|
Twitleri ikiye katlamayanlara yapılanlar

Son ses kayıtlarının ortaya çıkmasıyla artık karar verdim. Bugün, 17 Aralık''tan beri bizlere gelen onlarca mektuptan bir tanesini paylaşacağım. Mağdur: Diyarbakırlı bir Eczacılık öğrencisi. İstanbul''da Cemaat evinde kalıyordu. Yaklaşık bir ay önce evden atıldığını ve ortada kaldığını söylemişti. O zamanlar olayın münferit olduğunu düşünüp önemsememiş, kardeşimizin yer bulmasına yardım edip, meseleyi tamamen unutmuştum. Yanılmışım. "Twitleri ikiye katlayın" motivasyonu hiç de küçümsenecek bir şey değilmiş meğer..

Buyurun;

"Olayların başında bizleri evlere toplayıp twit attırıyolardı. Beni de zorla götürüyorlardı. Zamanla evde muhalefet sertleşti. Başbakan hakkında çok ağır ithamlarda bulunuluyordu ve ben yapım gereği susamıyordum. Ev imamı Erdoğan''ın sonunun Menderes''ten kötü olacağını ima edecek kadar haddini aşıyordu. Neyse zamanla hep bir atışma halinde olduk; evde onlar saldıran taraf, ben savunan taraf. Sıra Zaman ve Sızıntı abonelikleri meselesine geldi. Teker teker görüştüler bizimle, fakat reddettim. Üzerimde bayağı baskı kurdular ama inatla abone olmadım. Zaman gazetesine üye ararken bölgenin en büyük sorumlusu açık açık siyaset üzerinde baskı kurabilmek için tirajın artması gerektiğini ve bu yüzden abone olmamız gerektiğini söylüyordu. Yine evdeki ev imamı ve yine sorumlu bir abinin yorumları gitgide sertleşiyordu. Tatil için yurt kampına çağırma vakti geldi ve beni birebir görüşmeye çağırdılar. Gelmek istemediğimi ısrarla söylememe rağmen baskı kuruyor hatta en son bize erzak sağladıklarını, faturalarımızı ödediklerini (iyiliklerini yüzümüze vurarak) bizim de buna karşı bazı şeylerden fedakarlık etmemiz gerektiğini, Zaman''a Sızıntı''ya üye olup doğruca kampa katılmamız gerektiğini belirttiler.

Eğer bunları yapmazsak üst abinin kulağına gittiğinde evden atılacağımızı söyleyerek bizi tehdit ettiler ama ben inatla katılmak istemediğimi kibar bir dille ilettim. Bu olaylardan sonra ev imamım benimle sohbeti kesti. Son 2 haftadır aynı evde yaşamamıza rağmen en ufak bir kelime konuşmadık hatta aynı yemeği bile yemedik. Herkes kendisi yemek yapıp yiyordu. Bu süreçte evin imamı Zaman gazetesi okurken Erdoğan''a ağza alınmayacak anne, eş, kardeş tanımadan küfür etmeye başladı. Yan odadan duyuyordum. Geçtiğimiz hafta eve bir yavru kedi aldılar. Evin imamı ve diğer yetkili abiler kediye isim ararken önerilerden biri; nankör Tayyip idi..

Evden atma konuşmasına gelecek olursak; dün akşam evin imamı beni aradı ve evde olup olmadığımı sordu. Btm ve bbtm ile eve geldiler. Yani 7 evden sorumlu kişi btm, birkaç btm''den sorumlu kişi ise bbtm oluyor. Odaya geçtik ve benimle açık konuşacağını söyledi. Artık yürütemeyeceğimizi fikirlerimizin ve düşüncelerimizin uyuşmadığını kendisinin Erdoğan''a bakış açısının değiştiğini ve muhtemelen benim de Gülen''e bakış açımın değişmiş olduğunu söyledi. Görüşlerimin eve zarar verdiğini, nasıl bir gazetenin yayın çizgisiyle köşe yazarının düşünceleri uyuşmadığında yollar ayrılıyorsa bizim de yollarımızı ayırmamız gerektiğini söyledi. Benim düşüncemde birinin evlerde kalamayacağını ve kendime ev aramam gerektiğini en kısa zamanda evi boşaltmam gerektiğimi söyledi. Kolun kangren olduğu yerden kesilmesi gerektiğini belirtti ve gitti. Bir de yüzsüz yüzsüz evden çıksam bile (çıkma yok atılma var) kendisini istediğim zaman arayabileğimi söyledi. Ve bahsettiği konulardan anlaşıldığı üzere cemaati eleştirdiğim twitlerimi okuduğu anlaşılıyor, ev ortamında ettiğim sohbetlerdeki cümlelerimin de kulağına gittiği belli oluyordu. Olay böyle biraz uzun yazdım galiba sizi sıktığım için hakkınızı helal edin."

"Tuzluk koysam seçilir" diyerek milyonlarca insanın iradesini, "İmralı''yı by-pass edecekler, ortalık karışacak" sözleriyle Çözüm Süreci''ni umursamadığınızı gördük. Hepsi montaj ise dahi, "Onlar da İdris Bal gibi yapsınlar" diyen Hoca''nızın hiç de siyasetten Allah''a sığınır vaziyette olmadığını artık kesin olarak biliyoruz.

Çalgılı bir yere gitmek üzereyken, ''uyuması sağlanarak'' engellenen Peygamber Efendimizi Türkçe Olimpiyatları''na getirmenizi sineye çekmiştik. Ancak yine aynı saçmalıklarla, şu kimsesiz çocukların dahi günahına girecek kadar mı gözleriniz karardı? Hiç mi Allah''tan korkunuz yok? Yazık.

10 yıl önce
Twitleri ikiye katlamayanlara yapılanlar
yâ mübarek yine gel
Ayrı dünyalara ait iki kavram
Müezzinlere şan dersi !
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?