|
ABD ve Şam'ın Lübnan mutabakatı..
, Suriye'nin Lübnan'daki iç savaşı durdurmak gerekçesiyle bu ülkeye 1976'da askeri müdahalede bulunduğunu hatırlatmıştım. Şam rejimi önce sınırlı bir askeri müdahale gerçekleştirmiş, ardından tüm Lübnan'ı işgal etmeye kalkışmıştı. Suriye askerleri 2000'lerin ortalarına kadar Lübnan'da kaldı ve Şam resmen olmasa bile fiilen ülke yönetimini kontrol etti.


Lübnan'daki Suriye karşıtı muhalefetin baskısıyla 2004'te “

Birleşmiş Milletler

” Suriye askerlerinin ülkeden çıkarılmasını öngören 1595 Sayılı kararı aldı. Kararın çıkarılmasında önemli rol oynayan Lübnan eski başbakanı

Refik Hariri

, arkasında Şam'ın yer aldığı öne sürülen bombalı bir suikastte hayatını kaybetti. Suikastin ardından Şam, ABD'nin de tazyikiyle Lübnan'daki askerlerini geri çekti.



Oysa ABD, Hafız Esed'in Lübnan'a asker sokmasına destek vermişti. Durum destekten öteymiş.

“Sovyetler Birliği

”nin Ortadoğu'daki stratejik müttefiki olan

Hafız Esed

meğer Washington ile mutabakat içerisinde Lübnan'a asker sokmuş. Bu bilgiyi “

Soğuk Savaş

” döneminden sonra Rusya'da Dış İstihbarat Başkanlığı, Dış İşleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapan

Yevgeniy Primakov

veriyor.



Primakov Sovyetler Birliği'nin resmi gazetesi “

Pravda”

nın Ortadoğu muhabiriydi. Tabii muhabirlik maske görevdi. Primakov'un asıl işi, Arap başkentlerinde hassas bilgi avcılığı yapmaktı. “

Ruslar'ın gözüyle Ortadoğu”

başlıklı kitabında Primakov'un verdiği bilgilere göre, Sovyet Başbakanı

Aleksey Kosigin

müdahale sırasında Suriye'deymiş. Ancak olan-bitenden haberi bile yokmuş. Ne Esad, ne de muhiti, Kosigin'e hiçbir şey çaktırmamışlar. Kosigin'e müdahale bilgisini, Sovyet Dış İşleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi Başkan Yardımcısı Grinevski iletmiş. Grinevski de o sırada Şam'daymış. Kosigin ile Esed arasında soğuk rüzgarlar esmiş esmesine ama Moskova, Lübnan'da durumun dengelenmesine hizmet edeceğini ummayarak da olsa Suriye'nin müdahalesini desteklemiş.



Şam'ın Lübnan'a müdahalesinden zarar görenler ise Sovyet dostu sosyalist lider

Kemal Canbolat

, diğer solcu güçler ve “

Filistin Direniş Hareketi

”ydi. Primakov, ABD'nin Lübnan solunun ve Filistin hareketinin zayıflatılması, Hıristiyan faşistlerin ve İsrail'in ise elinin güçlendirilmesi için Şam'ın müdahalesini desteklediğini söylüyor. Güya Sovyetler Birliği'yse Lübnan Solu'nun da, Filistin hareketinin de zayıflamasını istemiyordu. Ama sonuç, tam da ABD'nin istediği yönde gerçekleşti.



Suriye askerleri Lübnan'a girdikten birkaç gün sonra Canbolat, Primakov'a “

Eğer Suriye tarafsız olsaydı, biz üç aya kadar iktidara gelirdik”

demiş. Canbolat haklıydı. Öncülük ettiği Sol güçler ittifakı, iktidarı almaya çok yakın görünüyordu ama Sovyetler Birliği'nin de Şam'a verdiği destek sayesinde kaybettiler. 1972'de “

Uluslararası Lenin Barış Ödülü”

verilen Kemal Canbolat 1977 Mart'ında bir suikaste kurban gitti. Aileye göre, suikastin arkasında Şam rejiminin parmağı vardı.



Öte yandan 1982'de, Güney Lübnan'dan yapılan silahlı saldırıları gerekçe göstererek Lübnan'ı işgal eden İsrail'e karşı ABD'nin aldığı pozisyonu da hatırlatmak lazım. ABD, İsrail askerlerinin Lübnan'dan çıkmasını öngören BM Güvenlik Konseyi kararını veto etti. 15 üyelik Konseyin 4'ü Daimi Üye olmak üzere 14 üyesi bu karara onay vermişti. ABD, Beyrut'taki İsrail güçlerinin çekilmesini şart koşan Fransa kararını da veto etti. Oysa BM Genel Kurulu'nda, ABD ve İsrail dışındaki bütün üye devletler kararı kabul etmişlerdi. Suriye'de olan-biteni kritik eden okurlar için bu bilgiler yararlı olacaktır.


#lübnan
#suriye
#şam
8 yıl önce
ABD ve Şam'ın Lübnan mutabakatı..
Kara dinlilerle milletin savaşı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim