|
SİPA"nın perde arkası

Ajan gazeteciler tartışması güncelliğini yitirmiş olsa da canlılığını sürdürüyor. Ajan gazeteciler tartışmasına katılan Nezih Demirkent basında MİT ajanlarının varlığını gündeme getiren isimler arasında yer aldı. Demirkent, Sipapress''in MİT tarafından kurdurulduğunu en azından ima etti. Sipahioğlu isminin 1955 yılında 6-7 Eylül Olayları sırasında gündeme geldiğini pek az insan hatırlayacaktır. "Gazeteci''nin Saklı Dünyası" başlığıyla basın anılarını yazan gazeteci Yüksel Baştunç''un tanıklığı olmasaydı, biz de hatırlamayacaktık. Baştunç anılarında Sipahioğlu''nun 6-7 Eylül Olayları''na sebebiyet veren İstanbul Ekspres''te yazı işleri müdürü olduğunu, isminin de ilk kez bu olaylar sırasında gündeme geldiğini yazıyor. Olayın aslı şu: Selanik''te Atatürk''ün doğduğu ev kundaklanır. Haber İstanbul Ekspres tarafından ikinci bir baskıyla İstanbul''da dağıtılır. Sözkonusu sayının önceden hazırlandığı ileri sürülüyor. Gazetenin iri puntolarla verdiği haberde ''Kıbrıs Türk Kalacak Cemiyeti'' yetkililerinin zehir zemberek açıklamaları da yer alır. Yapılan yayınların etkisiyle kışkırtılan topluluklar azınlıklara mensup ev ve işyerlerini talan ederler.

Gerçekler sonra anlaşılıyor

Olayların sıcaklığı geçtikten sonra Yunan Hükümeti Türkiye''nin Selanik Konsolosluğu''nda çalışan bir kavas ile Türkiye bursuyla Selanik Hukuk''ta okuyan Yunan uyruklu Oktay Engin''i tutuklar. Bir süre tutuklu kalan Oktay Engin daha sonra bir operasyon ile Türkiye''ye kaçırılır. Engin İstanbul''da birden fazla işte çalışıyor gösterilerek maaş alır. Maaş aldığı mesleklerden biri de gazeteciliktir. Engin''in çalıştığı gazete Cumhuriyet''ti. Engin daha sonra çeşitli illerde valilik yapar.

Sertel''i kim ihbar etti?

Baştunç''un Sipahioğlu''na ilişkin anıları bu kadar değil. Baştunç, Hürriyet''in sahibi Erol Simavi''nin 27 Mayıs''ta Milli Birlik Komitesi üyesi olan Binbaşı Orhan Erkanlı''yı 12 Mart''tan önce gazetenin genel müdürlüğüne getirdiğini yazıyor. Erkanlı''nın ilk yaptığı şey Paris''te sürgün hayatı yaşayan Zekeriya Sertel''i Türkiye''ye getirterek Hürriyet''te yazı yazmasını sağlamaktır. Pasaportsuz yaşayan Sertel''in Yeşilköy Havaalanı''ndan kolaylıkla geçeceği güvencesi verir Erkanlı. Operasyonun Paris ayağını ise Sipahioğlu üstlenir. Erkanlı ile Sipahioğlu Paris''te buluşarak operasyonun son noktasını tartışırlar. İkna edilen Sertel, uçakla Paris''ten İstanbul''a gelir. Sertel, uçaktan iner inmez polis tarafından alınır ve bir gece Çınar Otel''de tutulduktan sonra ertesi gün kalkan bir uçakla Paris''e geri postalanır. Baştunç, Erkanlı''nın bir ihbardan kuşkulandığını yazıyor. Birisi operasyon hakkında haber uçurmuştu bir yerlere. Bilenler bir elin parmaklarını geçmiyor. Ama kimdi? Bu soru hâlâ esrarengizliğini koruyor.

Hazırola geçen Sipahioğlu

Yüksel Baştunç''un anlattığı bir diğer rivayette ise 27 Mayıs ihtilalinin ilk günlerinde İstanbul Sıkıyönetim Kurmay Başkanı Albay Emin Aytekin (İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nur Serter''in babası) basın toplantısında iki büklüm oturan Sipahioğlu''na "Ne biçim oturuyorsun, kalk bakalım ayağa" demesi üzerine Sipahioğlu aniden ayağa kalkıp hazırola geçer. İki metre boyundakı Sipahioğlu''nun başı tavana değer. Sipahioğlu Hürriyet gazetesinin Paris muhabirliğini yapıyor uzun bir süre. Haberci programıyla izleyicilerin büyük bir beğenisini kazanan Coşkun Aral da Sipahioğlu''nun yanında yetişen kıymetli gazeteciler arasında.

24 yıl önce
SİPA"nın perde arkası
2022 yılında memurlara ödenecek dil kursu yardımı nihayet beş yıl önceki tutarı geçti
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim