|

TEOG yerine ne geldi? TEOG yeni sınav sistemi!

Milyonlarca veliyi yakından ilgilendiren, TEOG yeni sınav sistemi belli oldu. Peki TEOG yerine ne geldi? İşte 2018 TEOG yerine yapılacak yeni sınav sistemine dair tüm her şey...

Yeni Şafak
15:45 - 6/11/2017 Pazartesi
Güncelleme: 15:55 - 6/11/2017 Pazartesi
Diğer
​TEOG yerine ne geldi? İşte TEOG yeni sınav sistemi!
​TEOG yerine ne geldi? İşte TEOG yeni sınav sistemi!

TEOG yerine ne geldi? sorusunun yanıtı haberimizde sizlerle paylaştık. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi yerine liselere geçişte uygulanacak yeni modele ilişkin, "Eğitim bölgesi ve sınavsız mahalli yerleştirme sistemini getirdik. Bu sistemde veli ve öğrencimiz adresine en yakın okula yerleştirilecek." dedi.

TEOG YERİNE NE GELDİ?

"Velinin tercihinin dışında öğrencimizi herhangi bir okula göndermeyeceğiz. Biz, eğitim bölgelerini oluştururken, o şekilde oluşturacağız ki velimizin istediği meslek lisesi de olsun, velimizin istediği Anadolu lisesi de olsun, velimizin istediği imam hatip lisesi de olsun. Dolayısıyla bu eğitim bölgesi oluşturması, bu sorunu ortadan kaldıracak. Yine eğitim bölgesi oluştururken, ortaokul öğrenci sayımızı biliyoruz, lisemizi de biliyoruz, ortaokul ile liseyi eşleştireceğiz. Dolayısıyla ne çok fazla ne çok az, birbirine denk şekilde olacak. Böyle bir eksiklik ortaya çıkmayacaktır inşallah. Yaşarken göreceğiz."

Yılmaz, "Bu sistemle büyük kentlere göçün, tercih edilen okulların çevresinde konut fiyatlarının artacağı ve sahte adres kayıtları olacağı, suistimal ve torpil olabilir endişeleri var. Bununla ilgili ne gibi tedbirler alınacak?" sorusu üzerine, sahte adres kayıtları ve konut fiyatlarına ilişkin çözüm bulunabileceğine, kontrol mekanizmaları olduğuna vurgu yaptı.

"Birilerini ayarlayarak oturmadığım bir yerdeymiş gibi görüneceğim örneğin. Bunun bir cezai yaptırımı olacak mı?" sorusuna karşılık da Yılmaz, böyle bir şeyin doğru olmayacağını, uygulamada da böyle bir şey çıkmayacağını dile getirdi.

Bakan Yılmaz, TEOG'un yerine gelecek yeni uygulamaya "Liselere Kayıt Uygulaması" adı verildiğini bildirdi.

"Özel sınav yapabilirler"

"Muhitimizdeki okulda kapasite 70 kişi ama 100 başvuru var. 100 kişi nasıl elenip 70'i alınacak? Okul puanı, başarı ortalaması ya da okul içinde bir değerlendirme yapılacak mı?" sorusunu İsmet Yılmaz, "Diyelim ki bir okulda, taşınmayla da beraber 100 kişiyi buldu. Orada da okul başarı puanını esas alacağız. Çünkü bunun hem okuldaki dersin önemini hem okuldaki öğretmenin değerini artıracağını düşünüyoruz. Okul başarı puanı esas alınarak okula yerleştirme yapılacak." diye yanıtladı.

Yabancı okulların kendi isteklerine bağlı sınav yapıp yapamayacaklarına ilişkin soruyu cevaplarken Yılmaz, "Özel sınav yapabilirler. İsterlerse bizim sonucumuzu alırlar, isterlerse kendileri sınav yapabilirler." ifadelerini kullandı.

"Ara sınıf öğrencileri geçiş yapamayacak"

"TEOG ile geçen yıl liselere yerleşen ara sınıftaki öğrencilerin adreslerine yakın okullara geçip geçemeyeceğine ve okulların taban puanının kalkıp kalmadığı" şeklindeki soruya Yılmaz, şu yanıtı verdi:

"Geçişlere müsaade etmeyeceğiz, doğru olmadığını düşünüyoruz. Her sistem kendi artısı ve eksisiyle bir dengededir. Eğer onu bozarsak sıkıntı olur. Dolayısıyla da bizim bundan sonra kayıtla alacağımız öğrenciler için taban puan kalkmıştır. Adrese en yakın okula kaydını yapacağız ama daha önce TEOGpuanıyla girmiş bir öğrencinin değişiklik yapmasına izin vermeyeceğiz."

Danıştay'ın "taban puanın altındaki bir öğrencinin bir üst okula kaydedilemeyeceği"ne ilişkin kararını anımsatan Yılmaz, o sistemi bozmamak gerektiğini düşündüklerini vurguladı.

"Sınıf sınıf ayrım yapmayı düşünmüyoruz"

Yılmaz, "Yeni sistemde öğrencilerin özel öğretim kursu ya da etüd merkezi gibi bir sisteme ihtiyaç duyacağını düşünüyor musunuz? Adrese dayalı kayıt sistemiyle yerleştirilecek öğrencileri okul içinde başarı düzeyine göre sınıf sınıf ayrım düşünüyor musunuz?" sorusunu yanıtlarken şunları söyledi:

"Sınıf sınıf bir ayrım düşünmüyoruz. Çünkü bu da diğer okullarda yaptığımızı sınıflarda yapma gibi gelir. Okullarda yapılmasının akademik, bilimsel eğitim açısından sakıncalarını söyledik. O sakıncayı aynı okul içerisinde 'A iyi, B negatif, C ondan daha negatif' gibi bir algı olmasını da istemiyoruz. Hayat gibi olmasını istiyoruz. Başarılı ile biraz daha başarılı, görece demek lazım, hepsinin bir arada bulunmasını istiyoruz."

"Tanıtım kampanyası yapacağız"

"Başbakan Yıldırım, YÖK tarafından açıklanan yeni üniversiteye giriş sisteminin, gelen eleştiri ve öneriler ışığında gözden geçirildiğini söyledi. Size göre de yeni sistemde revizyona ihtiyaç duyulan noktalar var mı? YÖK'ün bu konuda sizin bilginiz dahilinde yürüttüğü bir çalışma var mı?" sorusu üzerine Yılmaz, eğitimin bir bütün olduğunu, ortaokul ve lisenin çok iyi ama üniversitenin kötü olması durumunda çocukların hayata hazır hale gelemeyeceğini, aynı şekilde tam tersi durumun da kabul edilemeyeceğini aktardı.

"YÖK tarafından daha sade, daha basit, daha anlaşılır sistemi evlatlarımıza tanımak için bütün okullarımızda bununla ilgili rehber öğretmenlerimizle bir tanıtım kampanyası yapacağız. YÖK Başkanı Yekta Bey ile de görüştüm. Yekta Bey, halkımızdan gelen görüşlerin her birisi dikkate alınaraktan halka en iyi şekilde, onların da razı olabileceği bir sistemi ortaya koyacaklarını ifade etti." diyen Yılmaz, sınavın öneminin mümkün olduğu kadar azaltılması gerektiğine, bu azaldığında stresin de azalacağına dikkati çekti.

Sınavın öneminin artması durumunda stresin de artacağının altını çizen Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, liseden mezun olan öğrenci sayısının 900 bin civarında, üniversite kontenjanlarının da bu rakamın biraz üstünde olduğunu belirtti. Bakan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün öğrenci ile kontenjan hemen hemen aynı ancak üniversite sınavına çok daha fazla insan giriyor. Bunun gerekçesi, daha önce bir yeri kazanmış ama bir daha girenler var, daha önce kazandığı yeri kazanmayıp bekleyenler var, bazen de ikinci okulu okumak isteyenler var. Biz diğer bekleyenlerin problemini çözmüş olsak bir yılda mezun olan insan kadar bir yıllık kontenjanımız var. Buradaki problem de 'Bütün öğrenciler tıbbı seçecek veya bütün öğrenciler bilgisayar mühendisliğini seçecek'... Bu durumda ne olur? Orada da bir yönlendirmeyle en ideal olanı yapmak gerekli. Ama Türkiye şu anda henüz ona hazır değil. Buna hazır olmadığından basit, sade, yalın, anlaşılır bu sınavı yapmak durumunda şimdilik."

"Önerilere açığız"

Liseye geçişteki yeni uygulamada, velilerden ya da eğitim kurumlarından gelecek öneriler ışığında bir revizyon olup olmayacağına ilişkin Yılmaz, bütün vatandaşların, öğretmenlerin, velilerin görüşleri alınarak uygulamanın olgunlaştırıldığını anlattı.

Yılmaz, "Bundan sonra da herkesin görüşüne açığız. Biz kapalı değiliz. 'Böyle olsa daha iyi olur' diyecekleri bir öneri varsa bu öneriye açık olduğumuzu çok net şekilde belirtmek isterim." dedi.

İsteyenlerin önerilerini Milli Eğitim Müdürlükleri, Bakanlığın internet sayfası, Twitter adresi ve elektronik posta adresleri üzerinden iletebileceğini aktaran Yılmaz, "Gerekirse şahsımın mail adresi var, 'ismetyilmaz@meb.gov.tr'. Milli Eğitim Bakanlığının iletişim sistemi var, 147. Dolayısıyla 147'yi ararlarsa hangi konuda olursa olsun, hem eğitimle ilgili sorunlarına mutlaka cevap verilir hem de ola ki 'Bu sistemin şu noktasında böyle bir değişiklik yapılırsa, böyle bir ekleme yapılırsa öğrencilerimize, evlatlarımıza daha iyi olur' denildiğinde biz bunlara açığız." açıklamasını yaptı.

Önerilerin artı ve eksilerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, gerçekten artıların eksilerden fazla olması durumunda tekliflerin kabul edileceğini kaydetti.

"Türk eğitimi iyi bir yere gidiyor"

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın İnsani Gelişmişlik Raporu'ndaki rakamlara ilişkin bilgi veren Bakan Yılmaz, milli gelirin 2002'de İsviçre'de 301 milyar dolar, İsveç'te 264 milyar dolar, Hollanda'da 467 milyar dolar, Türkiye'de de 236 milyar dolar olduğunu aktardı. Yılmaz, 2016'da milli gelirin İsviçre'de 660 milyar dolara, İsveç'te 511 milyar dolara, Hollanda'da 761 milyar dolara, Türkiye'de ise 860 milyar dolara çıktığını söyledi.

2002'de İsviçre, Hollanda ve İsveç'in gerisindeyken Türkiye'yi "beşeri sermaye"nin öne geçirdiğini ifade eden Yılmaz, bunun elmastan da altından da çok daha nitelikli olduğunu belirtti.

1980'li yıllarda milli gelirden eğitime Türkiye'nin yüzde 1,2, Almanya'nın yüzde 4,8, İtalya'nın yüzde 4,9 pay ayırdığını anlatan Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"80'li yıllarda Almanya'nın dörtte biri eğitime kaynak ayıracaksınız, ondan sonra 'Almanya'yı niye geçemedik' diye hayıflanacaksınız. Öyle değil. 90'lı yıllarda milli gelirinizden eğitime 2,2 ayıracaksınız, 'Almanya yine 4,8 ayırıyor, yine Almanya'nın önüne geçemedik' deniliyor. Şimdi Almanya kaç ayırdı? 4,8 - 4,9 ayırıyor. Biz kaç ayırıyoruz? 5,8'den fazla ayırıyoruz, 5,1 kamu ayırıyor, 0,7 özel sektör ayırıyor. İl özel idarelerinin bütçelerinden eğitime ayrılan miktarlar var, bunlara onlar dahil değil. Artı, vatandaşın hibeleri var, onlar da dahil değil. Dün Avrupa ülkelerinden daha az milli gelirinize kaynak ayırırken bugün daha fazla ayırıyorsunuz. Diyorum ki Türk eğitimi iyi bir yere gidiyor."

Yapılanların hizmetlerde eğitimin büyük katkısı bulunduğunu söyleyen Yılmaz, "Eksiklerimizi de kabul ediyoruz. Onu da daha iyi, daha kaliteli eğitimle gidermeye çalışıyoruz." dedi.

Sınıftaki öğrenci sayısı

10. Kalkınma Planında, kaliteli eğitim için bir sınıftaki öğrenci sayısının kabul edilebilir sayıda olması gerektiğinin yer aldığını hatırlatan Yılmaz, göreve geldiklerinde 36 olan bir sınıftaki öğrenci sayısını, 24'e düşürdüklerini aktardı. Yılmaz, kaliteli bir eğitim için ilave derslikler yapıldığını kaydetti.

Kaliteli eğitim için öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, bu sayının da 28'den 17'ye indirildiğini belirtti. Yılmaz, Japonya ve Kore'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısının Türkiye'den fazla olduğunu vurguladı.

Bakan Yılmaz, "Bazıları bir rapordan Türkiye aleyhine olan bir cümleyi buluyor. 'Bak böyle' diyor, herkes de onu tekrar ediyor. Eğer siz öyle bakarsanız her ülke için bir negatiflik, eksiklik bulursunuz." diye konuştu.

UNESCO'nun eğitim raporunda "Türkiye'de engellilere eğitimin fazla verilmediğine" ilişkin bir cümle geçtiğini aktaran Yılmaz, okula gelemeyen engellilerin evlerine öğretmen gönderdiklerini kaydetti.

"200 binin üzerinde engelliye eğitimi kaynaştırma eğitimiyle veriyoruz." diyen Yılmaz, bu konuda çok büyük mesafe kaydedildiğini dile getirdi.

#TEOG
#TEOG yeni sınav sistemi
#Yeni sınav sistemi
#Yeni lise giriş sınavı
6 yıl önce