|
Kudüs! Yüzyıllık uykudan uyandır bizi

ABD Başkanı Donald Trump'ın, ABD Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşıma ve Kudüs'ü işgalci İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının yankıları sürerken bu kararın tüm bölgeyi içine alacağı bir ateş yumağına çevireceği tezi her geçen gün bir adım daha gerçeğe yaklaşıyor.

İsrailli basını, ABD Başkanı Trump'ın
'Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyorum
' kararının
Mısır
ve
Suudi Arabistan
ile ortak alındığını açıkladı. Bu açıklama akıllara Trump, Selman ve Darbeci Sisi'nin
'küre etrafındaki pozlarını ve 'Karar küre etrafında mı alındı?'
sorusunu getirdi.

Hatırlayacaksınız, ABD Başkanı Trump, Mısır'ın darbeci lideri Sisi ve Suudi Kralı Salman, Trump'ın Mayıs Ayındaki Arabistan ziyareti sırasında "Uluslararası Radikal Düşünceyle Mücadele Merkezi’nin açılışını yapmışlardı. Üç liderin ışıklı küre etrafında verdiği poz, dünya gündemine oturmuştu.

Herkes verilen bu pozun ardından bölgeyi acaba nasıl bir
kaos
bekliyor sorusunu birbirlerine sorarken; önce Suudi Arabistan’ın ılımlı İslam söylemi karşımıza çıktı ardından ABD eliyle gerçekleştirilen bir saray darbesi ile ABD ve İsrail karşıtı prensler, bakanlar, bürokratlar ve işadamları tek tek içeri tıkıldı.

Suudi Arabistan başlığı için her şey hazır hale getirilmişti.

Mısır konusunda ise elini fazla yormadı ABD. Zaten atadığı darbeci Sisi pişirilen her yemeği servis etmeye hazır garson pozisyonunda kendisine verilen-verilecek görevleri bekliyordu, bekliyor.

Küredeki fotoğraf karesinde yer alamayan Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in bugünkü ABD’ye bakışını da yan yana koyarsak o fotoğraf karesini en azından zihnimizde tamamlıyoruz.

Irak, Suriye, Yemen, Lübnan…

Hangisi ABD’nin Kudüs kararına karşı çıkabilecek durumda.

İran
’daki her geçen gün artan sessizlik ve tepkisizlik de baş düşman olarak ilan ettiği İsrail’in ekmeğine yağ sürmüyor mu?

Fazla söze gerek yok.

Bölge ülkeleri değil ama bölge liderleri ABD-İsrail ortak yapımı filmde figüranlık görevini çoktan benimsemişler.

Bu noktada işte halklara, özellikle Müslüman halklara büyük görev düşüyor.

Bir uyanışı gerçekleştirmenin yolu sokaklardan, protestolardan, liderleri sorgulamadan, hatalarını ya da uşaklıklarını yüzlerine vurmaktan geçiyor.

Sokağın sesi ne kadar gür çıkarsa sarayın avizeleri o kadar sağlam sallanır.

Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap emirlikleri gibi ülkelerin liderlerinden yapılan zayıf tepki açıklamalarının, kendi vatandaşlarının tepkilerini az da olsa dindirmeye yönelik olduğu gerçeğini bir kenara atamayız.

Demek ki ABD kontrolüne girmenin bir bedeli olduğunun farkındalar ve bu bedelin hesabını eğer sokak sorarsa baş edemeyecekleri bir sonla karşılaşacaklarını biliyorlar.

Liderlerin gösteremedikleri tepki halklar düzeyinde en sert şekilde ABD ve İsrail’e gösterildi, gösterilmeye de devam etmeli. Müslümanlar dünya diplomasinin tıkandığı yerde Kudüs’e sahip çıkmak için elini taşın altına koydu, sesini yükseltti ve bu tepki artarak devam edeceğe benziyor.

Şunu net bir şekilde gördük. Siyasi aktörlerin, Kudüs için planladıkları, halkın vicdanında ret cevabı alıyor… Bu cevap ve ortak tepki ile İslam ülkeleri arasında ve Müslüman toplumlarda birlik için bir fırsat kapısı açabilir.

Bir uyanışın fitilini ateşleyebilir.

Ne vicdanını ve benliğini Amerika’ya kaptıran sözde Arap Emirleri ne de başta Ortadoğu olmak üzere İslam ülkelerinde harita değiştirmeye kadar giden hain planlarını hayata geçirmeye çalışan Amerika ve İsrail, istediğini alamayacak.

Masa başında yapılan dayatmalara sokaklar, halklar yani davanın gerçek sahipleri duyarsız kalmayacak.

Çünkü Kudüs biz Müslümanlar için bir Filistin davası değil;
Kıble davasıdır.
#Ahmet Rıfat Albuz
6 yıl önce
Kudüs! Yüzyıllık uykudan uyandır bizi
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti