|
Biz, tek bir halkız..
PKK'nın neden ve hangi amaçla bir 'iç savaş' başlatmaya teşebbüs ettiği konusunda 'siyasi Kürt çevreleri' tatmin edici bir cevap veremiyorlar. Öyle anlaşılıyor ki, Irak ve Suriye'de yaşanan iç savaşların hız kesmeden devam etmesinden fayda uman güçler, artık kullanışlı bir alete dönüşmüş bulunan PKK üzerinden geniş kapsamlı bir istikrarsızlık iklimine ülkemizi de bulaştırmak istiyorlar. İran, Irak ve Suriye'ye bitişik sınır bölgelerinde yaratılabilecek bir kaos bölgeye ilişkin yeni bir harita çalışması olabileceği kadar haritasızlık içeren fiili bir durumu da hedefliyor olabilir. Olayların arkasındaki 'şeytanî tasarımı' anlamak belki de yıllar alacak.

Feraset ve basiret sahibi Kürtler de, Türkler de bu gelişmelerin hayırlarına olmayacağını biliyorlar. Emperyalist güçlerin Müslümanların hayrına iş yapmayacaklarını tarih bize söylüyor. Müslüman halkları paramparça etmeden, bir arada yaşama iradesini kırmadan, kalpleri biribirinden soğutmadan asla tatmin olmayacaklardır. Kim ne derse desin '
Haçlı seferleri
' başka sıfatlar ve başka aletlerle, biçim ve tarz değiştirerek devam ediyor. Anadolu 1000'li yıllardan beri Haçlı seferlerinin ilk siperiydi. Şimdi de öyledir. Bu yüzden PKK'nin sözde 'devrimci halk savaşı' dayatmasına bölge halkının itibar etmemesi bu kanlı ortamın belki de en sevindirici tarafı. Birliğimiz ve dirliğimiz adına bu değeri zenginleştirmeliyiz.

Ülkemizin sınır bölgelerinde yaşanan gelişmelerin Kürtlerin saadetiyle, kurtuluşuyla, huzuruyla, refahıyla hiçbir ilgisi bulunmuyor. Kürtler namına bir savaş verilmiyor, tam aksine mahvına sebebiyet teşkil edecek şekilde gelişiyor olaylar. “
Malazgirt
”ten bu yana kader, Anadolu coğrafyasında Türklerle Kürtleri biribirinden ayrı ve biribirine düşman olarak yaşayamayacak şekilde buluşturdu ve kaynaştırdı. Türkler ve Kürtler bir binanın tuğlaları gibi kenetlendiler. Şimdi o çetin duvara asit dökerek zayıflatmaya ve yıkmaya çalışıyorlar. Bu duvar yıkılırsa herkes altında kalacak. Irak ve Suriye'de yaşananlar ibret verici değil midir?

Yaşadığımız büyük kayıplar hiç şüphesiz öfkeye sebep oluyor. Gencecik fidanların solduğu, ocaklara ateş düştüğü, asabiyetlerin parladığı bir iklimde ülkemizin mahvına dolu dizgin gitmeyelim. Aklımızı ve duygularımızı, bölücülerin şeytanî planlarına teslim olmaya değil, “
inadına kardeşlik”, “inadına birlik”, “inadına dirlik
” için teksif edelim. Halkımızı terör yoluyla ayrı istikametlere yönlendirmek isyeyenlere prim vermeyelim. Şer güçlerin bizlerden yapmamızı beklediği şeyleri yapmayalım. Hukuk içesinde tepki gösterme hakkımızı etnik kışkırtmalara yol açabilecek şekilde kullanmaktan şdddetle kaçınalım. Kürt olduğu için hiçbir insanımızı incitilmeyelim. Kışkırtıcı, bölücü, ayrıştırıcı söz ve eylemlere geçit vermeyelim.

Her kötü şey Türk için 'Kürt' veya Kürt için 'Türk' olarak gözükmeden olayların hakikatini kavramalıyız. Şer güçler ülkemizin uç bölgelerini, Irak ve Suriye'nin uç bölgelerinde yaşanan karmaşaya dahil etrmek suretiyle sinsi planlarını gerçekleştirmek istiyorlar. Ateş bacayı sarmadan, olaylar millet için bir '
bekâ sorunu
' haline gelmeden bu oyunu bozmak hepimizin görevidir. Bizi bir şiddet sarmalına çekerek bölmek isteyenleri, “
boşuna uğraşmayın, biz tek bir halkız
” sözüyle geri püskürtmeliyiz. Durum aciliyet kesbediyor. Bu yüzden siyaset kurumu bir an önce toparlanarak basiret, feraset, ehliyet ve liyakatla durumu göğüslemelidir. Milletin bekası sözkonusu olduğunda siyasi ikbal düşünmek felaketi sadece çabuklaştırır.
#pkk
#siyasi Kürt çevreleri
#haçlı seferleri
9 yıl önce
Biz, tek bir halkız..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi