Hani bir “beylik laf” vardır futbolda...

“Sen çık takır takır topunu oyna, rakibi de ye- nersin hakemi de” diye...

I-ı

canım, olmuyor...

Yani, bu felsefe bizim ligimizde geçerli değil... Çünkü, rakibi yensen hakeme takılıyorsun... Hani olmaz ya! Diyelim ki hakemi de yendin, bu kez de “masa başında” ahkam kesen futbol baronlarını geçemiyorsun...

Kısacası; “düdüklü piyonların” yetersiz kaldığı durumlarda devreye kötü niyetli “yuvarlak masa şovalyeleri” giriyor...

Bunun en son örneğini, “Tahkim Kurulu”nun Trabzonspor''un aleyhine aldığı kararda gördük... Bu karar aslında “provakatörlüğe” teşvik kararıdır... Yani bundan sonra her maçta “provokasyon” yapmak bu karadan sonra yasallaşmıştır...

Ne yazık ki, artık bu “ayıbı” ve “skandalı” konuşmanın bir anlamı yok... Daha doğrusu bu kararı alanları Allah''a havale etmekten başka yapacak bir şey yok...

Ammmaa!... Yuvarlak masanın etrafında oturan bu adamların gözleri öyle dönmüş ki, hala “adaletsizliğe” peşkeş çekiyorlar...

Tabi bu kez sahnede “düdüklü piyonları” var... Yani kendileri yine perdenin arkasında duruyor ve talimat verdikleri “düdüklerin” Trabzonspor''u linç etmesini seyrediyorlar...

Evet! Bu bir linçtir...

Bu bir adaletsizliktir...

Bu resmen soygundur, dökülen terlerin çalınmasıdır...

Çünkü, gol atıyorsun verilmiyor...

Ofsayttan gol yiyorsun, santra gösteriliyor...

Bunlar yetmiyor, gülünç bir kararla “kırmızı” kartı alnının ortasına yiyorsun..

Dediğimiz gibi...

Bu “düdüklü piyonlar”ın, “kötü niyetli şovalyelerin” ve onların başndaki “baron”un var olduğu bir ligde, alın teri ve emek her zaman gasp edilecek, rakibi yensen de hakeme yada Tahkim''e takılacaksın... Açıkçası, bu ligde dürüst ve adam gibi kurallarla oynayarak “kötü niyetli yuvarlak masa şovalyelerini” asla yenemeyeceksin...

Özetle; Bu “Baron”un her şeyden haberi var, amatör maçlar olmak üzere tüm karşılaşmalarda dönen dolapların hepsini çok iyi biliyor. Verilen kararları ve cezaları da biliyor... Çünkü bu “piyonların” hepsi o “baron”un adamları....