|

Grip gibi gelip geçer dediler: Bu rakamlar ABD'de bir şeylerin yanlış gittiğini anlamaya yetiyor

Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, bir süre kaldığı ABD’deki salgın sürecini değerlendirdi. Salgın nedeniyle 85 bini geçen ölü sayısına dikkati çeken Prof. Başaranoğlu, bu rakamların ABD’de bir şeylerin yanlış gittiğini anlamaya yettiğini söyledi.

Aybike Eroğlu
01:00 - 15/05/2020 Cuma
Güncelleme: 23:19 - 15/05/2020 Cuma
Yeni Şafak
Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, ABD yönetiminin salgın sürecinde aciz kaldığını söyledi.
Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, ABD yönetiminin salgın sürecinde aciz kaldığını söyledi.

Dünyada Kovid-19 pandemisiyle enfekte olan 4 milyon kişi bulunurken, bu kişilerin 1.27 milyonu ABD vatandaşı. Virüs nedeniyle 276 bini aşkın kişi yaşamını yitirirken, bu oran ABD'de 77 bin olarak kayıtlara geçti. İstatiklere dikkat çeken Bezmialem Vakıf Üniversitesi'nde Gastroenteroloji uzmanı olarak çalışan Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, sözkonusu rakamların ABD'de bir şeylerin yanlış gittiğini anlatmaya yettiğini söyledi. New York'ta bulunan Mount Sinai School Medicine'da eğitim alan ve bir dönem ABD'de görev yapan Prof. Başaranoğlu, “ABD denince zihninizde 330 milyonu aşan nüfusuyla kocaman bir ülke canlanmalı ki orda olanları tam anlayabilelim. Salgın Şubat ayının son günlerinde ilk olarak New York'u vurdu. İlerleyen günlerde ise günde 2 bini aşan insan ölümleri rapor edilmeye başladı. Ülke genelinde günlük ölümler 4 binleri dahi aştı, şu sıralar 2 bini aşkın kişi her gün hayatını kaybediyor” dedi. New York'ta günlük ölü sayısı 2 binin üzerine çıktıktan sonra durumun vehametinin anlaşıldığını aktaran Başaranoğlu, “New York valisi düzenli bir şekilde basın brifingi vermeye başladı. O zaman gerçekler net olarak anlaşıldı. Ülkenin içine düştüğü ateş New York’tan tüm ülkeye yayıldı.Esasen, indeks vaka araştırmaları geriye dönük gösterdi ki, ABD’de ilk vaka ve vakalar bildirilenden en az 3-4 hafta önce hatta 6-8 hafta önce yaşanmıştı. Bulaşıcılığı çok yüksek bu hastalık en iyi tahminle 6-8 hafta önce ABD sınırlarına girmişti. Örneğin ilk vakalardan biri olan kadın hasta İran’dan gelmişti. Oysa, bir kaç gün sonra diğer bir vaka başka bir eyaletten bildirildi” diye açıkladı.

CİDDİYE ALMADILAR

Çin'in pandemiyi vaktinde dünyaya bildirmediğini ifade eden Başaranoğlu, “Bu nedenle gerek turizm gerekse iş dünyasının aktörleri aracılığıyla Kovid pozitif hastalar Çin dışına, İtalya, Fransa, İngiltere ve ABD gibi ülkelere ihraç edildi.ABD’de ilk vaka ile bildirim yapılması arasında 4-6 haftalık bir süre olduğunu tahmin ediyorum. Kovid-19 pandemisi ABD genelinde Mart ayında ölümlerin yüksek volüme geçeceği projeksiyonları yapılana kadar pek ciddiye alınmadı. Grip gibi enfeksiyon hastalıkları ile karşılaştırılarak, 'gelir geçer' dendi. Pandemi nedeniyle olası insan ölümler ve alınacak önlemlerin ekonomiye verebileceği zararlar hiç ciddi şekilde ele alınmadı. Dünya’nın bilim alanında en gelişmiş bu ülkesinin bilgisiz olduğunu kimse söyleyemez ama önlem almak konusunda yönetim olarak aciz kalındığını söyleyebilirim” diye açıkladı.

DÜZENLERİ ALT ÜST OLDU

ABD’de önceleri tam bir panik havası, şaşkınlık ve çaresizlik olduğunu aktaran Prof. Başaranoğlu, “ABD’nin sağlık sisteminde hiçbir işlem randevusuz yapılmaz. ABD’de çalıştığım dönem içinde de gördüm ki, sistem içinde benden beklenen iş tanımı sözleşmede belirtilendir. Ek iş istenirse, yönetimin yeniden sözleşme yapması gerekir. Pandemi, bu gibi düzene alışan Amerikalıların dengelerini, ezberlerini bozdu. Amerikalı sağlıkçılar farklı ülkelerdeki gelişmeleri takip ederek, tedavi yollarına ilişkin bazı hazırlıklar yaptı. Ancak yine de pandeminin bu kadar olumsuz sonuç doğuracağını kimse beklemiyordu. Tabi bu durum New York gibi kalabalık eyaletler için geçerli. Erkek kardeşim halen Nevada Reno adlı küçük bir bölgede ailesiyle birlikte yaşıyor. O Reno’da sakinliğin hüküm sürdüğünü ve ölümlerin çok az olduğunu söylüyor. Diğer ufak şehirlerde yaşayan sağlıkçı arkadaşlarım ise kalabalık nüfuslu merkezi yerlerde işlerin çok iyi gitmediğini belirtiyor. Şu an ekonomik çöküntü maalesef tüm ülke çapında virus korkusunun önüne geçmiş durumda. Yağma vb olaylara karşı artan bireysel silahlanma ürkütücü boyutlarda ilerlediği belirtiliyor” şeklinde konuştu.

EYALETLER ARASI FARKLILIK VAR

ABD'de her eyaletin kısmen de olsa kendi başına buyruk hareket ettiğini aktaran Başaranoğlu,bu nedenle alınan önlemler konusunda homojenlik olmadığını söyledi.Sistemsel karışıklıkların yaşandığına da dikkat çeken Başaranoğlu, “Örneğin bu günlerde New York ve Washington önlemlerini katı bir şekilde sürdürüyor. İşyerleri hala kapalı, evde izolasyon sürüyor. Fakat Georgia gibi diğer eyaletlerde kısıtlamalar kısmen kalkıyor.Birleşik Devletleri oluşturan eyaletler arasında da gidiş gelişler oluyor.Bazı eyaletlerde kısıtlama varken, diğer eyaletlerde kalkması pandeminin toplum sağlığı uzmanlarının istediği düzeye ulaşmasının önündeki en önemli engel olarak göze çarpıyor” şeklinde konuştu.

SAKİN KALMAYA ÇALIŞTIK

45 gün öncesine kadar Amerikalıların gerçekten panik yaşadığını kaydeden Başaranoğlu, “Mart ayında bir panik ve umutsuzluk olmuştu. ABD’deki hocalar e-mail yazışma grubumuzda paylaşılanları hatırlıyorum da, soğuk kanlı kalmaya çalışan biraz da korkmuş bilim adamları grubuyduk. Çalışma ve sunumlar gidip geliyordu. Sonuçta, melatonin’in en güçlü bağışıklık uyarıcı olduğuna (anti-oxidant) kanaat getirmiş ve koruyucu amaçlı olarak grupta melatonin kullanalım düşüncesine ulaşmıştık” ifadelerini kullandı. Başaranoğlu, yaşananlara rağmen insanların umutsuz olmadığını belirterek, “Bu bir savaş herkes bunun bilincinde ve kayıplarla da olsa bu savaş insanoğlu tarafından kazanılacak” dedi.

7 bin 500 SAĞLIK ÇALIŞANI ENFEKTE

Türkiye ile ABD'nin virüse yaklaşımını da kıyaslayan Başaranoğlu, “Biz nüfus ve yüz ölçüm olarak ABD ile kıyaslandığında daha küçük bir ülke olduğumuz için kontrolümüz daha kolay. Bizim kontrolümüz merkezden verilen emirle tüm Türkiye sathında aynı anda uygulamaya sokulabilmekte. Bilim kurulumuzun kurulması ve kurulda alınan tavsiye kararlarının ABD’nin aksine daha gerçekçi uygulamaya sokulması artılarımız. Bakanlığın olası salgında en kötü senaryoyu düşünüp olası etkin ilaçları stoklaması yine artımız. Sağlıkçı ordumuz hiç itiraz etmeden canı pahasına savaşması ise en büyük artımız. Çünki, saydığımız herşey sağlıkçılar olmadan yürürlüğe konamazdı, bu savaş sağlıkçı ordusu olmadan kazanılmazdı. Biz bu savaşı kazandık diyebiliriz çünkü sağlık sistemimiz çökmeden az kayıpla ilk dalgayı savuşturduk. Ancak, ciddiyeti elden bırakmamaız lazım. Virüsün şakası yok. Sağlıkçıların yüzde 6 kadarının enfekte olduğu yaklaşık 10 gün kadar önce bildirildi. Bu rakam 7bin 500 civarı sağlık personeli anlamına gelir. Pandemiye karşı canıyla mücadele eden sağlıkçılar umarım bu dönem hafifleyince de unutulmazlar. Hiçbir meslektaşım bundan sonra toplum kaynaklı şiddet mağduru olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

YENİ NORMALİMİZ “VİRÜSTEN KORUNMAK”

Kovid-19'un değişik bir virüs olduğunu söyleyen Başaranoğlu, “Bu virus otoimmün hastalıklarda hiç bir zaman bulamadığımız çevresel faktör olmaya başlıca aday. Çünkü, virusun yaptığı tamda bu, yani girdiği bedende bağışıklık sistemi bozukluğu yapıyor. Pandemi henüz bitmedi, virus karakter değiştirmez yani özelliklerini değiştirip (mutasyon) daha hafif bir forma devşirmezse bitecek gibide görünmüyor. Aşı çalışmalarında gerçekçi olalım, geleneksel bir aşı çalışmasında başarı onlarca yıl sonra gelir. Hele de burada konu edilen bir RNA virüs ise daha zor şartlarla karşı karşıyayız. Örnekle açıklayayım; hepatit C bir RNA virüstür ve 30 yıldır bildiğimiz bu karaciğeri spesifik tutan virüse karşı bir aşı geliştiremedik. SARS’ın nedeni diğer bir corona virüstü ve üzerinden 18 yıl geçti aşı ve ilaç tedavisini bulamadık. Toplum şunu idrak etmeli, biz bu virüsle belki de influenza’da olduğu gibi artık hep birlikte yaşayacağız. Aşısı bulunana kadar yeni normalimiz bu virüsten korunma şeklinde önlemleri içeren bir yaşam tarzı olacak. Ekonomik boyutları giderek korkunçlaşıyor, çalışmak işe gitmek zorundayız. Bu yüz yılın gördüğü bu en ağır pandemide maske başta olmak üzere hijyen kurallarının tamamına uyarak yaşamaya devam edeceğiz “ dedi.

  • Topluma bir de mesaj veren Başaranoğlu, “Bu dönem özellikle lütfen sağlıklı beslenin yani şekerlemelerden uzak durum “fruktoz şurubu ve/veya trans-yağ etiketinde yazan şeyler yemeyin içmeyin”. Bu pandemi eninde sonunda kontrol altına alınacak ancak siz bu süreçten obez, şişman, yağlı karaciğeri olan ve kalp-damar hastalığı adayı olarak çıkmayın, ömrünüzü kısaltmayın”

YİNE AZINLIKLAR KAYBETTİ

ABD'de ölümlerin Afrika kökenli Amerikalıları ve diğer azınlıklar arasında beyaz nüfusa nazaran daha az olduğunu kaydeden Başaranoğlu, “Bu tam bir insanlık trajedisi. ABD’de bu durum neredeyse her kriz döneminde yaşanıyor. Yaklaşık 30 yıl önceydi, AIDS nedeni olan HIV ilk kez bilinmeye başlandığında bu virüsün bir grup insan arasında görüleceği özellikle azınlık ve siyahilerin bu virüsten etkilenmeyeceği propagandası vardı. O dönemlerde AIDS’in bilinen tedavisinde tek bir ilaç vardı. Aşısı yoktu. Önlemlerin yani olası bulaş kaynaklarının topluma öğretilmesinde ve bilgilendirmedeki gecikmeler ve söylediğim yanlış bilgilendirmeler sonucunda bu gün HIV nedenli AIDS en fazla siyahi ırkta ve azınlıklarda görülmekte ve ölümcül olmuştur. İşte, tamda aynı durum Kovid-19 nedenli yeni tip koronavirüs içinde geçerli oldu. Başta, siyahi ırkın ve azınlıkların çok az etkileneceği söylendi. Oysa, geldiğimiz noktada bu gruplar (azınlık ve siyahi irk) en fazla koronavirüs pozitif olanlardır ve ölümler bu gruplarda beyazlardan çok daha fazladır. Ekonomiye yansımalarına baktığımızda işsizlik en fazla latino Amerikalılar ve siyahilerde çok arttı. ABD’de kaybeden her zaman azınlıklardır kuralı yine geçer not aldı. Katrina kasırgası da benzer bir etki sonuç yapmıştı” değerlendirmesinde bulundu.


#Bezmialem Vakıf Üniversitesi
#Prof. Dr. Metin Başaranoğlu
#New York
4 yıl önce