|

İslam dünyasında 'kitap mecnûnları'

İslam dünyasında kitaba verilen önem herkesin malumu. Peki kitap ve kütüphane sevgisi bir insana neler yaptırır? İşte Müslüman âlimlerin kitapla olan imtihanı...

09:12 - 14/05/2019 Salı
Güncelleme: 10:37 - 14/05/2019 Salı
Yeni Şafak
Kütüphane aşkının da öğrenmek gerek.
Kütüphane aşkının da öğrenmek gerek.
Kitap, kütüphane ve kitap dostlarına dair yazdığı eserlerle tanınan Arjantinli usta denemeci Alberto Manguel'in Geceleyin Kütüphane'sinden aklımda kalan bir cümle:


“Her aşk gibi kütüphane aşkının da öğrenilmesi gerekir.”

Bana bu cümleyi hatırlatansa İslam dünyasındaki kitap dostları…

Malumunuz, şu mübarek günlerde iftarla sahur arası pek kısa. Hele sizde benim gibi iftardan sonra üzerine bir rehavet çökenlerdensiniz vay halinize!

İftarı sahura bağlamanın en güzel yollarından biri okumak.

Uzun zamandır niyetlenip de işten güçten bir türlü vakit bulamadığınız bir kitap vardır ya da yeniden okumayı planlayıp geniş bir zaman beklediğiniz bir kitap.

Benimki ikincisi: Osmanlı'da kitap kültürüne dair yaptığı çalışmalarla tanınan hocamız Prof. Dr. İsmail Erünsal'ın Osmanlılarda Kütüphaneler ve Kütüphanecilik kitabının ilk bölümünden bazı notlar paylaşacağım sizinle. Manguel'in dediği gibi “kütüphane aşkı”nın öğrenilmesine katkıda bulunan türden notlar.

Hacca niyet kütüphaneye kısmet

9. yüzyılda Hacca niyet edip yollara düşen Horasanlı astronomi âlimi Ebu Maşer el-Müneccim, daha evvelden medhüsenasını işittiği Bağdat yakınlarındanki “Hizânetü'l-hikme” adlı kütüphaneye uğrar. Bilhassa felsefe ve astronomi kitapları açısından oldukça zengin bir koleksiyona sahip kütüphanede araştırmalara dalar âlimimiz. Okur, yazar, çizer, notlar alır… Öyle bir dalar ki çalışmaya, Hacca gidemeden oracıkta, kütüphanede vefat eder.

Ünlü Abbasi Halifesi Mütevekkil'in kâtibi ve başmüşaviri olan Türk asıllı Feth bin Hakan da neredeyse her yerde kitap okuyan bir edip ve şairdi. Halife ile yaptığı görüşmeler esnasında bile, bir fırsatını bulduğunda cübbesinin yeninden çıkardığı kitabı okurmuş. Devrin âlimleri, onun kütüphanesini “Hiçbir kütüphanede bu kadar çok, bu kadar güzel eser görmedim” diyerek övmüşlerdir.

Bende para Allah'a şükür çok!

İslam medeniyetinin ilim ve kültür alanında altın çağını yaşadığı Endülüs'te kütüphaneler ve kitap ticareti önemli bir yer tutuyordu. Doğu dünyasından getirilen elyazmaları, Kurtuba'dan İşbiliye'ye, Tuleytula'dan Gırnata'ya kadar İspanya'daki büyük şehirlerin çarşılarında satılıyordu.

Bu dönemde Endülüs'te “kütüphane aşkı” dışında, insanları kitap toplamaya yönelten bir başka saik daha vardı: Moda.

Evet, devrin soylu zenginleri müzayedelere katılıyor ve nadide eserleri, fiyatı hiç önemli değil, zengin koleksiyonlarını oluşturuyorlardı.

Dönemin ulemasından Hadramî'nin başından geçen bir olay bu kitap modasının geldiği noktayı göstermesi bakımından gayet ilginç:

“Kurtuba'da bulunduğum sırada kitapçılar çarşısına gider aramakta olduğum bir kitabı elde etmeye çalışırdım. Nihayet bir gün bu eserin güzel yazılı ve ciltli bir nüshasına rastladım ve çok sevindim. Müzayede başlayınca fiyatını artırmaya başladım. Ancak her artırmamın sonunda tellal tekrar bana artırılmış bir fiyatla geri dönüyordu. Artık kitap değerini çoktan aşmıştı. Tellala dönerek bu kitabı değerinin üzerine çıkaranı bana göstermesini istedim. Üzerinde değerli elbiseler olan bir adamı işaret etti. O şahsa yaklaşarak, 'Allah mertebenizi yüceltsin ey aziz fakih! Eğer bu kitabı ille de almak istiyorsanız ben çekileyim. Zira kitap değerinin çok üzerine çıktı,' dedim. Bana dönerek, 'Ben din bilgini değilim, kitabın neye dâir olduğunu da bilmiyorum. Ancak bir kütüphane kurdum ve bu kütüphaneyle şehrin soyluları arasında ün yapmak istiyorum. Kitaplarımın arasında tam da bu kitabın sığacağı kadar bir boşluk kaldı. Cildinin ve yazısının güzelliğini görünce fiyatına aldırmadan bu kitabı almak istedim. Bende para Allah'a şükür çok,' dedi.”

Bu cevap Hadramî çok kızdırmış olacak ki şöyle cevap vermiş bu zengin soyluya:

“Evet para senin gibilerde var. Allah cevizi dişi olmayana veriyor. Bu kitapta ne olduğunu bilen ve ondan istifade etmek isteyen ben ama benim param yok.”

Yukarıda verdiğim örnekler, İslam dünyasındaki kitap müptelalarından sadece birkaçı… Ayrıntılı bilgi almak isteyenler Erünsal Hoca'nın kitaplarına müracaat edebilir.

Kitap ve kütüphane muhabbetinin bir de Osmanlılar faslı var ki, o bir bahs-i diğer.

Sahi size kitap tutkusu yüzünden “hile-i şeriye” yapan Osmanlı padişahının kütüphane ve hukuk arasında gidip gelen heyecanlı macerasını anlatmış mıydım?
#Ramazan
#Alim
#İslam Dünyası
5 yıl önce