|

Kurban bayramı ne zaman 2017- Kurban bayramı tatili kaç gün olacak?

2017 Kurban bayramı ne zaman ve bayram tatili kaç gün diye merak edenler haberimize bakabilirler. Özellikle çalışan kesimin tatil planları yaptığı kurban bayramı için geri sayım başladı. Peki Kurban bayramı ne zaman? işte bayram hakkında merak edilen tüm detaylar.

Yeni Şafak
20:50 - 1/08/2017 Salı
Güncelleme: 21:06 - 1/08/2017 Salı
Diğer
​Kurban bayramı ne zaman 2017- Kurban bayramı tatili kaç gün olacak?
​Kurban bayramı ne zaman 2017- Kurban bayramı tatili kaç gün olacak?

2017 Kurban bayramı ne zaman? Kurban bayramı tatili kaç gün olacak? Son günlerde en çok merak edilen bu soruların yanıtını haberimizde sizlerle paylaşıyoruz. Kurban bayramında tatil yapmak isteyen vatandaşlar tatilin hangi güne denk geldiğini merak etmeye başladı. Kurban bayramında hem ibadetlerini yapacak hem de tatil için fırsat bulacak vatandaşlar şimdiden hazırlıklara başladı. 2017 Kurban bayramı tatilinin ne zaman başlayacağını ve kaç gün süreceğini sayfamızdan görebilirsiniz.

2017 Kurban Bayramı ne zaman?

Hicri takvime göre, Zilhicce ayında idrak edilen Kurban bayramı Arefesi bu yıl 31 Ağustos tarihine denk geliyor. Kurban bayramının birinci günü ise 1 Eylül Cuma günü. Kurban bayramı tatilinin son günü ise 4 Eylül Pazartesi.


Arefe (Kurban)

Arefe (Arife), Kurban bayramının bir gün öncesi olan Zilhicce ayının dokuzuncu günüdür. Haccın iki rüknünden biri olan vakfe bugünde yapılır. Arefe günü Arafat'ta, öğle namazının farzı ile ikindi namazının farzı öğle vaktinde peş peşe kılınır (cem-i takdim).

Arefe günü güneş batınca hacılar Arafat'tan Müzdelife'ye hareket ederler. Arefe günü, Arafat'ta hacılar, vakitlerini dua, namaz, zikir, tesbih, va'z dinleme, Kur'ân okuma vb. ibadetlerle geçirirler.

Peygamberimiz arefe gününün faziletine ilişkin olarak "Arefe gününden daha çok Allah'ın cehennem ateşinden insanları âzat ettiği bir gün yoktur" buyurmuş, yine "Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah'tan umulur" dediği (Müslim, “Sıyâm”, 196-197) nakledilmiştir.

Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit farz namazların peşinden, selâmdan sonra teşrik tekbiri getirmek vaciptir.

Teşrik tekbiri de şöyledir: "Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Lâ İlahe İllallâhu Vallâhu Ekber. Allâhu Ekber Velillâhil hamd."

İster cemaatle, ister yalnız başına namaz kılan, kurban kesen veya kesmeyen yolcu olan veya olmayan kadın-erkeğin; farz olan her namazın peşinde Teşrik tekbirlerini getirmesi gerekir.

Kurban Bayramı

Kurban Bayramı günleri, Hz. İbrahim’in duasıyla müminlerin tek yürek, tek vücut oldukları, aynı iman ve aynı ruhla mübarek ve mukaddes topraklara geldikleri, tek parça örtülerine bürünerek her türlü ayrıştırıcılığı bıraktıkları, tek merkezde, Kâbe’de tavaf ettikleri, tek meydanda, Arafat’ta toplanarak hac farizasını yerine getirdikleri mübarek zaman dilimleridir.

Kurban Bayramı günleri aynı zamanda bütün müminlerin İbrahimî bir arayışla Rabbimizin kendilerine lütfettiği nimetlere şükranlarının bir ifadesi olarak Kurban ibadetini eda ettikleri mübarek vakitlerdir.

Bu bayrama adını veren Kurban; Hz. İbrahim ve Hz. İsmail örneğinde olduğu gibi ilâhî emirlere kayıtsız teslimiyet göstergesi, hak yolunda fedakârlığın bir nişanesi, Allah’ın bize lütfettiklerinden onun hoşnutluğu için verebilmenin hâl ile ifadesidir.

Kurban, sahip olduklarımızı fakir ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşmanın tadına varma fırsatı, katılaşan kalplere, hayatın ve varoluşun gerçek anlamını unutan zihinlere öze dönüş çağrısı içeren bir hikmetler bütünüdür.

Kurban, Allah’a, yüce ve ilâhî olan her şeye yakın olma arayışıdır. Nitekim Cenab-ı Hak, şöyle buyurur:

“Allah’a kurbanlarınızın ne etleri ulaşır, ne de kanları. Ona ulaşan takvanızdır...” (Hac, 37)

Kurbanlarımız Rabbimize yakınlığa vesile olsun. Bayramımız mübarek olsun.

Kurban Bayramı önemi nedir?

Kurban gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan malî bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrâhim ile oğlu İsmâil'in Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hâtırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır. Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Özellikle et satın alma imkânı hiç bulunmayan veya çok sınırlı olan yoksulların bulunduğu ortamlarda onun bu rolünü daha belirgin biçimde görmek mümkündür. Zengine malını Allah'ın rızâsı, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir, onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kullar aracılığıyla Allah'a şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına ve kendini toplumunun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur.

Kurban Kesme Yükümlülüğü

Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü sayılması için bulunması gereken şartlara kurbanın vücûb şartları denilir. Kurban kesmenin sünnet oldu- ğunu söyleyenlere göre ise bunlar sünnet oluşun şartlarıdır. Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü olabilmesi için dört şart aranır:

1. Müslüman olmak.

2. Akıllı ve bulûğa ermiş olmak.

3. Mukim olmak, yani yolcu olmamak.

4. Belirli bir malî güce sahip bulunmak.

Gayri müslimler öncelikli olarak imanla mükellef olup ancak iman ettikten sonra ibadetleri ifa etmeye ehil sayılırlar. Bu sebeple, bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü tutulabilmesi, daha doğrusu böyle bir ibadeti ifaya ehil sayılabilmesi için müslüman olması gerekir. Bu kural bütün ibadetler için geçerlidir. Hanefîler'den Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf ile Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre kurbanla yükümlü sayılmak için akıl ve bulûğ şart olmayıp gerekli malî güce sahip olan küçük çocuklar ve akıl hastaları adına kanunî temsilcileri tarafından kurban kesilmesi gerekir. Bu fakihler kurbanın malî bir ibadet oluşu ve başta fakirler olmak üzere üçüncü şahısların hakkının gözetilmesi hususunu ön planda tutmuşlardır.

Hanefî fakihlerinden İmam Muhammed'e ve Şâfiîler'e göre kurban mü- kellefiyeti için akıl ve bulûğ şarttır. Hanefî mezhebinde bu konuda fetva İmam Muhammed'in görüşüne göre verilmiş ve tatbikatta bu görüş ağırlık kazanmıştır. Bu son görüşün ilk bakışta, üçüncü şahısların yani kurban etinden yararlanacak ihtiyaç sahiplerinin haklarını göz ardı ettiği ileri sürü- lebilirse de, ehliyetsiz ve eksik ehliyetli kimselerin mal varlığının korunması ve gerekli tedbirler alınarak onlara daha güvenli bir gelecek hazırlanması açısından isabetli olduğu da söylenebilir. Çünkü çocuk ve akıl hastasının haklarının istikbale mâtuf olarak korunması, kanunî temsilciler için hukukî ve dinî bir sorumluluktur. Böyle bir kaygının söz konusu olmadığı durumlarda kanunî temsilcilerinin zengin çocuklar ve ehliyetsizler adına kurban kesmesi güzel bir davranış olur.

#Kurban bayramı
#Kurban bayramı ne zaman
#Kurban bayramı tatili kaç gün
#bayram tatili
#2017 Kurban bayramı
7 yıl önce