|
Kürt Çocuklarına İşkence Eden Solcular ve 1 Mayıs

Yok. Bu öyle geçiştirilecek bir mevzuu değil. "Birkaç adam yüzünden bütün yapıyı zan altında bırakmayalım" kabilinden üç maymun seviyesinde değerlendirilecek bir olay hiç değil.

İki kimsesiz Kürt çocuğuna yapılan akıl almaz işkenceden bahsediyorum. Dün Türkiye Gazetesi"nden Ceren Kenar konuya değindi. Yetmez. Vicdanlı her bireyin, teker teker üstüne konuşması, tekrar tekrar yazması gereken tüyler ürpertici bir mesele bu.

Hatırlayalım.

2 gün önce Kıvanç Ersoy imzalı bir blog yazısı yayınlandı. İçerik ve iddialar oldukça korkunçtu. Ancak yazının sahibi kendinden bir o kadar emindi.

Anlatılana göre; Beşiktaş"ta HDP"li ve yine HDP"nin bileşeni olan SYKP"li yöneticilerin açtığı "Berkin Elvan işgal evi" adlı bir daire varmış. Bir süre önce iki tane yetim, kalacak yeri olmayan, gariban Kürt çocuğu bu evde kalmaya başlamış.

Gel zaman, git zaman yöneticilerden birkaç tanesinin eşyalarının çalındığı fark edilmiş. Çocuklar yakalanmış. Bizim romantik solcularımız reflekslerine hâkim olamamışlar, "devrim dışı şiddeti" tedavüle sokup ufacık çocukları sorguya almışlar.

Yetmemiş. Üstüne beş saat sopalarla döve döve işkence etmişler. Yetmemiş. Evin yakınlarındaki Abbasağa Parkı"na yarı baygın bir şekilde garibanları atıp, bırakmışlar. Bir de ne olur ne olmaz diye her saat başı ölüp ölmediklerini kontrol etmek için yanlarına gitmişler. "Yaşayacaklarına" iyice ikna olduktan sonra da evlerine dönüp mışıl mışıl uyumuşlar.

Ortalığı ayağa kaldırması gereken bu olaydan sonra, bizim pek hümanist solcularımız ne demişler peki?

HDP"nin Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Ahmet Saymadi gitmiş, bir siteye verdiği yazıda olayı sonuna kadar itiraf etmiş. Sonra da "olayların çok abartılmaması gerektiğini" söyleyip, "sosyal medyada uğradığı linçten dolayı" yoldaşlarına uzunca dert yanmış.

HDP"nin Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü de olaylardan haberdar olduklarını söylemiş ve parti içindeki işleyişten dolayı bazı şeylere karışamayacaklarını belirtmiş.

Öncelikle..

Ortada kriminal bir vakıa var. Bu mesele, parti içindeki disiplin kurullarının nihai kararı verip üstünü kapatabileceği bir konu değil. Demokratlık iddiasında bulunanların, hangi partide olursa olsun bu olaya karışmış isimleri ihraç etmelerini istiyoruz. Bunun yanında sorumluların bulunup, adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz.

Demek ki kimsesiz çocukları korumak, üç beş eve isimlerini vermekle olmuyormuş. Mısır"daki binlerce idama gözlerini kapayıp, yüzbinlerce insanın katili Esad"ı fake fotoğraflarla "adam güya diktatör, bakın nasıl da işçi bayramını kutluyor" diyerek temize çıkarmak gibi hasletleri olan kendine özgü Türkiye solunun bu konudaki icraatları ilk değil, son da olmayacak.

Türkiye"de işkencenin tarihini; devletin karanlık dehlizlerinde cirit atan sağcılar ile devrimci şiddetin her türlüsünü meşru gören solcular yazdılar. En sonunda da muhafazakâr demokrat bir parti geldi ve bu insanlık dışı uygulamaları tarihe gömdü.

Bu olay, polis şiddetine karşı çıktığını söyleyip, boğazına kadar elitist şiddete batmış (o çocuk Kürt ve kimsesiz olmasaydı bunu yapabilir miydiniz?) solcuların yüzlerini asla kızartmayacak. El koydukları binanın bir Ermeni Vakfı"na ait olması gerçeği ise "Hrant"ın tertemiz savunucuları" kontenjanından hiçbir "vicdanlı solcuyu" eksiltmeyecek.

Ancak ülkenin iktidarına gelseler, masum insanlara neler yapabilecekleri noktasında bizlere ufak bir fikir vermiş olacak.

Biricik "diktatör"ümüz, devletin bütün kodlarıyla kavga ededursun.. Üsttenci devrimciler, Kürtlere "e artık şu masadan kalksanız iyi edersiniz!" diye akıl vermeye, "Berkin Elvan"ın kaşlarında birleştik" tarzı garip yazılar yazmaya devam edecek.

Bizler de Diyarbakır"da Türkçe, Kürtçe, Arapça kardeşlik türküleri söyleyen ve barış sürecine selam üstüne selam çakan Memur-Sen"e bakıp, emekçiler için ümitli olmaya devam edeceğiz.

10 yıl önce
Kürt Çocuklarına İşkence Eden Solcular ve 1 Mayıs
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset