|
Seçimler de savaşlara benzerler..
Seçim yenilgilerinde pek çok neden rol oynayabilir. Bazen tek bir nedenden ötürü kaybedilir, bazen yenilgiye birçok nedenin bir araya gelmesi sebep olur. Yenilgiye uğradıklarını düşünen partilerin bir “
nedenler listesi”
yapması gereklidir. “
Milli Şef
İsmet Paşa
'nın 1950'de CHP seçimleri kaybettiğinde çok şaşırdığı söylenir. Devletin valiler dahil bütün kadrosu CHP için seferber edilmişti. Ama Paşa'nın partisi mağlup oldu. Paşa, belki de Milli Şefliğini bütün milletin içtenlikle benimsediği yanılgısına düştü. Bu millet Paşa'nın hatırına CHP'yi yine iktidara getirecek, “
Demokrat Parti
”ye ise muhalefet görevi verecekti. Tabii ki tersi oldu.

İki dönem tek başına iktidar olan
Süleyman Demirel
1973 seçimlerinde ağır bir yenilgi aldı. Seçmenin oy değiştirmesini gerektirecek ortada ciddi bir sebep yokmuş gibi görünüyordu. Yanılsamalar kaybettiriyor. Tabii ki CHP'deki köklü politika değişikliğini de hesaba katmalıyız. Öte yandan Demirel ülke gençleriyle olumlu ilişki kuramadı. Üniversite gençliğini sağda ve soldaki radikal partiler ve ideolojik örgütler etkiledi. Yani, ortada birden fazla faktör var. Keza merhum
Turgut Özal'ın
seçim zaferlerini ve yenilgilerini tahlil etmek yeterince öğretici olabilir. Siyasetçilerin eski liderlerin yaşadıklarından öğrenecekleri çok şey var.

Savaşlar da seçimlere benzerler. Bir veya birden çok nedenlerle savaşlar kaybedilir ya da kazanılır. I. Dünya Savaşı'nda Kûtülamare'de İngiliz generali
Townshend
ve 13 bin askerini
Sakallı Nurettin Paşa'nın
yerine
Halil
(
Kut) Paşa
'nın esir alması taktik bir hatayla ilgiliydi. Nurettin Paşa başarılı bir kuşatma stratejisi uyguladığı halde çabucak zafere ulaşmak için hazırlıksız taarruzlar yaptı. Ordu ciddi zayiat verdiği için görevden alındı. Yeni kumandan Halil Paşa aynı hataya düşmedi ve Çanakkale'den sonra en önemli ikinci zaferi kazandı. Tersi olsaydı “
Kut
” soyadını belki Nurettin Paşa alarak tarihe “muzaffer” olarak geçecekti.

Irak cephesinde strateji baştan yanlış kurulmuştu. Irak ve Havalisi Umum Kumandanlığına tayin edilen
Teşkilat-ı Mahsusa
Reisi
Süleyman Askeri Bey
emrindeki kuvvetleri gayr-i nizami savaşa uygun olarak teşkil etmişti. Bu müfrezeleri konvansiyonel birliklere karşı kullanmanın yol açacağı sorunları hesaba katmamıştı. Libya'da gayr-i nizami harp İtalyanlara karşı başarılı olmuştu. Strateji, savaşla ilişkilendirilmesi muhtemel bütün insan davranışlarını içerir. Libyalı direnişçiler Osmanlı subaylarıyla eşgüdüm içindeydiler. Kuvvetler arasındaki uyum ödüllendirilir. Gayr-i nizami harp, halk desteği yeterli olmadığı için Irak'ta yürümedi. 1915'de “Şuayyibe Muharebesi”nin kaybedilmesiyle bu strateji çöktü ve Süleyman Askeri intihar etti. 1916'daki “Kûtülamare Zaferi” ise düzenli birliklerin konvansiyonel taktik ve teknikleri uygulamasıyla elde edildi.

Seçimlerde olduğu gibi savaşlarda da yanlış bir mevzide konuşlanmak ağır bedeller ödetebiliyor. Yine I. Dünya Savaşı'ndan örnek verelim. Irak cephesindeki “
Beyt-i İsa muharebesi
”nin kaybedilmesi üzerine İngilizlere esir düşen Osmanlı subaylarından
Taşköprülü Mehmet Efendi
günlüğünde bakın neler diyor:


Bizim esir düşmemizin sebebine gelince: Birinci defa olarak batarya mevzi seçilen yer mevzi olamazdı, çünkü beş yüz metre ilerisini görmüyordu. Eğer bulduğumuz bu mevzi piyade hattımızın bir kilometre gerisinde olmuş olsaydı biz daha iyi ateş edebilir ve düşmana tesir ederdik, akibetimiz böyle esaretle neticelenmezdi. Nitekim bizim bir kilometre gerimizde bulunan birinci bölüğümüze bir şey olmamıştı.”
#seçimler
#Demokrat Parti
#chp
#ak parti
#Taşköprülü Mehmet Efendi
9 yıl önce
Seçimler de savaşlara benzerler..
Köklü medeniyet tasavvuru ve yabancılaşmış üniversite tasallutu
Diliniz KABA, vicdanınız TAŞ
Osmanlı Müellifleri
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru