|
Kredi kartı kullanımı çığ gibi

Konum (statü) edinme arayışları, manevi tatmin sağlama arzusu, gösteriş eğilimi gibi sebepler toplumu çok hızlı bir tüketim sürecine itmektedir..



Reklamlar, yarışma programları, filmler (diziler), müzik piyasası aracılığıyla

yaşam tarzı tek tipleştirilmekte

, refah artışı ve mutluluğunun daha çok tüketmekten geçtiği (tüketmenin dayanılmaz hafifliği) geniş kitlelere algılatılmakta ve onların tüketim kalıpları şekillendirilmektedir.



İnsanların, tüketim alışkanlıkları ve zaaflarını iyi hesaplayan

bankalar

kredi kullanımını kolaylaştırıp, cazip reklamlarla destekleyerek ve kültürel küreselleşmenin de etkisiyle âdeta

insanları büyüleyerek devasa boyutlara ulaşan bir tüketici kredisi piyasası oluşturmuştur.


İnsanlara, mevcut gelirleriyle uzun vadede elde edebilecekleri mal ve hizmetlere bugünden ulaşma imkanı veren

kredi kullanımı

, kısa süreli refah artışına karşın

ciddi bir borç

yüklemekte ve onları sürekli borçlu (

bir tuzak-kısır döngü

) tutmaktadır.



Konut, otomobil ve tatil amaçlı kredi kullanımının yanında

tüketici kartları ve kredilerindeki

hızlı

artış

ülke insanı ve ekonomisi açısından sağlam kaynaklarda temellenmeyen

sağlıksız bir geleceğin de habercisi

.



««



1 Nisan 2016 tarihinde

toplam kredi miktarı 1,54 trilyon liraya

ulaşmış; yani bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15 artmıştır.



Bir başka önemli gösterge ise bireysel kredilerdeki artıştır. 2002 yılında

toplam krediler içinde

yüzde 1'lik bir pay bile almayan

bireysel krediler

2010 yılında

yüzde 32.3'e

kadar çıkmış, 2015 yılında ise yüzde 27 olarak gerçekleşmiştir.



Toplam 419 milyar lirayı bulan bireysel kredilerin, 102 milyar lirasının kredi kartlarından kaynaklanması,

kredi kartı kullanımının bireysel tüketimi

ve

dolayısıyla borçlanmayı teşvik ettiğinin açık bir göstergesidir.


**


2011-2015 döneminde kullanılmakta olan banka kartı sayısı 81 milyondan 112 milyona ve kredi kartı sayısı 51 milyondan 58 milyona çıkmış. 19 ve üstü yaştaki nüfusun 53 milyon olduğunu; kırsalda yaşayan, yaşlı ve yoksul kesimin kart kullanmadığını dikkate aldığımızda herkese birden fazla kredi kartı düştüğü anlamına geliyor bu.



Yine söz konusu dönemde (2011-2015) kredi kartı ile yapılan ödemelerdeki artış yüzde 86'dır (285 milyar liradan 531 milyar liraya yükselmiş). Açıkçası, kredi kartı kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır.



**


Her geçen gün kredi kartları ve diğer kanallarla tüketici kredisi kullanımı yanında

kredi geri dönüşlerinde yaşanan sıkıntılar

da artıyor.



Bugün bireyler,

gelirinden daha fazla borçlanmakta

ve giderek

bireysel iflasa

sürüklenmektedirler. Ödenmeyen, teknik ifadeyle

takipteki alacakların konumu

bizi bu yargıya ulaştırmaktadır.



Şöyle ki; 2013 yılı sonunda

29 milyar

lira olan gecikmiş (ödenmeyen) krediler 2015 yılı sonunda

47 milyar liraya çıkm

ıştır (yüzde 62

oranında bir artış).


Kredi riskini ifade eden tahsili gecikmiş alacaklar/toplam alacaklar oranı Mart 2015'deki

yüzde 2.8

düzeyinden, Mart 2016'da

yüzde 3.3

düzeyine yükselmiş, yani artış trendini devam ettirmiştir. Fakat bu düzey çoğu AB ülkesi ve gelişmekte olan ülke ortalamalarının altındadır (Bu oran yüzde olarak Hindistan'da 7.4, Macaristan'da 13.6, İtalya'da 18, Rusya'da 7.4, Japonya'da 1.6, ABD'de ise 1.5 şeklindedir).



Dolayısıyla

geri dönmeyen kredilerin

toplam içindeki payı henüz çok önemli bir boyutta olmasa bile

artış eğilimi

gelecek için

ciddi bir risk

taşımaktadır.



**


Bankaların,

ciddi üretim gücü elde eden, ihraç eden, büyüyen bir ekonomi yakalamaksızın

tüketimi teşvik eden bir kredi kartı ve tüketici kredisi verme anlayışı

içinde olması sorunu körüklüyor.



Kredi kartı vermeden önce, bütçeye uygun, ödeme gücünü dikkate alan gerçekçi bir limit belirlemek zorunlu.



Hacizlerin

çoğunun,

bilinçsizce yapılan kredi kartı harcamalarından

kaynaklandığı belirlenmiştir.



**


Tüm bu değerlendirmelerin esası,

kredi kartı kullanımını terk edelim düşüncesi değildir.

Burada sadece bilinçli tüketiciler, hem ruhsal hem de zihinsel manada sağlıklı bugünler ve yarınlara sahip kişiler (toplum) olmak istiyorsak

reklamların

ve

kredi kartlarının aldatıcı cazibesine
kapılmadan

(sosyal anesteziye düşmeden) tüketim alışkanlıklarımızı sürdürmemiz gerektiğine vurgu yapılmaktadır.



“Özetle, modern çağın çok güçlü-cezbedici ve kolay farkına varılamayan dayatmalarıyla

paranın/tüketimin esiri değil, onun efendisi

olmaya, onu gerektiği gibi kullanmaya talip olmalıyız” diyerek bitirelim.


#Kredi kartı
#Yaşam tarzı
#Statü
8 yıl önce
Kredi kartı kullanımı çığ gibi
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler