|
Devrim Otomobili"nin rövanşı bu mu olmalıydı?

Dönergeç Vakası, bilimsel öykü olmaktan çıktı, masala dönüştü.

28 Şubat sürecinin ünlü isimlerinin de katıldığı Dönergeç Şovu başlamadan bitti.

Vaka, bana 29 Ekim 1961''de, cunta rejiminin talimatıyla başlatılan “Devrim Otomobili Skandalı''nı hatırlatıyor.

O sabah Ankara hareketli bir gün yaşadı.

İlk Türk otomobilinin son rötuşları yapılıyordu.

Projenin başında, TCDD''nin asker kökenli Genel Müdür yardımcısı Emin Bozoğlu vardı.

Ülke büyük bir yastaydı.

Adnan Menderes''in idamının üzerinden kırk gün geçmişti.

Cuntacılar, 27 Mayıs''ı “Devrim otomobili” ile taçlandıracak, böylece idamların yarattığı olumsuz havayı dağıtacaklardı.

Seçilen gün de simgeseldi: 29 Ekim.

Cumhuriyeti, seçimle gelen ve yine seçimle gidecek olan Cumhuriyet hükümetinden kurtarmışlardı.

Halka da promosyon olarak “Devrim Otomobili” vereceklerdi.

O sabah “Devrim” motosikletli trafik eskortları arasında yola çıktı.

Cemal Gürsel Paşa, 27 Mayıs sabahı boşaltılan TBMM''nin önüne gelmişti.

Heyecanlıydı.

Önce bir sessizlik.. Sonra alkışlar..

Gürsel Paşa, ''Devrim''e bindi.

İstikamet Anıtkabir idi.

Paşa''nın bindiği ile indiği bir oldu.

Yüz metre kadar sürüklenen Devrim''in motoru öksürerek durdu.

Sonuç fiyaskoydu.

Ertesi gün gazetelerin manşetleri “Devrim yolda kaldı”, “Devrim''in benzini bitti”, “Devrim ancak 200 metre yürüdü” şeklindeydi.

Projeye Prof. Necmettin Erbakan da ucundan bulaşmıştı.

O dönemde Gümüş Motor''da çalışan Erbakan da ''Devrim''e onay veren tavsiye raporuna imza atmıştı.

Ama Erbakan Hoca''nın bu işte günahı yok. Şovu düzenleyenler araca yakıt koymayı unutmuşlardı.

Devrim''cilere göre Devrim''e sabotaj yapılmıştı.

Her neyse olan olmuş.

Keşke “yakıtsız enerji” daha o zaman keşfedilseydi..

Vakit geçmiş değil.

2007''ye kadar bu ''yakıtsız enerji devrimi'' gerçekleştirilebilir. Hatta açılışı, yeni bir darbenin aydönümüne denk de getirilebilir.

Belki Zeyno Baran ve Matt Bryza o zamana kadar karı-koca olurlar..

Dönergeç kurdelasını da birlikte makaslarlar.

Bir litre benzin kaç kilo kan eder!

ABD''nin Dış İşleri Bakanı bayan Condolleeza Rice, “Irak''ta hatalar yaptık, ileride bununla ilgili kitaplar yazabilirim” demiş. Muhtemelen Rice''ın kitabının büyük kısmını, istatistiki rakamlar, pembe, kırmızı, sarı, rengarenk grafikler, baloncuklar işgal edecektir. Mesela, “Kaç çocuk, kaç kadın, kaç ihtiyar, kaç masum sivil öldürdük? Kaç bomba attık, kaç füze fırlattık, kaç mermi yaktık, kaç ev yıktık, ne kadar kimyasal silah kullandık? Bir litre benzin kaç kilo kandan elde edilir? Bu kutsal savaşa ne kadar para yatırdık ve ne kadar para kazandık?”

Kitabın geri kalan kısmı için ise rakamları yorumlayan birkaç sözcük yeterli olacaktır.

Uluslararası yayını bırakın, canlı yayına gelin

YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç''in de yer aldığı 19 üniversite rektörünün uluslararası endekse giren bir tane bile yayını yokmuş. Sabah gazetesinden Pervin Kaplan''ın haberine göre, 19 YÖK üyesi akademisyen arasında hiç yayın yapmayan 6 profesör varmış. Atatürk ilkelerine bağlı ürün değilse, uluslar arası yayının ne önemi var. Hakkını yemeyelim, Prof. Teziç canlı yayın yapmaktan uluslararası yayına nereden vakit bulsun...

AFORİZMA

“İnsan çıldırabildiğine göre, bir dünya sistemi niçin çıldıramasın, anlamıyorum.”

G. Christoph Lichtenberg

17 yıl önce
Devrim Otomobili"nin rövanşı bu mu olmalıydı?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset