|
Sağlık turizmi gelecek vadediyor
Bugün Türkiye ekonomisine en büyük desteği veren sektörlerin başında
turizm sektörü
geldiğini biliyoruz.
2019 yılında
51 milyon turistin 34.5 milyar dolar harcaması
rekor gelire
ulaşılmasını sağlamış, cari açığın kapatılmasının ve 2020 yılının başında ortaya çıkan iyimser havanın da temel belirleyicilerinden biri olmuştur.
Bacasız sanayi
olarak kabul edilen turizm sektörünü geliştirmek ve gelirlerini artırabilmek için son yıllarda yıldızı parlayan alt sektör olarak
sağlık turizmi
öne çıkmaktadır. Bu yazıda turizmin geleceği açısından taşıdığı öneme binaen ve farkındalık oluşturma düşüncesiyle,
sağlık turizmi
potansiyeli ve geleceği ile ilgili kısa bir değerlendirme yapılacaktır.

**

Sağlık turizmi; bireylerin koruyucu, tedavi edici, rehabilite edici ve sağlığı geliştirici hizmetleri almak amacı ile yaşadıkları ülke dışında bir ülkeye ziyaretleridir.

Bu ziyaret sağlık sorunlarına çare arama kaygısıyla olabileceği gibi, bazen de turistik seyahat amaçlı olup, gelmişken bir de sağlık kontrolü yaptırayım düşüncesiyle gerçekleştiriliyor.

Turistik amaçlı gelip de; genel bir kontrol (check-up) yaptırayım diyenler, devamında önemli bir bulgu çıkmadığında; sağlıklı çıkmanın verdiği mutlulukla estetik süreçlere yönelebiliyor.

Bir de teşhisi konulmuş bir sağlık problemi olup ülkesindeki imkânların yetersizliği ya da kendi imkânları iyi olduğu için en iyisini bulma arayışı içinde yurtdışına yönelim gerçekleşiyor.

**

Sağlık turizmini sadece
medikal tedavi
olarak sınırlayamayız. Bunun yanında
termal turizm
, spa-wellness ve
ileri yaş turizmini
de eklemeliyiz.

Termal turizm, aslında en eski sağlık turizmidir. Kaplıca sularından faydalanmak maksadıyla başlayan termal turizm, alanındaki birçok yeni tedavi (fizyoterapi-talossoterapi-hidroterapi-peloidoterapi vb.) yöntemi ile sürekli geliştirilmiştir.

Sağlık turizminin gelişmesi ülkelere ekonomik, turizm, kültürel vb. birçok açıdan ciddi katkı sunmaktadır.

**

Dünyada sağlık hizmetlerinden yararlanmak maksadıyla seyahat edilerek ortaya çıkan ekonomik değerin boyutu 100 milyar dolarla ifade ediliyor. Türkiye’nin 2019 yılında bu pastadan 2,5 milyar dolarlık pay aldığı tahmin ediliyor (ciddi bir güncel veri karmaşası var).

Sağlık turizminde
en iyi ülkeler sıralamasında
Türkiye
bazı kaynaklarda 5., bazı kaynaklarda
3. sırada
(Uluslararası Medikal Seyahat Dergisi-IMTJ) gösteriliyor. Bilinen bir gerçek, Türkiye’nin sağlık turizmi alanında
çok hızlı bir atılım
gerçekleştirdiği ve sahip olduğu potansiyel ile kısa sürede
çok daha yüksek pay alabileceğidir
.
Türkiye, sağlık turizminde
çok sayıda avantaja sahip
. Avrupa, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler arasında
ulaşılabilirlik
bağlamında yakın bir coğrafi konuma, turizme çok uygun bir
iklime sahip olması
bunlardan bazıları.
Yine, Türkiye sağlık turizminin tüm çeşitlerinde hizmet sunma potansiyeli taşıyan,
sağlık hizmet maliyetleri
ABD ve Avrupa ile kıyaslandığında çok düşük,
kaliteli tedavi hizmeti
sunulabilen nadir ülkelerden.
Ayrıca en son teknolojiyi kullanan, uluslararası
akredite olmuş çok sayıda hastane
olması;
yüksek kalifiyede hekim-cerrah
-hastane destek personelinin bulunması, bekleme süresinin kısa oluşu, dil ve iletişim sorunu olmaması gibi çok sayıda avantajdan bahsedilebilir.

**

Sektör hızla geliştiğinden bir takım
sorunlar
da kaçınılmaz oluyor.
Sağlık turistinin
hukuki güvencesi
olmayışı, küçük merkezler ve aracılar tarafından
istismar
edilebilmeleri, sağlık turizminin henüz
bütünsel bir stratejisi ve planı olmayışı
ilk akla gelen sorunlar.
Bir başka sorun da
hastaneler arası rekabetin
fiyatları düşürmesi ve sistemi
aracıya bağımlı
hale getirmesidir. Bu bağımlılık, aracı komisyonlarını yükseltiyor.
İyi bir
denetim mekanizması olmadığı
için istismarların önüne geçilemiyor ve bu durum ülke imajını da ciddi boyutta etkiliyor.

**

Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı ülkedeki sağlık sistemini ve hizmetlerini, hastane özeline inmeden, bir
bütün olarak yurtdışına tanıtmalı
(Bu tanıtımı yapacak profesyonellerin yönettiği
özel bir yapı-ajans kurulabilir
).
Yabancı
hastaların hakları garanti altına alınmalı.
Rekabet şartları ve fiyatları düzenlenmeli
.
Sektöre ve imaja zarar veren
vasıfsız merkezler sistemden çıkarılmalı
.
Üniversitelerde doğrudan sağlık turizmine
destek personeli yetiştirecek lisans bölümleri
açılmalı.
Sıkı
denetim mekanizmaları
kurulmalı ve politik istikrar anlamında da
güven
verilmelidir.

**

Sonuç olarak, dünyada
büyük bir sağlık turizmi pastası
var ve bu pasta hızla büyüyor. Türkiye spontane olarak bu alanda ne derece
yetkin
olduğunu göstermiştir. Bu yetkinliği ileri taşımak için Sağlık Bakanlığı koordinatörlüğünde, bütünsel bir yaklaşımla,
sektör acilen düzenleme ve denetlemeye tabi tutulmalı
, sektörde yer alan tarafların katılımıyla
yeni eylem planı devreye sokulmalıdır.
#Turizm
#Sağlık Bakanlığı
#Rekabet
#Sanayi
4 yıl önce
Sağlık turizmi gelecek vadediyor
Herkes birbirinden sabırsız
Birey, toplum ve cemaat
Merkez Bankası faizleri düşürür mü?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?