|
"Derin Devlet" derin değilmiş!

“Derin Devlet” var mı, yok mu? Varsa ne kadar derin? Kimine göre, var. Kimine göre, aslı astarı yok. Kimine göre de kayduruk kuyduruk bir şey. Körün fili tarif etmesi gibi bir durumla karşı karşıyayız..

''Derin Devlet var'' diyenlerin tarifleri başka başka.. Kendini devletin yerine koyan ve bundan kendine vazife çıkaranların varlığı ise her türlü şüpheden varestedir.. Az örneklerini görmedik..

Şimdiye kadar medyada yer alan iddialara ve yorumlara bakarsak, Derin Devlet denildiğinde ilk akla gelen “Kontrgerilla”.. Yani soğuk savaş döneminde NATO bünyesinde kurulan ve sonradan Gladio diye deşifre edilen gizli teşkilat.

Türkiye, NATO üyesi olduğundan Gladio''nun bizdeki adı Kontrgerilla diye bilinir.. NATO üyesi Avrupa ülkelerinde Gladio''nun dağıtıldığı, Türkiye''de ise zaten varlığı ''resmen'' kabul edilmediğinden bir tasfiye işleminden söz edilemiyor..

Soğuk savaş sonrasında NATO''nun “öncelikli tehdit” konsepti ''Komünizm''den ''Radikal İslam''a kaydı.. Kırmızı renk yerine Yeşil renk geçti.. Uzatmayayım.. Her konuda olduğu gibi “derin devlet” konusunda da kafa karışıklığı var. Kafa karıştırmaya dönük yayınlar da yapılmıyor değil.. Alın size tanıdık bir yorum..

“Türkiye''de karşı-devrim 1950''de başladı.. İrtica bu dönemde azdı..” Yani çok partili sisteme geçişle birlikte.. Böylece ''İrtica''ya tavizin adresi hem Demokrat Parti, hem çok partili demokratik sistem.. Bir taşla iki kuş.. Kontrgerilla da NATO bağlantılı olduğuna, Türkiye NATO''ya Demokrat Parti döneminde girdiğine göre, “Derin Devlet”in derinliğini en fazla 1950''ye götürebiliriz.. Ne yazık ki, akıllara ziyan bu mantığın bizi götüreceği başka bir dip yok..

Derin gazeteci Cüneyt Arcayürek de ''Derin Devlet''le ilgili bir kitap yazmış.. Yanlış anlaşılmasın, Arcayürek''in derinliği 1950''lerden beri gazetecilik yapmasından geliyor.. Meslekte eskilerden.. Kitabının adı, Derin Devlet: 1950-2007. Arcayürek''e bakarsak, derin devlet pek de derin değilmiş.. Zaten bu ağbimize göre Derin Devlet eşittir Kontrgerilla oluyor..

1970''lerde Ecevit tarafından sık sık gündeme getirilen, ama Başbakanlığı sırasında adını bile anmadığı bu örgüt, sağ kanat darbelerin desteklenmesinde kullanılmış.. Bu darbeler de, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri oluyor haliyle..

Ne 27 Mayıs''ın ne de 28 Şubat''ın Derin Devlet''le hiçbir ilgisi ve bilgisi yok bu durumda.. Biri klasik, diğeri postmodern olarak nitelenen iki darbe sırasında ''Derin Devlet'' eli kolu bağlı oturmuş. 27 Mayısçılar ise daha ilk günden, NATO''ya ve CENTO''ya bağlılıklarını bildirmiş, ABD''ye yakın olduğu solcu yazarlar tarafından bilhassa dile getirilen bir büyükelçi Dış İşleri Bakanı yapılmış, Amerikan parasıyla binlerce subay bir kalemde silip atılmış olsa da, “Derin Devlet”in bunlarda bir dahli yok.. Hatta “27 Mayıs Derin Devlet''i enterne etmiş” bile diyebiliriz. Diyenler de var zaten. Derin Devlet olsa olsa 12 Mart''ta, 12 Eylül''de var.. Bundan gayrısı Şam''da kayısı.. Memlekette her kötü işi, bu arada karanlık eylemlerle anılan Kontrgerilla''yı da Demokrat Parti''ye dayandırıp rahat edelim gitsin.

Büyükler için yazılmış çocuk masalı sanki..

Polisin sorguda ''ferman'' zekası

Fatih Sultan Mehmet''in fermanının bir cinayet sorgusunda kullanılabileceği hiç aklınıza gelir miydi? Şahsen benim gelmedi.. “Olabilirlikler” o kadar çeşitli ki, insan her türlü sürprize hazır olmalı.. Hrant Dink''in katil zanlısını azmettirdiği öne sürülen sanık, sorguda dirençli çıkıp, işin önünü arkasını anlatmayınca bakın neler olmuş.. Herkes biraz alaya aldı, biraz farklı yönlere çekti ama, ben son derece zekice buluyorum. Çünkü işkence, çok şükür, sorgulama ve itiraf ettirme yöntemi olarak artık kullanılamadığına göre yeni usüller bulmak şarttı..

Madem azmettirici sanık, ideolojik bir argümanla hareket etmiş, o halde, bu argümanların temelsiz olduğuna ikna edilmesi, zaten gerekirdi.. İkna sonucunda zanlı psikolojik meşruluğunu ve dayanma gücünü yitirir. Böylece işin önünü arkasını anlatır.. Basına yansıyan duyumlara göre, polis, Fatih''in Hıristiyan tebaayı koruyucu hükümler içeren fermanını zanlının önüne koyunca işin şekli değişmiş.. Zanlı yaptığından pişmanlık duyup ağlamış bile.. Anlatılanlar ne kadar doğru, bilemem, ama polisin bu buluşu kurnazcaydı..

17 yıl önce
"Derin Devlet" derin değilmiş!
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?