Regaip gecesinde yapılacak ibadetler, İslam alimleri arasında tartışma konusu olmuştur. Bazı önde gelen İslam alimleri, Hz. Peygamber, sahâbe ve tâbiîn dönemlerinde Regaib gecesinin bilinmediğini, kandil geceleri kutlanmasının diğer dinlerin tesiriyle ortaya çıktığını söylemektedir. Bu yüzden Regaip gecesinde bu geceye özel bir ibadet yapmanın dinde yeni ibadet ihdası anlamı geleceğini vurgulayan alimler, bu sebeple Regaib gecesi günü ve gecesinde muayyen ibadetler yapmanın dinen sakıncalı olduğunu belirtmiştir.
Öte yandan bazı İslam alimleri ise genel anlamda Recep ayının mübarek olmasından yola çıkarak bu ayın bir günü olması sebebiyle Regaip gecesinde ibadet etmenin doğru olacağını belirtmiştir. Bu alimler Regaip gecesinin de faziletli gecelerden sayılacağını, namazın en üstün ibadet olup akşamla yatsı arasında nâfile namaz kılmanın fazileti hakkında -zayıf da olsa- hadisler, sahâbî ve tâbiî sözleri (Tirmizî, “Ṣalât”, 204; İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 185; Taberî, XV, 69; XXI, 100) bulunduğunu vurgulamaktadır.
İslam alimlerine göre Regaip gecesi genel olarak Hz. Peygamber zamanında bilinmemekte ve kandil gecesi olarak kutlanmamaktadır. Bu gecenin kandil olarak kutlanması diğer dinlerin tesiri ile ortaya çıkmıştır. Bu konuda Mâlikî fakihi İzzeddin İbn Abdüsselâm ile zıttı görüşü savunan hadis âlimi İbnü’s-Salâh arasında bir münazara gerçekleşmiştir.
Abdüsselâm, Regaip kandil gecesine özel yapılacak ibadetlerin dinde yeni ibadet ihdası anlamına geldiğini vurgularken, İbnü’s-Salâh kazâ ve nâfile namaz kılmanın, Kur’an okumanın, çeşitli hayırlar yaparak Allah’a yaklaşmaya çalışmanın dinen bir sakıncası olmayacağını ifade etmiştir. İslam alimlerinin büyük çoğunluğu ilk görüşü savunan Abdüsselâm’ı haklı bulmuştur.
Regaip gecesinde yapılan ibadetler, 9. ve 10. yüzyıldan itibaren başlamıştır. Regaib gecesiyle ilgili özel ibadet ve kutlamalar, ilk defa kandil olarak Kudüs’te 448 (1056), Bağdat’ta 480 (1087) yılında başlamıştır. İmam Gazzâlî de bütün Kudüs halkının bu geceyi ihya ettiğini söylemiştir (İḥyâʾ, I, 203). Zamanın her anı değerlidir ve boşa harcanan zamanın telafisi mümkün olmamaktadır. Fakat bazı zamanlar vardır ki onların kıymeti diğerlerine göre daha fazla kabul edilmektedir. Regaip gecesinin de içinde bulunduğu Recep ayı bu mübarek ve önemli zamanlardan biridir.
Halk arasında üç aylar olarak bilinen bu dönemde rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan manevi bir döneme girilmektedir. Regaip gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul ederek çeşitli ibadetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür. Mübarek olarak kabul edilen bu günler ve geceler, kendimizi denetleme ve değerlendirme bakımından önemlidir.
Regaip gecesi İslam aleminde mübarek görülen 3 aylar içinde Recep ayının ilk cuması olarak değerli ve kıymetli bir vakittir. Regaip kelimesi Kur’an’da regaib şeklinde geçmemektedir. Fakat “reğabe”den türemiş olan çeşitli kelimeler Kur’an’da sekiz farklı yerde geçmekte ve “reğabe”nin ifade ettiği mana için kullanılmaktadır. Terim olarak kabul edilen regaip, Türkçe’de halk arasında kandil olarak adlandırdığımız mübarek gecelerden biridir.
Regaip kandil gecesini geçirirken, dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak önemlidir. Bu gecede Yüce Allah'ın rahmet, bağış ve yardımlarının dağıtıldığına inanılır. Diğer bir ifadeyle bu ümit ve inançla Yüce Allah’a ibadet edilir. Bazı İslam alimlerine göre bu gecede özel olarak namaz kılınması ya da oruç tutulması tavsiye edilirken, bazı İslam alimleri Regaip gecesi için namaz ve oruç tutulmasını dinde yeni ibadet ihdası anlamına geleceğini vurgulayarak yasaklamıştır.
