|

18 Aralık Dünya Arapça Günü

Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı ve Tunus Merkezi Başkanı Abdullatif Abid, "Bizler bir dil krizi yaşıyoruz. Adeta dili olmayan bir millet gibiyiz. Ne yazık ki bunun farkında da değiliz." dedi. 18 Aralık Dünya Arapça Günü'nde Arap dilinin içinde bulunduğu duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abid, Arap dünyasının kendi diline verdiği önem bakımından iyi bir durumda olmadığını belirtti.

Yeni Şafak
15:42 - 18/12/2016 Pazar
Güncelleme: 15:46 - 18/12/2016 Pazar
AA

Aynı zamanda Eski Tunus Eğitim Bakanı da olan Abid şunları söyledi:



"Bizler bir dil krizi yaşıyoruz. Adeta dili olmayan bir millet gibiyiz. Ne yazık ki bunun farkında da değiliz. Bu durum, değerlerimizin bizden alınmış olması ve yaşadığımız yabancılaşmadan kaynaklanıyor olabilir. Toplumlarımız güçlü şekilde içeriden ele geçirilme eylemine maruz kalmıştır. Bundan dolayı da dilimize, kültürümüze ve kimliğimize gerektiği gibi saygı duymuyoruz. Tabii ki bu Batı'ya tabi olmanın ve zayıflığın da bir göstergesi."



- "Fransızca yüksek öğrenim kurumlarında ağırlığını hissettiriyor"


Birçok Arap ülkesinde hayatın pek çok alanında yabancı dil hakimiyetinin kendini bariz şekilde gösterdiğini kaydeden Abid, bu duruma söz konusu ülkelerin izlediği eğitim ve kültür politikalarının neden olduğunu ifade etti. Arap ülkelerindeki yabancı dil hakimiyetinin en büyük zararı Arap diline verdiğine işaret eden Abid, "Örneğin, Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya'da Fransızca'nın hakimiyeti gittikçe artıyor. Bu ülkelerde özellikle Fransızca yüksek öğrenim kurumlarında ağırlığını hissettiriyor. Bu yabancı dil, yönetimlerde, maliye ve teknolojik işlemlerin yapıldığı kurumlarda hakimiyetini sürdürüyor." şeklinde konuştu.



Yabancı dilin, kültürel alanlardaki etkilerine de değinen Abid, "Yine bazı kültürel alanlarda, medyada özellikle bazı özel radyolarda yabancı dil hakimiyeti sürüyor. Bu radyolar yapmış oldukları yayınlarında yabancı dildeki ifadeleri tuhaf bir şekilde Arapça ile karıştırarak kullanıyor. Yaklaşık 10 yıl öncesinden başlayan bu siyasetin amacı Arapça'nın halk içindeki gücünün zayıflatılması." değerlendirmesini yaptı.



- Fransızca kullanımı ve "modernlik" algısı


Tunus'ta Fransızcanın bazı kesimler tarafından "modernlik" şeklinde algılanmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Abid, özel yaşamında bilinçli şekilde Fransızcadan uzak durduğunu anlattı. Abid sözlerini şöyle sürdürdü:



"Tunus'ta halk çoğunlukla Fransızca rakamları kullanıyor. Halkın bilinçlendirilmesiyle bu duruma son verilebilir. Bazı insanlar ne yazık ki konuşmalarında yabancı rakamları ya da kelimeleri kullandıklarında bunu modernlik olarak görüyor. Bazen kurumlarda çek yazmam gerektiğinde çeke Arapça yazıyorum, benim cahil biri olduğumu sanıp şüphelendikleri dahi oluyor. Fransızca bilmeyen biri olarak görüyorlar ve bu durumda şüpheleniyorlar. Ben iyi derecede Fransızca az miktarda İngilizce de bilirim. Hatta bilmemiş de olabilirim, bu ayıp değildir. Herkesin yabancı dil bilmesi gerekmez. Tüm Tunus vatandaşlarının Fransızca bilmesine ne gerek var. İşinde Fransızcaya ihtiyacı yoksa bilmesine ne gerek olabilir ki. Ancak Arapçayı iyi derecede bilmeleri gereklidir."



- Bir bilim dili olarak Arapça


Abid, Arapça'nın köklü geçmişe sahip bir bilim dili olduğunu belirterek, "Arapçanın bilimsel konulara uygun olmadığı iddiası skandal derecesinde bir yanlıştır. Arapçanın bilim ile deneyimi çok köklüdür. Me'mun döneminden beri Yunan, Fars ve Hind kitapları tercüme edilmişti. Yakın dönemde yapılan çalışmalara bakacak olursak Şam'da 1919'da Dımeşk Üniversitesi kurulduğunda başından itibaren tüm bilimler Arapça okutulurdu. Arap dünyasında çıkan Tıp Kamusu yazıldı. Bu çalışmada İngilizce ve Fransızca 145 bin tıp teriminin Arapçaları tespit edilmiştir. Bunlara benzer diğer bilimlerde de aynı şeyler yapılmıştır. Terimlerde herhangi bir sorun ve eksiklik yok ancak kullanımda sorun var." diye konuştu.




Arap ülkelerinde yabancı dillerin varlığını sürdürmesinin ülke içindeki lobilerin ve yabancı güçlerin çıkarına olduğunu savunan Abid , "Eski Tunus Devlet Başkanı Zeynel Abidin bin Ali'ye 'Terörle mücadele edebilmen için senin Arapça'ya darbe vurman gerekiyor' denmişti. Eski Fransız cumhurbaşkanlarından biri 'Bizim Fransızcayı satmamız gerekir. Böylece mallarımızı bu ülkelerde satma imkanımız olur' demişti." dedi.



- Kalkınmasını yabancı dilde eğitimle gerçekleştirmiş bir millet yok


Abid, Arapça'nın ülkede 2014 anayasasıyla garanti altına alındığını belirterek, "Anayasanın 39'uncu maddesinde 'Arapça'nın kökleştirilmesi, desteklenmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması devletin görevleri arasındadır.' ifadeleri yer alıyor. Yine Arapça'nın resmi dil olmasına dair diğer maddeyi de göz önüne alırsak bunların henüz işletilmediğini anlıyoruz. Arap dilinde eğitim hakkı demokratik bir haktır. İnsanların kendi dillerinde eğitim alması aynı zamanda demokratik bir haktır. Anayasalarda var olan konuya ilişkin maddeler, kanunlara ve uygulanmasına yönelik hukuki alt yapısının hazırlanması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.



Tüm olumsuzluklara rağmen Arapça konusunda bilinçli aydınların da var olduğunu kaydeden Abid, "Arapça konusunda mücadele veren değerli aydınlar da var. Bunlar Arapça'nın önemini biliyorlar. Arap ülkelerinde kalkınmanın ve gelişmenin ancak Arap dilinde yapılacak eğitimle olacağının bilincindeler. Ayrıca kalkınmasını yabancı dilde eğitimle gerçekleştirmiş bir millet bilmiyoruz. Gerçek kalkınma ancak halkın tamamını kapsayan bir kalkınmadır." ifadelerini kullandı.



Abdullatif Abid, Arap Birliği'ndeki görevi öncesinde Tunus Devrimi'nin ardından Milli Eğitim Bakanı görevinde bulundu. Abid, Arap Mütercimler Birliği Başkanlığı görevinin yanında Arap Dili üzerine yaptığı akademik çalışmalarla da tanınıyor.





#18 Aralık BM Dünya Arap Dili Günü
#Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı
#Arapça
#Tunus
#Abdullatif Abid
7 yıl önce