|
Güvercini öldürmek

Hayatımda ilk defa bir Ermeni''yi, doğduğum kasabada gördüm…

Folklorik giysiler diken bir sanatkar terziydi..

Çocukken arkadaşlarla toplanıp, adını ilk defa duyduğumuz bu Ermeniyi görmeye gittik..

Orta yaşların üstünde, uzun boylu, zayıfça bir adamdı..

Hayretler içinde kalmıştık..

Babalarımıza benzeyen bir adamdı..

Sessizce çalışıyordu.. Kendisini izlediğimizi görünce gülümsedi..

Anlamıştı, neden öylece bakakaldığımızı..

İkinci Ermeni ise bir tanıdığımın çocukluk arkadaşıydı..

Sonraları İstanbula göç etmiş bir aile.. Hala unutmamışım.. İsmi Leon''du..

Çocukluk arkadaşlarını görmeye gelmişti..

Biri Türk, diğeri Ermeni.. İki eski arkadaşın içten bir şekilde birbirine sarılışları hala gözlerimin önünde..

***

İstanbul''da bir iki Ermeniyle daha tanıştım.. Biri, babası müslüman olmuş, ama Ermeni mezarlığında gömülmüştü.. Bu yüzden dertliydi oğul..

Anne hariç, diğerleri müslüman olmuştu.. İsimlerini de değiştirmişlerdi..

Muazzez Ersoy için "Bizim Yıldız" derdi. Çocukluk arkadaşıymış..

Yüzyüze konuştuğum dördüncü Ermeni, Hrant Dink''ti.. Birlikte kısa bir yolculuğumuz oldu.. İçten bir insandı.. Kalbi bu ülke için atan bir Ermeniydi..

O da ülkenin diğer evlatları gibi değişik kamplarda yer almıştı..

Eski bir sosyalist idi..

Yetimhanede geçen acı dolu çocukluk anılarını da anlatmıştı..

Türkler ve Ermeniler arasındaki nefretin son bulmasını istiyordu..

Diyaloga açıktı, sempatikti..

Ayağı Türkiye topraklarına basan, yabancı tuzaklara prim vermeyen bir Türk Ermenisiydi.. Aykırı görüşleri vardı.. Hepimizin aykırı görüşleri vardı..

Ama bizden biriydi Hırant..

***

Susturulan ilk muhalif gazeteci değildi Hrant.. Muhalif görüşteler diye İttihatçı fedailer de öldürmüştü..

Hasan Fehmi.. Ahmet Samim.. Zeki Bey.. Hüseyin Kami..

Milli Mücadele aleyhinde yazan Ali Kemal linç edilmişti 1922''de..

Ve derken Sabahattin Ali..

Ülkeden kaçmaya çalışırken öldürdüler onu da 1948''de..

Yetmişlerde, sağdan soldan isimler de gitti..

Abdi İpekçi.. İsmail Gerçeksöz.. İlhan Darendelioğlu..

Ve daha niceleri…

Hrant Dink''le bir iki defa daha karşılaştık.. Malum davalar onu çok sarsmıştı.. Türk düşmanı olmadığını anlatmaktan hiç usanmadı.. Televizyon kanallarında bu yönde sarfettiği çabayı hep içim acıyarak izledim...

Bir güvercin tedirginliği içinde yaşıyormuş.. Haksız değilmiş..

İşte o güvercini vurdular..

Ondan kalan son fotoğraf karesine düşen, tabanı delik bir ayakkabı oldu.

Başka ne diyeyim..

“Hoşça kal Hrant Dink..”

Ey Nazım Hikmet! Artık Koç Holding''in malısın..

İstiklal Caddesi''nde yürürken, elime bir bildiri tutuşturdular. "Koç Holding şairimizden, şiirimizden elini çek" başlıklıydı.. Yapı Kredi Yayınları, haklarını satın aldığı Nazım Hikmet''in şiirlerinin internet sitelerinde yer almasını engellemişti.. Bildiriyi hazırlayanlar Nazım''ın şiirlerine erişim kısıtlamasının kaldırılmasını istiyorlar.. Nazım Hikmet, komünist bir muhalif.. Yıllarca hapislerde kaldı.. 1938''de ''askeri isyana teşvik''ten 28 yıla mahkum ettiler.. "Etmedim", dedi. Anlatamadı.. Kendini ''komünist'' tanıtan provokatör, Nazım''a dadanmıştı.. Nazım, başından savmaya çalışmış.. ''Aradığınız her şey altı okta var'' diye geçiştirmiş.. Nazım''ın üvey oğlu Memet Fuat anlatır. Piraye Hanım sormuş: "Ne oldu Nazım, niye o kadar ters davrandın çocuğa.?

Nazım sinir içindeymiş:

"Çocuk filan değil o, karıcığım... Polis.. Provokatör.. Evimizin içine kadar giriyorlar.."

İşte Nazım bu adamın ifadesiyle hapse girdi.. Ne kadar kolay bir ilişki.. Benzer ilişkiler başkaları için de kuruluvermişti böyle kolayına..

Nazım Hikmet''in ''provokatör'' dediği askeri öğrencinin ifadesine dayanarak, onu da arkadaşı Kemal Tahir''i de yaktılar. 1950''de DP iktidarının çıkardığı afla kurtulabildi hapisten.. Ama hep takip ve tazyik altındaydı. Canına tak dedi, atladı bir balıkçı teknesine kaçtı. Doğurgan bir şairdi.. İki varlığı vardı. Biri, şiirleri. Diğeri oğlu Memet.. Hani, "Memet seni Türkiye Komünist Partisi''ne emanet ediyorum" dediği oğlu.. TKP, emanete ne kadar sahip çıktı, bilmiyorum.. Bir dönem, Nazım''ın şiirlerini bulundurmak bile hapse girmek için yeterliydi.. Nazım''ın askeri mahkemede yargılandığı dönemde kendisi de Harp Okulu''nda olan Fuat Uluç 1967''de bir kitap yazdı Uluç.. "Nazım Hikmet ve 1938 Harbokulu Olayının Gerçek Yönü" diye.. Nazım''ın vatan hainliğini anlatıyordu.. Şu sözler Uluç''a aitti: "Görülüyorki melanetin kaynağı, Nazım Hikmet engereğiydi. (..) Varzanaski yoldaş Türk milletine çok pahalıya oturmuştur.. Ektiği fesat tohumunu hala temizleyemedik vatan topraklarından.."

Dönemin bakış açısını özetleyen cümleler bunlar.. Fuat Uluç, Hıncal Uluç''un babasıydı.. Sonra köprünün altından çok sular aktı.. Oğul Hıncal, hiç yüksünmeden okuyor şimdi Nazım''ın şiirlerini.. Nazım'' gelince, yaşamını "Komünizm ideali" için harcadı, ama şiirleri bir ''bankanın malı'' oldu.

17 yıl önce
Güvercini öldürmek
İnsanlık suçu, sürgün, katliam, soykırım
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir