Şirket tarafından yapılan açıklamada, 5 yıldızlı olacak otelin yapım bütçesi için 230 milyon euroluk bir bütçe ayrıldığı, otelin çok farklı ve lüks bir konseptte olmasının hedeflendiği ifade edildi. Otelin işletmesini de dünyaca ünlü bir oteller zinciri üstlenecek.
UNWTO Büyükelçisi ve Yükselir Group Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yükselir açıklamasında; “İsviçre Zürih’te yapacağımız otel 290 odalı olacak ve içerisinde kral suiti, 30 adet suit oda ve diğer oda çeşitleri yer alacak. Bu lüks otelin mutfağı da misafirlerin ilgisini çekecek. Otelde yemek anlamında Türk mutfağı ön planda olacak. Bunun yanı sıra Uzak Doğu, İspanya ve İtalyan mutfağından harika menüler sunacak farklı restoranlar açılması da plan dahilinde. Otelin ayrıca etkinlikler için ayrı bir büyük etkinlik salonu da olacak. Burada konferanslar, partiler, düğünler, seminerler, toplantılar ve çeşitli eğlenceler düzenlenebilecek.
Turizm konusunda İsviçre’den beklentimiz yüksek. Bu bölgeyi seçmemizin sebebi turizm gelirlerinin ortalamanın çok üstünde olması ve yılın tüm zamanlarda aktif turist gelmesi. Tüm dünyadan yoğun şekilde turist çekiyor olması, lüks otellere olan ihtiyaç ve cazip yatırım fırsatları bizi bu bölgeye yatırım yapmaya itti. Ayrıca ilerleyen zamanlarda Davos ve Zermatt bölgesinde yüksek kaliteli şehir otelleri yaparak o bölgelere yatırım yapmayı da değerlendirebiliriz” ifadesinde bulundu.
Sektörün önde gelen yatırımcılarından ve UNWTO tarafından bu yıl Global Turizm Elçisi seçilen Yavuz Yükselir, İsviçre’de başlayacakları yeni projeleri açıkladı. Ayrıca turizm yatırımcılarının dikkat etmesi gereken konular hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Yükselir’in açıklamalarına göre, grup, İsviçre Zürih’teki proje için başlangıçta 230 milyon euro yatırım yapacak. Toplam yatırım bedelinin ise Davos’ta iş oteli ve Zermatt’ta resort oteli devreye alınınca 1 milyar euroya ulaşması bekleniyor. Projede iş dünyasının kodları da konseptin yaratılmasında önemli bir etken oldu. Otel, müstakil firma ve yeni nesil ofis konsepti olmak üzere 290 odadan oluşacak projede, çevre dostu yapılaşma, ödüllü mimarlar tarafından oluşturuluyor. Üst segmente hitap edecek yeni konseptin finansmanı Yükselir Group’un kendi öz kaynaklarıyla gerçekleştirilecek.
Sürdürülebilir turizmin önemine değinen Yükselir, “Güzel Türkçe’mizde çok fazla kullandığımız bir sözümüz vardır. Her şeyin başı sağlık deriz. Pandemi ile birlikte artık çok daha fazla insan için, yaşından bağımsız olarak, sağlık paradan daha önce gelmeye başladı. Artık global anlamda tüm tüketim davranışlarının bu bağlamda dönüşeceği bir döneme giriyoruz. Yükselir Group’un, dünyanın en önemli otel işletmecilerinden biri ile ortak başlatacağı yeni bir konseptin ilk ayağı olacak İsviçre, Zürih projemizde, yatırım temalarımızdan birisi de bu. Şu anda ilk hedef alanımız Zürih, ikinci olarak Davos ve Zermatt. Son yıllarda turizm yatırımları ile öne çıkan bir grup olarak, biriken talebin farkındayız ama talebin birikme nedeni olan salgının önümüzdeki dönemler için şiddetini ve süresini bilmiyoruz. Bu da biriken talebin arzla ne kadar sürede buluşacağı tahminlerini bulanıklaştırıyor. Kuralları belirlemede global bir iş birliği oluşturulmadıkça da zaten virüsten bağımsız sektör için talep ya da arz bazlı artçı şoklar hep ortaya çıkacaktır. Turizm sektörüne yatırım yapmak isteyecek kişi ve kurumların acele edip yanlış karar vermemelerini bu nedenle önemsiyorum. UNWTO olarak odağımız tam da bu yüzden sürdürülebilir turizm” dedi.
Yükselir global turizm endüstrisi ile ilgili “Hem UNWTO’daki toplantılarımızda hem de ortağımızla birlikte yakında kamuoyuna duyuracağımız projemiz için fizibilite çalışmaları yaparken, global turizm endüstrisinin yapabileceği hatalar konusunda önemli maddeler çıkardık. Bunlardan birini de bekleyen talebi eski iş yapış şekilleri ile karşılayabileceğini düşünen kurumların yaşayacağı zorluklar olarak tespit ettik. Pazarlama artık arz talep dengesinin bir sonucu olarak ilerlemiyor. Diğer sektörlerde de gördüğümüz gibi şirketler artık daha uzun vadeli bir stratejiye dönmüş durumda. Amacımız kısa vadeli pazar payı kapmak değil, bilinçli tüketici oluşturarak, uzun vadeli bir kullanıcı havuzu oluşturmak. Bu yüzden turizm sektörü yatırımcıları, öncü olma ve inisiyatif alma konusunda daha da cesur olmak zorunda” açıklamasında bulundu.
“Turizmde 2021 yılının geçiş yılı olacağı ama 2022 yılında ise sert bir yarışın tekrar başlayacağı düşünülüyor” diyen Yükselir, “Bu yarışta ise doğa ile iç içe tesisleri bünyesinden barındıran, karbon ayak izini azaltmak konusunda gerekli planlamaları yapmış, çevre ve enerji sertifikalarına sahip firmaların daha da öne çıkacağı düşünülüyor. Nitelikli hizmetleri ile bazı butik otellerin öne çıkabileceği bir zamandayız. Mahremiyet ve güvenlik yeni dönemin olmazsa olmazları. Ama sürdürülebilirlik her zaman birinci sırada olacak. İsviçre Zürih’te ilk örneğini göstereceğimiz turizm konseptimizin bu konuda öncü olacağını düşünüyoruz. Çevresel anlamda sıfırdan oluşturulacak bu konseptlerin daha verimli olacağını düşünüyorum. İçten yanmalı motoru olan bir arabayı elektrikli arabaya çevirmek ile sıfırdan elektrikli araba üretmek arasındaki verimlilik farkı gibi” diye konuştu.
