|
Özbekistan’ın kaderine kim karar verecek?
Özbekistan Cumhurbaşkanı
Kerimov
'un öldüğü kamuoyundan birkaç güç saklandı. Ölenin öldüğü önceki gün resmen açıklandı. Bu durum bile başlı başına Özbekistan'ın “tarih dışı” karakterini ortaya koymaya yetiyor. Eski devirlerde varisleri tahta geçene kadar sultanların, kralların vefatları saklanırdı. Bu saklama süresi içinde, iktidarı çevreleyen güç odakları tahta kimin geçeceğine karar verirlerdi. Bazen bu süre içinde muhtemel varisler arasında iktidar savaşları yaşanır ve güçlü olan kazanırdı. 21. Yüzyıl'da, Özbekistan örneğinde kimin ülkeyi yöneteceğine Özbek halkının karar vermesi istenmiyor.


1989'dan bu yana ülkeyi demir bir yumrukla yöneten Kerimov'un her ne suretle olursa olsun mezara kadar iktidarı elden bırakmayacağı tahmin ediliyordu. Bu süre zarfında Kerimov'un Özbek halkına kazandırdıklarını komşusu Kazakistan'a bakarak kıyaslayabilirsiniz. Aynı süre zarfında Kazakistan zenginleşirken Özbekistan daha da yoksullaştı. Ülke, “

Sovyet Özbekistanı

”nı bile mumla aratan bir yoksulluğa ve zulme mahkum edildi. Kerimov döneminde ülkenin geleceğine dair hiçbir umut kıpırtısı hissedilmedi. Oysa 1990'ların başında, dünyanın sekizinci en büyük altın rezervleriyle, doğalgaz, petrol, uranyum kaynaklarıyla ve pamuk üretimiyle Özbekistan umut verici bir gelecek vaat ediyordu.



Özbekistan,

“İpek Yolu

” üzerindeki stratejik mevkisinin yanı sıra “

Buhara

” ve “

Semerkand

” gibi

“Maveraünnehir İslam-Türk uygarlığı

”nın en güzide merkezlerine ev sahipliği yapan “

Tarihi Türkistan

”ın kalbiydi. Sovyet sonrası dönemde bağımsızlıklarını kazanan Türk cumhuriyetleri içinde en fazla nüfus ve zenginliğe sahip olan Özbekistan'ın Kerimov marifetiyle içine düşürüldüğü sefaletin boyutları utanç vericidir. Aidiyet duygusu demir bir yumrukla korunan tahta sahip olmakla sınırlı kalan Kerimov'un ülkeyi Rusya ve Çin arasındaki rekabetin mağduru haline getirmesi şaşırtıcı değil.



Yorumculara göre Kerimov'un yerine gelecek ismi Özbekistan'ı yöneten siyasi elitler içinde güç yarışında bulunan “

Semerkand

” ve “

Taşkend”

hizipleri belirleyecek. Kerimov'un varislerinden birinin Ruslara, öbürünün Çinlilere, bir diğerininse Batı'ya meyilli olduğu söyleniyor. Bu türden etiketlemelerin ne kadar gerçeğe tekabül ettikleri tartışılır. Zira Özbek egemen elitleri için ortaklaşa kullandıkları iktidarın devam etmesi daha önemli. “

Çin

”, “

Rus

” veya “

Batı

” seçenekleri bu iktidarın devamını ne kadar vaat ettikleriyle ilgili. Özbek halkının ne düşündüğüyse kimsenin umurunda değil.



Rusya öteden beri Özbekistan siyaseti üzerinde en etkili baskı unsuru. Çin bu Rus unsurunu bir parça dengeleyen ekonomik bir güç. Özbekistan asıl itibariyle Rusya ve Çin arasında bir rekabet alanı. ABD/Batı ise 10 yıldan fazladır Özbekistan üzerindeki etkisini yitirmiş bulunuyor. Batı'ysa Sovyet sonrası Özbekistan'da bir süre elde ettiği avantajı Kerimov'un tiranlığını daha da güçlendirmekten öteye götürmedi. Kerimov reform vaadiyle İngiltere ve ABD'yi oyaladıktan sonra ibreyi yeniden Rusya'ya, Çin'e çevirdi. Bu arada Özbekistan'da sivil muhalefet bastırıldı, binlercesi öldürüldü ve binlercesi hâlâ hapiste. Demokratik muhalefetin sindirilmesi, dinî hayat üzerindeki baskıların giderek artırılması, yolsuzluk ve yoksulluk ülkede “

el-Kaide

” veya “

IŞİD

” tipi grupların önünü açtı. Özbekler için bir şans olarak görülen mutedil

“Özbekistan Erk Partisi

” lideri

Muhammed Salih

'se yıllardır sürgünde. Kimbilir, belki de Özbek milli iradesinin hür bir şekilde tecessüm etmesinin vakti gelmiştir.


#Kerimov
#İpek Yolu
#Semerkand
#Muhammed Salih
#IŞİD
8 yıl önce
Özbekistan’ın kaderine kim karar verecek?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi