|
Derin Devlet"in ucunu bulduk dibini de buluruz

Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Karaalioğlu''na konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Derin Devlet'' tartışmaları için, "Türkiye Cumhuriyeti döneminde başlamış bir şey de değil. Ta Osmanlı''dan. Bu gelenekten gelen bir şey zaten. Ama bunu minimize etmek, mümkünse yok etmek, bunu başarmak gerek" demiş. Bin yıllık devlet geleneği içinde kendilerini devlet yerine koyan, devlet içinde devlet gibi hareket eden, cari hukukla sınırlı saymayan bir eğilim hep oldu.. Cumhuriyet döneminde bu mantalitenin örneklerine rastlıyoruz..

Gelin Başbakan''ın sözlerini açalım..

Son dönem Osmanlı Türkiyesi''nden bir örnek: Aydın Vilayeti''nde, uzun süre hükümetin başını ağrıtan eşkıya çeteleri ve asayiş sorunları..

Öyle bir bölge ki, başta İngilizler olmak üzere yabancı konsoloslar, yabancı gazeteciler, yanısıra bölgede hak iddia eden Yunanlar fink atıyor.. "Sümbül çiçeği topluyoruz" edasıyla dağlarda dolaşan ''şirket adamı'' kılıflı ajanlar.. Asayisizlikten nemalanan paşalar.. Yetki ve güç çatışmaları.. İşler öyle zıvanadan çıkar ki, yabancı konsoloslarla düşüp kalkan çeteler mi dersiniz, paşalar tarafından kurdurulan sipariş çeteler mi dersiniz, ne ararsanız var..

Aydın Vilayeti takib-i eşkıya kumandan muavini Nasuhi Paşa 1910''da hazırladığı bir raporda, eşkıya gibi çalışabilecek gönüllülerden oluşacak "takip çeteleri" kurulmasını önerir.. Gizlice iki çete kurdurulur..

Saruhan Jandarması iki eşkıyayı suçüstü yakalayınca iş açığa çıkar.. Devlet çeteleri ile yerel yetkililer birbirine girer.. Bu kadarla kalsa iyi..

Devlet raporlarına yansıyan iddialara göre Aydın Valisi Kamil Paşa''nın oğlu Sait Paşa, Çakırcalı Mehmet Efe ile ortaktı.. Paşa, çeteden komisyon alıyor, karşılığında emniyet tedbirlerini çetelere bildiriyor, yakalanan çetecileri ise rüşvetle serbest bıraktırıyordu.. Jandarma Takip kumandanı Kara Sait Paşa ise, Kamil Paşa''nın rakibi Sadrazam Arnavut Ferit Paşa''nın adamıydı.. Onun talimatıyla afta bulunan Çakırcalı''yı eşkıyalığa döndürtmüştü.. Sait Paşa, eşkiyayı takiple görevli olduğu halde işi ağırdan alıyordu.. Böylece vilayetteki genel asayişsizliğin sonucunda yabancı ülke devletleri müdahale sözleri edince Kamil Paşa da valilik görevinden azledilir..

Ve daha neler neler.. Bu vakalar tanıdık geliyormu size? Günümüzdeki başka manzaralara benziyor mu?

Size tavsiyem, ''Derin Devlet''le ilgili perspektif edinmek istiyorsanız, Dr. Sabri Yetkin''in "Ege''de Eşkıyalar" kitabını muhakkak okuyun..

Türkeş, Ermenistan''la temas etmişti..

Milliyetçi çevrelere hatırlatalım.. MHP lideri Alparslan Türkeş sağlığında, Ermenilerle iki kez gizlice görüştü. İlk görüşmeye Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan''ın danışmanı Samson Özararat katıldı (Bak: Can Dündar, Milliyet, 25 Nisan 2005)..

Bakın bu görüşmede Türkeş, Ermeni muhatabına neler söylemiş:

''Türklerin Ermenilerle ilişkisi 1915''te başlamamıştır. 600 senelik müşterekliğimiz var. Birlikte türküler, yemekler icat ettik. Kız aldık verdik''

''Malazgirt Savaşı''nı Türklerin Ermenilerle birlikte kazandığını biliyor musun?

''İstanbul''un alınmasında Ermenilerin yaptığı kahramanlıklardan haberin var mı?

''Fatih''in Ermeni Patrikhanesi''ni nasıl bir fermanla açtırdığından haberdar mısın?

''Çanakkale''de Atatürk''ün yanında savaşan Ermeni askerlerin adlarını biliyor musun?

''Atatürk''ün bugün kullandığımız alfabeyi Ermeni dil bilgini Agop Martayan''a hazırlattığını ve sonra ona Dilaçar soyadını verdiğini biliyor muydun?''"

"Tarihe böyle geniş bir perspektiften bakmak lazım. 1915 bu 600 yıllık ilişkinin bir kazasıdır. Olaylarda yabancı devletlerin çok dahli vardır. Buradaki insanları kullanmak istemişlerdir. Bizimkilerin de kabahatleri var, ama şimdi yapılması gereken bu kazayı telafi edip eski dostluğu devam ettirmektir."

İkinci görüşme, Mart 1993''de Paris''te gerçekleşti.. Başbakan Süleyman Demirel''in görevlendirdiği Türkeş, Crillon Otel''de Ter Petrosyan ile buluştu.. İki lider Azeri-Ermeni sorunu ile Türk-Ermeni ilişkilerini masaya yatırdılar.. Türk ve Ermeni iş adamları da ortak iş projeleri üzerinde anlaştılar.. Ne var ki bu olumlu süreç, Petrosyan''ın kontrol edemediği Taşnak güçlerin Laçin Koridoru''na saldırmasıyla birlikte son buldu..

Üzgünüm Ruhat Mengi..

Star Tv''de Ruhat Mengi''nin sunduğu "Her Açıdan" programının konuğu Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu''ydu.. Mengi, can siparane şekilde, Başkan Bardakoğlu''nu başörtüsü konusunda sıkıştırmaya çalıştı.. Öyle sorular soruyordu ki Ruhat Mengi, karşısında sabır taşı olsa çatlardı.. Başkan Bardakoğlu ise son derece sakin, anlayışlıydı.. Mengi, başörtüsünün Kur''an-ı Kerim''de dini bir gereklilik olarak yer almadığını sürekli tekrarlayıp durdu.. Buna karşılık Bardakoğlu, tane tane, anlayacağı şekilde izah etmeye çalıştı.. Bazen tekrar tekrar anlattı.. Ruhat Hanım, kendini on yaşında çocuk yerine koyarak soru sorduğunu belirtmek durumunda bile kaldı.. Mengi, Bardakoğlu''nun görüşlerini almaya çalışmaktan çok, kendi kişisel görüşlerini destekleyen açıklamalar yapmaya zorluyordu Başkanı.. Ruhat Hanım, bütün performansına karşılık istediğini söyletemedi. Ne kadar üzücü değil mi?.

17 yıl önce
Derin Devlet"in ucunu bulduk dibini de buluruz
Fidel hakkında birkaç şey..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir