|
Gülen hareketinin 5-Eyes"i kim?

Elde edilen bütün bilgilerin paylaşılacağı, dost, müttefik ve zararsız ülkeler: Britanya, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda. Yani 5-Eyes.

Dost ama karşı istihbarat toplama ihtimali bulunan, yaramaz ve sıkıntı çıkarabilecek ülkeler: İspanya, Güney Kore, Japonya''nın da içinde bulunduğu 19 ülke. Aralarında Türkiye de var. Sadece İspanya''ya dinlemeler için 60 milyon dolar harcanmış.

İsrail, Almanya, Rusya ise oldukça dikkat edilmesi gereken, sıkıntılı torbanın seribaşları.

Yukarıdaki sınıflandırma, Snowden''ın sızdırdığı NSA belgelerinden. Anlaşılacağı üzere ABD, istihbarat toplama işlemleri sırasında, ülkeleri tek tek sınıflandırmaya tabi tutmuş. Sonrasında elde edilen bilgiler en güvenilir ortaklarla, yani 5-Eyes ülkeleriyle paylaşmış.

Murad edilen iki şey var; ya elde edilen bilgiler ışığında karşı taraftan gelebilecek herhangi bir karşı hamleyi boşa çıkarmak, ya da hedefte olan isimleri tehdit etmek.

Tehdit ya da olası bir çalışmada ön alma çalışması yapmanın, uluslararası diplomaside karşılığının ne olduğuna, ortaya çıkan buna benzer binlerce belgenin ''ağır kriz'' havasında hep beraber şahit olmuştuk. Beyaz Saray''ın, birçok ülkenin üst düzey siyasetçisini dinlemesi basit bir olay değildi. Dolayısıyla tartışılan zemin de oldukça ciddi ve sert olmuştu.

Obama, sızdırılan belgeler sonrasında insanları tatmin edecek hiçbir açıklama yapamadı. Avrupa Birliği ülkeleri ile olan diplomasi bir süreliğine ciddi anlamda yavaşladı. Ve boşluk kabul etmeyen siyasetin güç dengeleri Putin lehine değişti. Suriye meselesinde adım atamayan, stratejik ortaklarını ikna edemeyen, bir de üstüne üstlük onları dinleten şüpheci ve beceriksiz ABD yönetiminin, dünya liderliğini Rusya''ya kaptırdığına dair makaleler ardı ardına önemli gazete ve dergilerde yayınlanmaya başlandı.

***

Aktörler değişse de ''dinleme'' meselesinin mantığı ve sonuçları birbirlerine oldukça benziyor. Bir tarafta Obama''nın diğer tarafta Merkel''in olduğu dinleme hadiseleriyle, bir tarafta devletin diğer tarafta vatandaşın, daha da kötüsü bir tarafta Başbakan''ın diğer tarafta devletin olduğu sıkıntılı süreçler birbirinden çok da ayrı değil. Bir devletin kendi vatandaşını dinlemesi, mail hesaplarını kontrol etmesi, yatak odasını gözetlemesi ya da buna benzer şeyleri o ülkenin Başbakanı''na yapması iki önemli soruya zemin teşkil ediyor. Devlet kimleri, hangi sebeple dinliyor? Ve bu dinleme yetkisi kim tarafından, kimlere veriliyor?

Savcı Adnan Çimen''in hakkında dinleme kararı çıkardığı iddia edilen listedeki isimleri gözden geçirince, ilk soruya şu anda tutarlı bir cevap vermenin mümkün olmadığını görüyoruz. Haydar Baş, Defne Samyeli, Hüsnü Mahalli, Fehim Taştekin ile Hakan Fidan, Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan gibi isimlerin beraber bulunduğu bir liste; olsa olsa şizofrenik bir paranoya halini ya da ''önünüze geleni dinleyin'' emrini akıllara getiriyor. Başbakan''ın neden dinlendiği ise açık, net ortada.

İkinci soruya verilecek cevap ise çok daha can sıkıcı. Muhtemelen ''alnı secdeye değen adamdan zarar gelmez'' kıvamlı, abartılmış bir iyi niyetin ortaya çıkardığı ağır bedelle karşı karşıyayız. 17-25 Aralık operasyonlarından sonra, aslında pek de inanamadığımız ama elde edilen bulgularla defalarca kanıtlanan bu iyi niyetin sorgulamasını yapmak ise –en azından şu anda- oldukça anlamsız. Zira iyi niyetin ortaya çıkardığı zafiyeti kendi amaçları için kullanan, kötü niyetli ve epey organize bir yapı var karşımızda.

Ve o yapı, ortaya çıkan listeler ve azıcık Google aramasıyla ortaya çıkan tonla açığına rağmen Başbakan''ın oğluyla yaptığı iddia edilen montaj konuşmalar karşısında oldukça yüzsüz.

İlkemiz basit. Cemaat olma iddiasında olan bir grup insan, amaçlarına hizmet etsinler diye iş adamlarıyla, siyasetçilerle, istihbarat örgütleriyle içli dışlı olamaz. Eğer bunun aksine bir tercihte bulunursa, masumiyetini ve ikna ediciliğini yitirir. Çünkü kurduğu ilişkiler tek taraflı değildir. Güçlü isimler masaya oturduklarında sadece cemaatin değil, aynı zamanda kendi menfaatlerinin de tatmin edilmesi gerektiğini düşünürler. Kartlar buna göre açılır. Ve oyun böyle oynanmaya devam eder.

İşte tam da bu yüzden, kirlenen bir cemaatin ''dinleme ve gözetleme'' kadar ağır bir operasyonel gücü elinde bulundurması, ''nasıl olsa Kiramen Katibin melekleri her şeyi kaydediyor, neden bu kadar korkuyorsunuz?'' tonlu ''Allah''tan saklamadığını, kuldan saklamak'' tarzı geyiklerle geçiştirilemez.

Suçu üstlenir, bir de üstüne böyle komik mazeretler bildirmeye başlarsanız…

Birileri de çıkar sizi, insanların merhametini kullanan, yabancı istihbarat örgütleriyle iş yapmaya alışmış, amaca ulaşmak için her yolu mubah gören, pornocu insanlar topluluğu olarak tanımlar. Ve bunu yaparken de hiç tereddüt etmez.

Ortalık biraz durulunca ve sinirleri yatışınca da akıllarına şu stratejik soru gelir:

Gülen hareketinin 5-Eyes''ı kim?

10 yıl önce
Gülen hareketinin 5-Eyes"i kim?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset