|
Bir başkasının ayak izine basmak...

Orhan Pamuk, Nobel konuşmasında babasına atıfta bulundu.

Konu, babadan kalan şu eski bavul..

İçinde Gündüz Pamuk''un yazarlık denemelerini içeren defterler..

Yazarın edebiyat dünyasına adım atmasında esin kaynağı olmuş..

Ne hoş.

Ama bir gazetede bavul temasının bir tür intihal olduğu iması yapıldı..

Pamuk için daha önce de söylenmişti böyle şeyler..

Buna göre.. İntihal edilen kaynak..

Amin Maalouf''un ''Yolların Başlangıcı'' isimli romanı.

Malouf, Lübnan asıllı bir Hıristiyan..

Fransa''da yaşıyor..

Adı geçen romanda babadan kalma bavulla kendi köklerine yolculuk yapar..

Lübnan Dağı eteklerindeki köy evinde unutulan bir bavul.

İçinde baba Maalouf''un mektupları, tiyatro oyunları, denemeleri, şiirleri..

Bavul, Maalouf için esin değil..

Osmanlı Lübnan''ında bir Hıristiyan köyünün sisli geçmişine götüren labirent.

Maalouf, aile labirentlerinde ırsi bir edebiyat damarı keşfeder.

Yani, iki bavul..

Biri..

Geleceğe doğru götüren bir esin.

Diğeri..

Geçmişe doğru götüren bir keşif.

* * *

Haksızlık etmeyelim.. Her yazar bir başka yazardan esinlenir.

Karşılaştığı herhangi bir tema ile kendi kişisel serüveni arasında ilişki kurabilir.

Peki, bu bir intihal midir?

Değil elbet.

Esinlenme ayrı, intihal ayrı..

Hz. Ali''ye atfedilen bir söz var.

Yanlış hatırlamıyorsam, Gazali''nin ''El Munkizu Min''ed – Dalal'' kitabındaydı.

''Hz. Ali''ye denen şudur:

"Sizin bu söylediğinizi falan sapık fırkanın yazarı da söylüyor."

Cevap şıktır:

"İnsan bir çölde yolculuk yapar ve bir başkasının ayak izine basar."

* * *

İki yazarı farklı yönlere götüren Bavul''a dönersek..

Bu, edebiyat yazarlarının ayrı bir sınıf, ayrı bir insan türü olduklarını açıklıyor.

Ve her yazar kendi kaderini bir başka yazarın kaderiyle birleştirir.

Esinlenme yazarlar için kusur değil..

Mesela ünlü öykü ustası Borges..

Öyküleri, Arjantin kırsalında dilden dile dolaşan..

Çoğu anonim öykülerden bozmadır.

Çok bildik öykülerin Borges''çe anlatımı.

Borges için bu kusur değil, bir meziyet.

Laf aramızda Borges, Neruda''dan hoşlanmaz.

Çünkü Neruda, Arjantin diktatörü Peron aleyhinde tek söz etmemiştir.

Peron da, Borges''i işinden etmişti.

Oysa Borges''in kendisi de Pinochet''i eleştirmedi diye kınanır..

Yine de Neruda''ya Nobel ödülü verilmesini geç kalmış bir ödül diye yorumlar..

Ben her ikisini de pek beğenirim.

İlginç adam şu Borges.. Tipik bir Arjantinli..

"En büyük düşüm Arjantin Milli Kütüphanesi''nde çalışmaktı" der.

Ve şöyle devam eder:

"Bu düşüm gerçekleşti, ama gözlerimi kaybetmiştim."

17 yıl önce
Bir başkasının ayak izine basmak...
Yakalanan Karayılan Urumiye"ye götürülmüş
Türkiye ve Rusya Libya için uzlaşma sağlayabilecek mi?
Allah’tandır o, Allah’tan olmasa duramazsın
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?