|
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli..

Şimdi de Harem kelimesine taktılar.. Hem de kelimenin gerçek anlamını dahi bilmeden.

Belki de biliyorlar..

Maksat laf olsun torba dolsun..

Başbakan "Haremimize kadar girdiler" yakınmasında bulunmuştu.

Eşi Emine Erdoğan''ın giyim kuşamı..

İnançları..

Tercihleri..

Özel yaşamı dile dolanıyor..

Bundan politik bir çıkarımda bulunmaya çalışılıyordu..

Önce Cumhuriyet''te İlhan Selçuk, "Harem Çankaya''ya mı çıkıyor?" başlıklı bir yazı yazdı.

Ona göre, "ne demokraside harem olur ne de haremde demokrasi olur."

Hatta harem sözcüğü insan haklarının olmadığı yerde geçerli kültürün ürünüymüş..

İlhan Selçuk uçmuş.

Oysa 19. yüzyıl oryantalist bakış açısının yansıması bu.

Sonra bir CHP milletvekili sözü aldı.

Arkası geldi.

Derken AK Parti takıntısı olan birkaç köşe yazarı..

Harem denildiğinde bazılarının aklına Topkapı Harem Dairesi geliyor.

Gerçi İlber Ortaylı Hoca TRT''deki bir programında "Harem" ezberi bozmuştu..

Demek ki dinlememişler.

Şimdi tam zamanı..

TRT programı tekrar yayınlasın..

Osmanlı hakkındaki bilgisi lise talebesi seviyesinde bile olmayan siyasetçilere de..

Bilgiye dayanmadan yazan köşe yazarlarına da lazım.

Acilen.

''Harem'', Arapça kökenli Türkçe bir kelime..

"Kişinin özenle koruduğu ve uğrunda savaştığı şey" demek.

"Harâm", "Hürmet", "Muhterem" ve "İhtiram", "Mahrem" kelimeleri de aynı kökten geliyor.

Yani ''saygınlık'', ''saygın'', ''korunmaya ve savunmaya değer'' gibi yan anlamları da içerir.

Mekke ve Medine gibi..

Müslümanlar için kutsal sayılan iki şehir, "Haremeyn" olarak anılır.

Mehmet Akif''in İstiklal Marşı''nda "Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli" demesi gibi.

Kurtuluş savaşında Anadolu''ya düşman askerleri girince..

"Haremimize girdiler"..

"Hürmetimizi, saygınlığımızı çiğnediler" derlerdi..

Bir ülkenin bağımsızlığı..

Bir toplumun inanç dünyası..

Bir kişinin özel hayatı..

Saygıya ve korunmaya değer..

Bu yüzden yasalar, özel hayatın saygınlığını koruma altına alır..

Harem.. Günlük dilde aile anlamında kullanılıyor.

Öyle canı isteyen herkesin içine girebileceği..

Ağzına dolayabileceği bir alan değil..

Yani mahrem.

Pek çok insan, özel hayatın seyirlik malzeme haline getirilmesinden yakınır.

Özel hayatın saygınlığı esastır.

Başbakanın kastettiği açıkça bu..

Ama yazılıp çizilenlere bakın..

Habbeyi kubbe yapmak..

Bir fincan kahvede adam boğmaya kalkışmak..

Başka şey değil.

Ancak gülersiniz.

MHP sine-i millete dönmemişti

Bir süre önce MHP, CHP''yi sine-i millete dönmesi çağrısında bulundu. Ardından, CHP''ye yakın bir gazeteci "CHP Şubat''ta sine-i millete dönecek" dedi. CHP, iki yıl önce "sine-i millet" tartışması açmıştı. Sanırım, Türk siyasi hayatında ilk sine-i millete dönme ilanı MHP''den geldi. 1980 yılıydı. Siyasal şiddet olayları giderek tırmanıyordu. Terörün kurbanları arasında CHP''li ve MHP''li yöneticiler de vardı. Meclis''te Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş''in lideri olduğu partiler yer alıyordu. CHP ve MHP şiddetle birbirlerini suçluyordu. Sonra MHP "Sine-i millet''e döneceğiz" diye bir açıklama yaptı. 17 MHP milletvekili istifa edecekti. Açıklama büyük yankı yaptı ve demokrasi dışında çözüm aramak olarak algılandı.

Herkes sine-i milletin ne anlama geldiğini tartışırken, bu kez MHP kararından vazgeçti.

Onuncu Yıl Marşı yazarını hapsetmişler

K Dergisi yeni sayısında milli şairlerden Faruk Nafiz Çamlıbel anlatılıyor.

Lemi Özgen''in yazısında Çamlıbel hakkında bilmediğimiz pek çok bilgi var.

Mesela kimse hatırlamaz, ama ''Onuncu Yıl Marşı''nı Behçet Kemal Çağlar''la birlikte yazmışlar. İhtilalciler 27 Mayıs''ta Çamlıbel''i Demokrat Parti''li diye, Yassıada''ya gönderirken, yakın arkadaşı Behçet Kemal''i ise Kurucu Meclis Üyesi yapmışlar.

"Gittin de Bıraktın Beni", "Gülmezse Yüzün", "Pencereler kapandı kapılar sürmelendi/Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar", "Sakın Bir Söz Söyleme", "Kan tükürsün adını candan anan dudaklar" isimli şarkıların sözleri de ona aitmiş.

Uzun süre bu şarkıların söz yazarının Faruk Nafiz olduğu dahi bilinmiyormuş.

17 years ago
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli..
Ressam Yakupoğlu
Gardırop Müslümanlığı"na niye itiraz etmiyoruz?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar