Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) üzerinde sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları ve zarflarının geçerli sayılacağına ilişkin kararının gerekçesinde, "Seçmene yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen anayasal hakkını kendisinden beklenen yükümlülüklere uygun olarak kullanan seçmenin oyunun geçerli sayılmamasının, yönetime katılma hakkının özünü ortadan kaldıracak bir sonuç yaratacağı açıktır." değerlendirmesi yapıldı.
YSK'nin anayasa değişikliği halk oylamasında üzerinde sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulası ve zarflarının geçerli sayılacağına ilişkin oybirliğiyle alınan kararının gerekçesi Kurulun internet sitesinde yayımlandı.
Gerekçeli kararda, 298 sayılı Seçim Kanunu ve ilgili diğer mevzuata yer verildi. Kararda, 298 sayılı Kanun'un seçim süreci ve oy verme gününe ilişkin hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, seçimlerin güven içinde yapılması, seçmen iradesinin tam olarak belirmesi açısından aşamalı ve birden fazla kontrol mekanizması öngörüldüğü belirtildi.
Seçim güvenliğinin tek bir usul işlemine bağlanmadığı, aksine birden çok mekanizmayla bu güvenliğin temininin amaçlandığı vurgulanan kararda, 16 Nisan 2017'de gerçekleştirilen oy verme işlemleri sırasında, münferit de olsa bazı sandıklarda, YSK tarafından gönderilen ve sahte olarak benzerlerinin üretilmesinin engellenmesi amacıyla sandık kurullarına filigranlı teslim edilen oy zarfları ve pusulalarının sandık kurullarınca mühürlenmeden seçmenlere verildiği anlatıldı.
Oy zarfları ve pusulalarının YSK tarafından gönderilen filigranlı oy pusulası ve zarfları olduğu, oy pusulası ve zarflarının mühürlenmemesinin sandık kurulunun ihmali veya hatasından kaynaklandığı, bu sorunun yaşandığı sandıkların bağlı olduğu bazı ilçe seçim kurulları tarafından Kurula şifahi olarak iletildiği bildirildi.