|
Jeopolitik savaşlar ve terör...
Yakın dünya tarihi siyasal sonuçlar doğuran, savaşlara ve iç savaşlara yol açan, ancak failleri tespit edilemeyen katliam örnekleriyle dolu. Sadece 'failler' üzerinden meseleye yaklaşmak çoğu zaman yanıltıcı olabilir. Doğrudan bir üstlenici olmaması bu tür vakaların çözümlenmesini zorlaştırabilir. Şüpheli devletlerin veya örgütlerin bir saldırıyı üstlenmemiş olmaları bu suçu işlemedikleri anlamına gelmez. Yahut faillerin bir örgütle bağlantılarının bulunması saldırının örgütün talimatıyla işlendiğini de göstermez. Saldırının üstlenildiği durumlarda bile o örgütün bunu bir başka güç adına işleyip işlemediği de tespit edilmelidir. Bir örgüt başka bir gücün pekâlâ paravanı olabilir.

Jeopolitik savaşlar
” çoğunlukla gizli ajandalara dayanılarak yürütülüyor. Tabiatiyle işin içerisine taşeron örgütler bulaştırılabiliyor. Çok katmanlı azmettiriciler silsilesinin teşekkül ettirildiği vakalarda gerçeğe ulaşmak zorlaşabilir. Zincirin bir halkası koparıldığında diğer halkalara ulaşmak kolay olmayabilir. Bir devleti içerde veya dışarda, kaçındığı bir politikayı uygulamaya zorlamak yahut uygulamak istediği bir politikayı geçersiz kılmak için terör, '
santaj
' olarak kullanılabiliyor.

Kimi vakalar göründükleri gibi basittirler. Nasıl görünüyorsa, öyledirler. Bazen de nasıl görmemiz isteniyorsa vaka o şekle büründürülür. İnsanlar kandırılabilir, aldatılabilir, tuzağa düşürülebilirler. Kişiler sözde yüksek idealler adına, kendi hedef kitlelerini yönlendirmek amacıyla provokasyon yapabilirler. Bazen örgütler sahte '
yan örgütler
' teşkil ederek bu tür eylemleri hazırlayabilirler.

Soğuk Savaş
” döneminde istihbarat servisleri arasında elden ele dolaşan kiralık pek çok örgütçük bulunduğu bugün artık çok iyi biliniyor. Çoğunun ipliği pazara çıktı. “Soğuk Savaş” güya son buldu ama büyük güçler arasındaki 'jeopolitik savaşlar' devam ediyor. Bir devletin bir başka ülkeye yönelik örtülü saldırılarını ortaya çıkarmak ise çoğu zaman mümkün olamıyor. Zanlılar, şüpheliler ortadan kaldırılıyor, izler yok ediliyor. '
İnkar politikası
' işliyor, pek çok saldırı ortada kalabiliyor. Hedef ülke kendisine yönelik saldırıların kaynağını az çok biliyor ama bunu ispat edemiyor.

Jeopolitik savaşların yürütüldüğü bölgelerde faaliyet gösteren silahlı örgütlere çeşitli ülkelerin gizli servisleri sızabildiği gibi örgütler de başka örgütlerin içine girebiliyorlar. “
Ortadoğu coğrafyası
” tam da böyle bir bölge. Bu bölgenin üzerine oturduğu enerji havzaları, su yolları, iletim hatları, politik, dini ve etnik potansiyelleri bakımından büyük güçlerin hedefinde olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu bölgedeki otoriter-despot rejimlerin ayakta kalabilmek için kendi gizli ajandalarını yürüttüklerini de dikkate almak icap ediyor. Aynı ideolojiyi savundukları halde birbirilerinin gözünü oymak için tetikte bekleyen”
Baas
” rejimlerinin “
düşman kardeşler
” oldukları bir bölgeydi burası.

Despotların birbirlerine gülücükler dağıttığı ama bu gülücüklerin arkasında hançer sakladıkları bir bölgeden bahsediyoruz. Dün birbirine 'düşman' olan devletler bugün 'dost' olarak görünebiliyorlar. Tabii ki tersi de söz konusu. Nasıl bir coğrafyada yaşadığımızı unutmayalım ve çok dikkatli olalım. Lafta dost ve müttefik olduklarını söyleyen devletlerin el altından aleyhimizde ne tür fırıldaklar çevirdiğini görüyoruz. Milletçe, hep birlikte, bunların üstesinden gelebiliriz. Yeter ki umutsuzluğa düşmeyelim, biribirimizden uzaklaşmayalım ve biribirimize güvenmekten asla vazgeçmeyelim.
#Yakın dünya tarihi
#Jeopolitik savaşlar
#terör
#İnkar politikası
8 лет назад
Jeopolitik savaşlar ve terör...
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset