Bütçe esnekliği, bütçenin ekonomik konjonktüre ihtiyari olarak ayarlanabilme imkânını gösterir. Yani istikrarsızlığı giderici bütçe politikalarının etkinliği bütçenin esnekliği ile yakından ilişkilidir.
Özellikle genişleme dönemlerinde (yüksek talep-enflasyon) konjonktür karşıtı politikalar kullanılacağı; yani mali disiplin uygulanacağı zaman bütçe harcamalarında kısıtlamalara başvurma, sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.
Ancak bu durumda istenilen harcamalarda kısıntıya gidemeyebilirsiniz. Zira bütçenin bazı harcama kalemlerinde iradi olarak kısıntıya gitme imkânı olmayabilir.
**
Bu tür harcamaları katı yapan; zorunlu olarak yapılması gerekmeleri, yasal zorunluluklar içermeleri (toplu iş sözleşmeleri) ve tamamlayıcı mahiyette harcamalardan oluşmalarıdır (yolların ve kamu binalarının bakım-onarım masrafları gibi).
IMF’nin tasnifine göre; personel harcamaları, faiz ödemeleri, SGK’ya yapılan transferler gibi harcamaların katılığı yüksek iken, yatırım harcamaları ve mal ve hizmet alım harcamaları esnek harcama grubuna dahildir.
**
Katı harcamaları azaltmak pek mümkün olmadığından harcamalardaki artış kalıcı nitelik kazanabilecek, bu da mali disiplinin tehlikeye girmesine neden olabilecektir.
**
Yani söz konusu dönemdeki her 100 liralık harcamanın 79 lirasının katı (mali politika amaçlı kullanılma imkânı olmayan), yalnızca 21 liralık kısmının esnek harcamalardan oluştuğu neticesine ulaşılmıştır.
Söz konusu çalışmada 2006 yılında yüzde 80 seviyelerinde olan katı harcama düzeyinin 2014 yılına gelinceye dek yüzde 76 seviyelerine kadar çekildiği, yani bütçe esnekliğinin arttığı belirtilmiştir.
İlgili dönemdeki esneklik artışında özellikle yüzde 100 katı harcama grubunda yer alan faiz harcamalarının bütçe içindeki payının azaltılması etkili olmuştur.
**
Harcama esnekliği açısından 2018 yılı bütçe tasarısındaki göstergeleri değerlendirdiğimizde şu bulgulara ulaşıyoruz:
**
(Endnotes)
1 Çebi, Cem (2015), “Bütçe Harcama Katılığı” TCMB Ekonomi Notları.