|
Timsah gözyaşları..
Erivan'daki anma törenlerine Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katılmışlar, üzüntülerini bildirmişler. Güya Ermenilerin acılarını paylaşmışlar. Timsah gözyaşları bunlar ama hiçbir Ermeni kalkıp da “1918'de bizi niye yüzüstü bıraktınız” diye sormadı.

Birinci Dünya Savaşı'nda İngiliz, Rus ve Fransız propagandası Osmanlı azınlık grupları içindeki hizipleri kışkırtmakta mahirdi. Çanakkale geçilecek, İstanbul işgal edilecek, Osmanlı İmparatorluğu parçalanacaktı. O halde pastadan pay almak isteyen azınlık grupları “İtilâf Devletleri”nin yanında yer almalıydılar. Propaganda başarılıydı. 150 binden fazla Rus Ermenisi Rus ordusuna iştirak etti. Bunların bir kısmı daha önceki Osmanlı-Rus harpleri sırasında Rus ordularıyla birlikte Anadolu'dan ayrılmış Ermenilerdi. Filistin'de Yahudi devleti kurmak isteyen Siyonistler de Çanakkale'deydiler. Daha çok Rus Yahudilerin iştirak ettiği “Katırlı Siyon Birliği” İngilizlerin hizmetine sunulmuştu.

Ermeni milliyetçileri Ermeni toplumunun kaderini İngiliz, Fransız ve Rus emelleriyle birleştirdiler. Ermeni tarihçi Anaide Ter Minassian'ın aktardığı gibi daha 18. Yüzyıl'ın sonlarından itibaren, Rusya'nın Karadeniz'e ve Hazar Denizi'ne doğru yayılımı, İran ve Osmanlı vilayetlerindeki Ermeni nüfusunun 'Rus severlik' duygularını açığa çıkarmıştı. Bu duygular, İslamiyet karşısında ekümenik bir Hıristiyanlık bilincinin tezahürleriydi. 'Ortodoks Çar'ın himayesine güvenen sıradan Ermeniler, Rus ordusunun her ortaya çıkışını, (1829'da, 1854-56'da ve 1877-78'de) sevinç gösterileriyle karşıladılar. Minassian'a göre bu türden tutumlar, yani Rus diplomasisine, 'Küçük Asya'daki emperyal stratejisinin araçları olarak Ermenileri kullanma niyetinin yakıştırılması, o vakte kadar Türklerin 'millet-i sadıka' saydıkları Ermeni cemaatinin konumunu tehlikeye sokmuştu.

Ermeni araştırmacılar Birinci Dünya Savaşı sırasında Sivas'taki Ermeni gençleri arasında “Anadolu'daki Ermenilerin selamet umudu Rus ordusunun gelişi olacaktır” şeklindeki duyguların yükselişinden söz ederler. Bu duygular Ruslarla savaşın cereyan ettiği stratejik bölgelerdeki Ermeni topluluklar içinde de yaygınlık kazanmıştı. Bunun tabii ki askeri sonuçları oldu. Savaşın ilerleyen safhalarında “Fransız Ermeni Lejyonu” bile 4500 kişiye ulaştı. İngilizler de, Fransızlar da, Ruslar da Ermeni milliyetçilerini fena halde kullandılar. Ermeni komitacılar 'Osmanlı Ermeni toplumu'nu kendileriyle birlikte felakete sürüklediler. İki toplum arasına nifak soktular. Savaş, çatışma, katliamlar, kıtlık, açlık, salgın hastalıklar yüzünden yüzbinlerce masum insan hayatını kaybetti.

Osmanlı İmparatorluğu tasfiye edildi ve Ermeni halkı mahvedildi. Kim kazandı peki? İngilizler ve Fransızlar alacaklarını aldılar. Ermeniler tabii ki sükutu hayale uğradılar. Mekke Şerifi Hüseyin de İngilizlere aldanmıştı. Oysa İngilizler ve Fransızlar Mekke Şerifi'ne vaat ettikleri toprakları kendi aralarında paylaşmışlardı. “Büyük Arap İmparatorluğu” kurma hayaliyle Osmanlı'ya ihanet eden Şerif Hüseyin yüzüstü bırakıldı. Hicaz'ı bile elinde tutamadı ve sürgünde nedamet duyguları içinde öldü. Oğlu Faysal Suriye'den çıkarıldı ve Irak ile yetinmek zorunda bırakıldı. Neredeyse hiç kayıp vermeyen siyonistler ise en kazançlı çıkan gruptu. Zira siyonistlerin İngilizlerle kurduğu ilişki gerçek bir ilişkiydi. Herhalde, yeni kuşak Ermeni gençleri neden böyle olduğunun cevabını arıyorlardır.
#Osmanlı İmparatorluğu
#Mekke Şerifi Hüseyin
#Ermeni
#Birinci Dünya Savaşı
9 yıl önce
Timsah gözyaşları..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi