|

Oğuzhan Bayır tarihi çayırda yazacak!

Er meydanlarının genç pehlivanlarından Oğuzhan Mirza Bayır hem tarih öğretmenliği öğrencisi hem de işletmeci… Ancak hepsinden önemlisi Türkiye'nin en büyük kentindeki az sayıdaki pehlivandan biri. Bayır'ın yağlı güreşe başlama hikayesi de oldukça ilginç.

Yeni Şafak ve
22:04 - 16/07/2015 Perşembe
Güncelleme: 22:14 - 16/07/2015 Perşembe
Yeni Şafak

1993 doğumlu Oğuzhan Mirza Bayır, Türkiye'nin en büyük kentinde ata sporu yağlı güreşi icra eden az sayıda sporcudan biri… Aynı zamanda Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tarih Öğretmenliği'nde okuyan, doğma-büyüme Beylerbeyili olan genç pehlivan Kırkpınar hazırlıklarını tamamladı. Bayır'ın hedefi gerek Kırkpınar, gerekse diğer turnuvalarda kürsüye çıkmak.



'Meğer bana kispet diktiriyormuş'

Yağlı güreşe ilgisi eski bir pehlivan olan babasından Oğuzhan'ın yağlı güreşe başlama hikayesi oldukça ilginç: “Babam sürekli yağlı güreşe başlamamı isterdi. Başlamama da kendisi vesile oldu. Bir gün Kırkpınar Güreşleri'ni izlerken babam birisiyle telefonda konuşmaya başladı meğerse bana kispet diktiriyormuş. Telefonu kapattıktan sonra bana dönüp 'Oğlum istersen güreşe başla, istemezsen ben de gelecek olan kispeti duvara asacağım' dedi. Ben de o gün güreşe başlamaya karar verdim. İlk zamanlarım oldukça zordu çünkü çok zor bir spora başlamıştım. İlk antrenmanımı babamın Tekel'den eski bir arkadaşı verdi. Ayrıca İsmet Karabulut gibi usta ismin üzerimde çok emeği var. Onlara olan borcumu asla ödeyemem."



Çevresinden büyük destek gördüğünü belirten genç sporcu “Yağlı güreşle uğraştığımı düşünen insanlar gayet güzel tepkiler veriyorlar. İstanbul'da yaşıyoruz, aslında yağlı güreşi pek fazla takip eden yok ama insanlar bir pehlivan olduğunu duyduklarında sizi büyük muhabbetle onurlandırmak istiyor bu da kendinize olan güveninizi artırıyor" dedi.



'Yağlı güreşin en zor kısmı...'

Oğuzhan Bayır'a göre yağlı güreşin en büyük zorluğu, giydikleri kispetin ta kendisi: “Kispeti giymesi ve taşıması gerçekten zor… Onun yanı sıra bir yandan rakibiniz bir yandan tepenizden vuran kavurucu güneş bir pehlivan olarak sizi gerçekten zor durumda bırakıyor."



'Artık daha sakinim'

“Yağlı güreşin sana en büyük katkısı ne oldu?" sorusunaysa Bayır, “Yağlı güreş bildiğiniz gibi ata sporu olmakla birlikte bir peygamber sporu yani manevi yönü de çok önemli olan bir spor, açıkçası ben bu spora başlamadan önce agresif birisiydim ama şu an oldukça sakin ve anlayışlı olmaya çalışıyorum, bence bu spor insanı sadece bedenen değil kişisel yapı olarak da insanı geliştiriyor ve katkı sağlıyor" yanıtını verdi.



Pehlivan Oto adı altında bir işletme sahibi olduğunu belirten Bayır, “Tabii ki sadece güreşerek para kazanmak isterdim çünkü hem iş hem spor gerçekten çok zor oluyor. Elbette bu benim güreşe olan azmimi torpülemiyor aksine daha da hırslanıyorum. Ayrıca kesinlikle bir işin olması gerekir çünkü talimatlar gereği bu ata sporumuza belli bir yaştan sonra veda etmek zorunda kalıyoruz, 40 yaş üzeri çayıra çıkmak yasak" diye konuştu.



Hedefinin her zaman kürsünün en üstünde olmak ve kendisini destekleyenleri onurlandırarak daha ileriye gitmek olduğunu ifade eden genç pehlivan “Bana her zaman destek olan babamla, maddi manevi arkamda olan, özellikle gıda konusunda destek veren Recep Altınkum ve Embiya Usta'ya çok teşekkür ederim" dedi.



#Oğuzhan Mirza Bayır
#Yağlı Güreş
#Kırkpınar
9 yıl önce