|
Zulüm kalınlaştıkça kopar..
'General Sisi rejimi'nin mahkemesi, seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşlarını idam cezasına çarptırarak zulmünü daha da kalınlaştırdı. Vefat eden insanlara, yıllardır İsrail hapishanelerinde esir tutulan insanlara bile idam cezası verecek kadar gözleri dönmüş adamların. Meşru yönetime el koyan, ülkeyi hapishaneye döndüren, binlerce masum insanı gözünü kırpmadan katleden, tutukluları işkencelerden geçiren bu rejimin meşruiyetinden söz edilebilir mi?

İşlediği suçlarda yalnız değil General Sisi. Onu azdıranlara, kol kanat gerenlere bakmak lazım. Bir önceki Suudi Kralı Abdullah'ın desteği “Sisi rejimi”nin can suyu oldu. ABD, Mısır'a askeri yardımı güya askıya almıştı. Meğer göstermelik bir kararmış. Geçen ay başında ABD, 1.3 milyar dolarlık askeri yardımın serbest bırakıldığını açıkladı. Bu kararla ABD, General Sisi'ye savaş uçakları, füzeler ve tanklar verecek. Parayı kim veriyorsa, generaller füzeleri onun istediği yere atacaklar.

ABD 1978'de Enver Sedat ile İsrail'i “Camp David”te masaya oturtmuştu. Anlaşmanın ardından Washington Mısır'a her yıl 1 milyar dolardan fazla askeri yardım yapmaya başladı. Enver Sedat Filistinlileri masada satmıştı. ABD'nin askeri yardımı İsrail'i güvende tutmak için Mısır'daki askeri rejime verilen bir rüşvetti. Böylece İsrail Filistinlileri rahatça katlediyor, Mısır halkı yoksullukla boğuşurken generaller ceplerini dolduruyorlardı. Ancak bu anlaşma Sedat'ın mahvına sebep oldu.

1973'teki “Mısır-İsrail savaşı” bile sahteymiş. Mısır ordusunun kaç gün savaşacağını, nereye kadar ilerleyeceğini bile Amerikalılar tayin etmişler. Enver Sedat'ı İsrail ile masaya oturtmayı önceden planlamışlar. İsrail için Mısır'ın 'muharip' konumdan çıkarılması stratejik önemdeydi. ABD İsrail'in güvenliğini zaten garanti ediyordu. Mısır halkının gözünü boyamak için Sedat'a minik bir zafer bahşetmek yeterliydi. Böylece Sedat masaya daha rahat oturacaktı. 16 bin Mısır askeri sahte bir savaşın kurbanı olduklarını bilmeden can vermiş. General Sisi de tıpkı ağa babaları Sedat ve Mübarek gibi Mısır ordusunu başka devletlerin namı hesabına elinde tutuyor.

Gazze uzun süredir İsrail ablukası altında can çekişiyor. General Sisi ise Gazze hapishanesinin kuzey kapısını tutan ceberrut gardiyanıdır. İşbaşına gelir gelmez Filistinlilerin hayat tünellerini bombalayan, sınır kapılarını kapatan General Sisi, yeni tünel kazanlara, bu tünellere girenlere, bu tünelleri rejime ihbar etmeyenlere dahi müebbet hapis cezası verileceğini hükme bağlamıştı. Dünyanın uygar hiçbir ülkesinde böyle bir fiile böyle ceza verildiği görülmüş şey değildi ama darbeci general Sisi ziyaret ettiği Batı ülkelerinde adeta “Nobel Barış Ödülü” almış bir kahraman gibi karşılandı. General Sisi'yi azdıran Batı'nın ikiyüzlü politikalarıdır. Dolayısıyla Mısır'da işlenen bütün cürümlerde, cinayetlerde ve hukuksuzluklarda General Sisi'nin şerikleri oluyorlar.

İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi, ABD'nin sadık müttefikiydi. En ihtiyaç duyduğu bir anda yüzüstü bırakıldı. Şah zulmünü doruğa çıkardı ama aynı hızla kendisine duyulan nefreti de büyüttü. Şah'ın polisi halkın üzere defalarca kurşun yağdırdı. Her katliamdan sonra kalabalıklar daha fazlalaştı. Öyle bir an geldi ki ABD'nin gücü Şah'ı korumaya yetmedi. Zulüm kalınlaştıkça kopar derler. Ayağa kalkan halk 1979'da Şah'ı İran'dan kovdu. ABD, devrik Şah'ın Amerika'da tedavi görmesine bile izin vermedi. Şah hiç hazzetmediği halde Enver Sedat'a sığındı, 1980'de kanserden öldü.
#Sisi rejimi
#mursi
#mısır darbesi
9 yıl önce
Zulüm kalınlaştıkça kopar..
Derim ki; “Bir daha düşün ‘Hayırcı’ arkadaşım…”
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?