|
Dün Meral Akşener, bugün Selin Sayek Böke
2010 yılında Deniz Baykal'ı genel başkanlık koltuğundan
kaset
yardımıyla indiren Kılıçdaroğlu, benzer bir talimatla
koltuk
mücadelesi veriyor.


CHP, parti içinde kaynayan kazanlara zaten alışık, antrenmanlı.



Girdiği tüm seçimlerden mağlubiyetle ayrılan bir genel başkanın zaten hala görevde kalıyor olması parti içinde hep bir artçı sarsıntı halinin yaşanması için yeterli neden.



.



Artçı sarsıntı yerini depreme çoktan bıraktı.



Bu zamana kadar parti için göstermiş olduğu ve hanesine yazdığı/yazamadığı başarıları saymıyoruz bile.



Normal şartlarda çok çok önce istifa etmesi gereken Kılıçdaroğlu'nun hep bir şekilde korunup kollandığına şahit olduk.



Dünyanın hangi ülkesinde, hangi siyasi partinin genel başkanı 7 yıldır tüm seçimlerden mağlubiyetle çıkmış ve koltuğunu korumayı başarmış?



Bir tane örneği yok.



CHP'ye göre ise koltuk korumadaki bu başarı, parti içi demokrasiye bağlı.



Ama görünen asıl değildi.



Kemal Kılıçdaroğlu'nun teşkilatlarda nasıl bir hâkimiyete sahip olduğunu çok iyi biliyoruz.



Ve zaman zaman çıkan olağanüstü kurultay taleplerinin de neden hayata geçemediğini daha iyi anlıyoruz.



Muhtemel bir olağanüstü kurultayda Kılıçdaroğlu'nun güven tazeleyeceği ve koltuktaki yerini daha da sağlama alacağı partideki genel görüş.



Bunun için farklı bir yol denenmeliydi ve öyle de oluyor.



2010 yılında devraldığı koltuğu CHP'nin kuruluş ilkeleri ile çelişen politikalar izlemesi nedeniyle sürekli eleştirildi Kemal Kılıçdaroğlu.



Ve bu adımları her zaman yanı başında tehdit olarak kaldı.



Bunun farkındaydı.



Hep bir şekilde orada durma başarısını gösterdi.



Bu küçümsenemeyecek bir başarı.



Ama akla şu soru geliyor.



Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir isim bunca başarısızlığa rağmen bu başarıyı nasıl sağlayabildi?



Burada da farklı bir aklın devreye girdiği ve o aklın bu ülke üzerindeki emellerinin CHP eliyle hayata geçirilmek istendiği gerçeği ile karşı karşıyayız.



Çok uzağa gitmeye gerek yok.



CHP'nin zaman zaman nasıl PKK'nın sözcülüğünü yaptığını, bu örgütle nasıl kol kola girdiğini, terörist cenazelerindeki

unutmak mümkün mü?



Bununla sınırlı mı ?



Tabiki değil.



FETÖ…



Başlı başına FETÖ savunuculuğuna soyunmadı mı bu parti.



Öyle derinlere inmeye gerek yok.



MİT tırları hadisesini hatırlayın yeterli olacaktır.



Peki her şey güzel… Her istenileni yapan bir genel başkan…Ne ala…



Peki ne oldu da Kılıçdaroğlu'nun tasfiyesi için düğmeye basıldı?



CHP'nin bu zamana kadar attığı her adımdan memnun olan el farklı olarak ne istedi de bunu mevcut genel başkanın potansiyeli ile alamayacağını anladı?



Ve Kılıçdaroğlu'nun karşısına nasıl bir aday profili çıkardı?



Ve o adayla gerçekte neyi amaçladı?



Sorulacak çok soru var.



Ve bu sorulara ait birilerini kızdıracak çok fazla cevap.



Şu bir gerçek.



16 Nisan referandumu ile hayata geçen sistem değişikliği.



Artık vesayet odaklarının barınamayacağı bir sistem.



Sözün sadece millette olduğu bir sistem.



Kılıçdaroğlu 16 Nisan öncesi siyasette çok işe yaradı, hala da yarıyor.



Ama yeni sistemde?



Tıkanıklık işte orada başlıyor.



Selin Sayek Böke…



Tıpkı Meral Akşener, tıpkı Emine Ülker Tarhan'da uygulanan parlatma çabalarının bu şahıs üzerinde de uygulandığını görüyoruz bugün.



Az önce yukarıda sorduğumuz soruların bilinen cevapları CHP içindeki yeni dizaynın da anahtarı olacak.



Bugünden şunu kestirmek pek de zor değil.



,

,

.



Hepsi CHP'de genel başkan değişene kadar kullanılmaya çalışılacak.



Bir şekilde bu ve buna benzer isimler CHP'de kaynayan kazanın ateşi olacak.



Bir isim hariç.



Tıpkı MHP için Meral Akşener isminin ön plana çıkarıldığı ve tüm kartları Akşener'e oynayıp diğer muhalif isimleri silmek isteme çabaları gibi.



CHP'de de Akşener'in yerini şimdiden Selin Sayek Böke aldı bile.



Partide yeni dizayn için Böke isminde uzlaşıldı.



Bugün konuştuklarımız ve konuşacaklarımız da bunun hayata geçip geçmeyeceği.



Bütün mesele bundan ibaret.


#Meral Akşener
#Selin Sayek Böke
#Emine Ülker Tarhan
7 yıl önce
Dün Meral Akşener, bugün Selin Sayek Böke
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi