Mersin İdmanyurdu'nun teknik direktörü Ümit Özat, Macit Özcan Spor Kompleksi'ndeki antrenman sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, ligde geçen hafta Medipol Başakşehir'e 3-0 yenildikleri maçtan takım olarak dersler çıkarmaları gerektiğini anlattı.
Futbolcuların kulüpteki alacaklarını gerekçe göstererek bazı idmanlara çıkmamasına da değinen Özat, "Onları çok sevmekle ve haklı olduklarını görmekle beraber, antrenmana çıkmamanın kimseye fayda getirmeyeceğini oyuncuların bilmeleri lazım. Çünkü vücut, futbolcunun sermayesi. Antrenmana çıkmayarak kendinize zarar veriyorsunuz." diye konuştu.
Genç oyuncuları takıma kazandırmaya gayret ettiklerini belirten Özat, "Ben, bu takım düşerse de çok sağlam temeli olan bir takım olarak bırakacağım. Bu takım Allah'ın izniyle düşmeyecek, son güne kadar acı çekecek ama son gün ligde kalacak. Benim inancım bu yönde." şeklinde konuştu.
Takımda, kulübün borçlarından kaynaklanan problemlerin daha önce de sık sık yaşandığını ifade eden Ümit Özat, "Benim mukavelemde 1 lira yazmıyor. Bu kulübü 75 milyon lira borca ben sokmadım. Beni çok fazla konuşturmasınlar. Benim tek derdim, genç oyuncuları yetiştirip, bu takım düşecekse de şerefli bir şekilde düşmesi ama çıktığı yerden de küllerinden doğarak çıkması." ifadelerini kullandı.
Personel olmadığı halde kulüpten bazı kişilerin prim aldığını iddia eden teknik direktör Özat, şunları kaydetti:
"Bu kulüpte çalışmayıp, bu kulübün personeli olmayıp yıllarca prim almışlar. Beni konuşturmasınlar, namussuzluk yapmasınlar. Ben burada primleri kesmeseydim bu kulübün kasasından 2-3 milyon lira daha para çıkardı. Benden önce 45 kişiye prim dağıtılıyormuş. Kim bunlar? Belediye personeli. Belediye personeli bu kulüpten niye prim alır? Birinin şoförü, diğerinin yancısı. Bu kulüpte maaş bordrosu olmayan adam benden prim bekliyor. Bu çocuklar kan revan içerisinde kalacaklar, paralarını zamanında alamayacaklar, ben bu çocuklardan keseceğim personele mi vereceğim? Personel diye bir şey yok ki burada. Belediyenin maaş verdiği adama ben niye prim vereyim? Ama ne oluyor, çıkarlar konuşunca vicdanlarını susturuyorlar."
