatmak için pasif bir şekilde bekle”mektedir (s. 115).

Kitabının 6. bölümünde çocukluğundan ve kişisel gözlem ve deneyimlerinden söz eden yazar, Afrika halk hekimliğine dair ilginç bilgiler aktarmaktadır. Bunlardan biri: “Antik çağlardan beri geleneksel şifacılar tarafından kullanılan bodur bir Afrika ağacı, yedi yılı aşkın bir süredir klinik testlerin konusu olmuştur ve günümüzde de diyabet tedavisi ve cilt kanseri de dâhil olmak üzere bazı cilt hastalıklarının tedavisinde öncü bir rol oynamaktadır. Ünlü bir Fransız kozmetik firması, ABD’de yetişmiş Nijeryalı tıbbi araştırmacılar tarafından yapılan araştırmayı ilk etapta finanse etmeye başladı ve sonra da ticari açıdan faydalanması için kurulan şirketten hisse satın aldı (s. 136)”

Dinler ve ideolojiler hakkında çeşitli değerlendirmeler yapan Soyinka’nın saygı duyduğu bilgelerden biri, Malili Tierno Bokar’dır. Onun şu sözünü naklediyor: “Senin gerçeğin var, benim gerçeğim var, bir de Gerçek var.” Fakat şu açıklamayı eklemekten kendini alamıyor: “Tierno Bokar bir Müslüman olabilir, ancak kendisi öncelikle bir filozoftu ve bilgeliğini geleneksel Afrika düşüncesinin uzun süreli tarihinden almıştı.” (s. 163)

Âdem’i ve eşi Havva’yı yaratan ve yeryüzüne “halife” olarak indirmiş olan Tanrı’nın, elçileri ve kitaplarıyla insanlara yol gösterirken “Dinde zorlama olmaz.” buyurduğunu görmezden gelen sözde dindarlar da dinsizler de insanlığa barış, esenlik ve mutluluk sunamazlar. Soyinka, bunu kavrayamadığı için Hristiyanlık ile İslam’ı aynı kefeye koyarak “yabancı ikililer” sayıyor ve Afrika’ya yeni bir rol biçiyor: “Küresel Kültürel Merci ve Hakemlik” (s. 207).

Oysa hakiki merci, gerçek hakem sadece Allah’tır. İnsan, insanlık bu gerçeği kavrayabildiği ve bu kavrayışa uygun davranışlar sergileyebildiği ölçüde değer, anlam ve yücelik kazanacaktır.


#Afrika'ya Dair
#Wole Soyinka
#Kitap eki
6 yıl önce