|
Vesayetsiz yeni sayfa

HSYK krizi siyasette yeni işbirliği alanları oluşturdu.

Yeni bir sayfa açılıyor.

HSYK"yla ilgili Anayasa değişikliği iktidar ve muhalefet tarafından gerçekleştirilecek.

Cumhurbaşkanı ile görüşmelerinde Kemal Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş"ın yeşil ışık yakması, Başbakan Erdoğan"ın ise uzatılan ele karşılık vermesi üzerine, Anayasa değişikliği formülü ete kemiğe büründü.

Kılıçdaroğlu"nun "şartlı evet"ine rağmen AK Parti bunu, "Havet" olarak yorumlamadı hatta geçmişte CHP ile çıkılan yollardan hüsranla dönülmesine ve HSYK değişikliğinin zamana karşı bir yarışa dönmesine rağmen...

CHP"nin iki şartı var.

1-Adalet Komisyonu"nda görüşülen HSYK kanun teklifinin askıya alınması.

Bunun parlamento sürecinde bin tane yolu var. Meclis Başkanı Cemil Çiçek"in Anayasa Komisyonu"nda da görüşülmesi talimatı, istendiği taktirde, bir çıkış formülü olarak yararlanılabilir.

2-Yolsuzluk operasyonlarının devam ettirilmesi.

O zaten yargıda.

Bu formül için en önemli risklerden biri CHP"nin cemaatle seçim işbirliği.

Tüm bunlara rağmen Anayasa değişikliği için masaya oturulacak. AK Parti"nin, HSYK için önerdiği RTÜK modelinin özünde, HSYK üyelerinin tamamının ya da en azından bir bölümünün TBMM"de seçilmesi teklifi yatıyor.

Aslında referandumdan önceki ilk metinde belli sayıda üyenin TBMM"de seçilmesi öngörülmüştü. Ancak muhalefetle uzlaşma adına bundan geri adım atıldı, yanlış yapıldı.

Çünkü örnek aldığımız AB ülkelerinin tamamında parlamento, kongre ya da senatoda seçim yapılıyor. İsveç"te doğrudan 2 parlamenter kurulun üyesi.

Bizde HSYK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Adalet Bakanlığı üzerinde, onları da denetleyen bir yüksek yargı kurumu gibi yapılandırıldı. Avrupa Birliği ülkelerinde ise, idari düzenlemeler yapan bir organ.

Anayasa değişikliği başarıldığı taktirde AK Parti"nin hedefi HSYK"yı

1-Hakimler ve savcılar yüksek kurulu olarak ikiye ayırmak.

2- HSYK"yı hakim ve savcılarla ilgili idari düzenlemelerin yapıldığı bir koordinasyon kuruluna dönüştürmek.

Resmi internet sitesi incelendiğinde HSYK"nın fiilen bir koordinasyon kurulu olarak çalıştığı görülecek.

Genelgelerden birkaç örnek.

-Hakim ve savcıların yıllık, mazeret, hastalık ve refakat ile aylıksız izinleri

-Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının nöbet hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esaslar.

-Havale işlemleri

Yönetmelikler ise,

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında yönetmelik

İdari Yargı Hakim ve Savcıları hakkında uygulanacak atama yönetmeliği.

Bizde yanlış olan ise HSYK yasasının istismar edilmesi

Anayasa"nın 159. Maddesinde, "Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz" deniliyor.

HSYK yukarıda örneğini verdiğim genelge ve yönetmelikleri dahi genel kurul kararı olarak yayınlamış. İdari bir tasarruf yargı yoluna kapalı. Meclis"ten 550 milletvekilinin oyuyla geçen Anayasa değişikliğinin ya da kanunun Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi"ne başvuruda bulunabilirsiniz ama HSYK"nın genelge ve yönetmeliği için bu hakkınız yok. Referandumdan önce YAŞ kararları için aynı şey geçerliydi. Genelge ve yönetmeliğin yargıya açık olmadığı ve hatta Anayasa ve kanunun üstünde olduğu bir hukuk devleti olur mu?

Bunun acilen değişmesi lazım.

Öte yandan Meclis"ten üye seçilmesi neden, "Partinin hakimi" olsun? Anayasa Mahkemesi"nin 3 üyesi Meclis tarafından seçiliyor. Onlar "Partinin üyesi" mi oluyorlar. 1980"den önce Anayasa Mahkemesi"nde Ana muhalefetin de kontenjanı vardı. Yekta Güngör Özden CHP kontenjanından seçilmişti.

Ayrıca AB ülkelerinde HSYK konusunda tek bir model ya da şablon yok. Ama tamamında milli İrade temsil ediliyor.

İtalya: Devlet Başkanı kurulun başkanı. 8 üye Parlamento tarafından seçiliyor. Meslektaşları tarafından seçilen hakim ve savcılar ile Yargıtay Başkanı, Yargıtay başsavcısı kurul üyeleri.

Fransa-Kurul başkanı Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı, Senato Başkanı ve Meclis Başkanı tarafından seçilen 1"er seçkin vatandaş ile yargıdan temsilciler yer alıyor.

İsveç"te ise Hükümetin atadığı Genel müdür Başkan olarak görev yapıyor. Yargı temsilcilerinin yanı sıra hükümetin atadığı 2 parlamenter üye olarak kurulda yer alıyor.

Örnekleri uzatmak istemiyorum. İngiltere, Almanya ve Avusturya"da ise bu tür bir kurul olmadığını hatırlatmak bile istemiyorum.

Oralarda yargı işlemiyor mu?

Biz adliye teşkilatının işleyişini koordine edecek kurumlar oluşturalım derken, başımıza yeni vesayet kurumları ihdas etmişiz.

Bu ülkede vesayetsiz kurumlar ihdas etmek mümkün değil mi?

10 yıl önce
Vesayetsiz yeni sayfa
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir