|
Sarkozi"ye Fransız kalmayın..

Şu Fransızlar alem adamlar.. Cinsellik ve iktidar arasında ilişki kurabilen, oy''a dönüştüren bir ulus Fransızlar..

İngiltere''de Kraliyet ailesi de siyasetçiler de cinsel içerikli skandallara karşı çok hassas..

Bu yönden Amerikalılar, İngilizlere benzer.

Clinton ile Monika hikayesini hatırlayın..

Clinton''un az başı ağrımadı.. Monika Olayı, cinsellikten öte, karşı-siyaset manivelasıydı..

Bizde bu tür ilişkiler siyasetçiye pahalıya patlıyor..

1979''da İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş böyle bir ilişki yüzünden istifa etmişti..

Komplo muydu, değil miydi, o ayrı..

Bu durumda biz de biraz Anglo-Sakson kalıyoruz..

Geçenlerde yine çokeşlilik-tekeşlilik tartışıldı..

İnsan türünün bu mevzuyla ilişkisi, eskilere dayanıyor..

Sıcaklığını kaybetmemiş ender bir mevzu.

Felsefeciler, yazarlar bu son derece girift konuyu hep tartıştılar..

Mesala daha geçenlerde bir kitap okudum.. İngiliz psikiyatr Adam Phillips''in "Tekeşlilik" kitabı.. Şöyle başlar Phillips, "Herkes tekeşliliğe inanmaz, ama herkes inanıyormuş gibi yapar"..

Sanki hazret CHP''lilere laf atıyor..

İpin ucunu kaçırmış biraz.. Şöyle:

"Çift olma durumu, üçüncü şahısların müdahalesine karşı sürekli bir dirençtir.. Çift üçüncü şahıslara karşı direnmeye devam edebilmek için onlara sürekli ihtiyaç duyar.. (..) İki kişiden ancak arkadaş olur, çift üç kişiden oluşur.."

Bir şey daha söyler Phillips:

"Tekeşlilikten bahsedildiğini hiç duymamış olsaydı çoğu insan tekeşliliğe asla kalkışmazdı.."

Hadi, gelin üstesinden..

***

Phillips söyler de Fransızlar susar mı hiç..

Ayşe Arman, cinsellik üzerine kitaplarıyla ünlenen Fransız psikiyatr ve jinekolog Slyvain Mimoun ile konuşmuş.. Mimoun''a göre, erkekler potansiyel poligam, kadınlar ise monogam.. Yani kadınların yapıları tekeşliliğe, erkeklerden daha yatkın..

Yedi Kocalı Hürmüz palavra muhabbet..

Neyse ki bunu söyleyen Fransız..

Yoksa mevzu, Medeni Kanun-Şeri Kanun tartışmalarına… Oradan laik-antilaik uçlara kadar genişlerdi maazallah..

Mimoun bu kadarla kalsa iyi..

Fransa''da kabul gören bir hipotez varmış.. Bir siyasetçinin metresi varsa, ''iktidar''ı daha fazla oluyormuş... Seçmende, böyle bir siyasetçi ''güçlü'' ve ''iktidarlı'' hissi yaratıyormuş..

"Bir kadını idare etmek yeteri kadar zor, birden fazla kadını idare edebilen adam ise gerçekten ''güçlü'', o zaman ben de onun gücüne güç katayım, gidip oyumu ona vereyim; o, bunu hak ediyor" dermiş Fransızlar..

Aldatılan erkek siyasetçinin durumu ise karışıkmış.. Çünkü bu, ''güç eksikliği'' olarak algılanırmış. İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy''yi de örnek göstermiş..

Çünkü karısı Cecilia, Sarkozy''yi aldatmış..

Bunu da anlatmışlar elaleme..

***

Hadi lafı Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kaydıralım..

Sosyalist Parti adayı, Segolene Royal''ı şimdilik pas geçelim..

Paris banliyölerini tutuşturan ayrımcı politikalarıyla nefret timsali olan Sarkozy''ye dönelim…

İki açıdan Cumhurbaşkanı seçilmesi zor..

BİR, Sarkozy''ün babası Macar.. Fransa''yla ilişkisi Fransız Yabancılar Lejyonu''nda paralı asker olarak başlamış.. İlk işi Cezayir.. Sarkozy''nin annesi ise Yahudi kökenli bir Katolik...

Sarkozi çocukluğunda, hakiki Fransızlar tarafından hep aşağılanmış.. Babası bile, bu yüzden ''Sarkozy, Cumhurbaşkanı olamaz” dermiş.

İKİ, Göçmen delikanlılara karşı muktedir olduğuna bakmayın siz.. Sarkozy aldatılan bir erkek siyasetçi.. İş dönüp dolaşıp oraya varacak..

Dahası var mı..

Fransızlar ''aldatmayı başaran erkekler''e oy verir.

Ve ÜÇ..

Buradan, "Türkiye AB''de yer almamalı" diye ikide bir höyküren Sarkozi''ye sesleniyoruz:

"Önce karını tut."

٪d سنوات قبل
Sarkozi"ye Fransız kalmayın..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi