|
Vergi affı ve sistemsizlik sorunu
Yeni vergi yapılandırması ile ilgili
7256 sayılı torba kanun
Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Hakikaten torba gibi bir kanun, içinde her şey var.

Bu kanun bir nevi
vergi affı olarak nitelendirilen,
daha önce kesinleştiği halde ödenmemiş vergilerin, kamu alacaklarının ve cezalarının
yeniden yapılandırılmasını
içermektedir.
Şu andaki
Türkiye ekonomisinin geçtiği konjonktürü
(salgının neden olduğu ekonomik daralma), bütçedeki harcama-gelir dengesizliğini, firmaların ve gerçek kişilerin gelir-iş kayıplarını,
ödeme sıkıntılarını göz önüne aldığımızda yeniden yapılandırma ihtiyacının ortaya çıktığı bir gerçek.
Bu yeni kanunla yaklaşık
500 milyar liralık bir kamu alacağı
yeniden yapılandırılacak.

2018 yılında yapılandırılan meblağın ancak yarısının tahsil edildiğini dikkate alırsak, 250 milyar lira civarında yapılandırılacak bir gelirin tahsil edileceği tahmin edilmektedir.

**

Milyonlarca mezun
öğrencinin
; öğrenim ve katkı
kredilerinin geri ödemelerinde güçlük çektiği
bu nedenle borçlarının ertelenmesi-
yeniden yapılandırmaya girmesinin
(iş bulamayanların ödemeleri süresiz ertelenebilir)
doğru olduğu düşünülebilir.

SGK prim borçları ve belediyelerin alacaklarının, trafik cezaları ve diğer idari cezalarla ilgili düzenlemelerin de kanunda yer aldığını görmekteyiz.

Biriken, çok sayıda kamu kurumunu ilgilendiren ve milyonlarca vatandaşa yük oluşturan alacaklar söz konusu.

Kanunun; devletin bir türlü tahsil edemediği
gelirlerin tahsiline imkan vereceği,
mahkemelere intikal eden
vergi anlaşmazlıklarını sona erdirerek yargının yükünü azaltacağı,
ödeme güçlüğü içerisindeki
mükelleflere daha rahat ödeme imkânı tanıyacağı
gibi birtakım
olumlu etkileri
düşünülebilir.
Ama
burada
söylenmek istenilen
sürekli vergi düzenlemeleriyle, aflarıyla zaten son derece karışık olan vergi sisteminin içinden çıkılmaz hale getirildiğidir.
Yine, tekrarlanan
vergi afları vergi kaçakçılığına
uygun bir ortam oluşturmakta,
vergi ödemelerini aksatmakta ve cezaların caydırıcı gücünü azaltmaktadır.

**

Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin yıllardır yapamadığı
vergi sisteminin basitleştirilmesi, etkin ve verimli bir yapıya kavuşturulamayışıdır.
Daha çok
gelir tahsilatını artırmaya yönelik geçici düzenlemelerle,
torba yasalarla
sürekli güncellemelerin yapılması vergi ödeme yükümlülüklerinin doğru dürüst anlaşılmasını da engellemektedir.
Vergisini ödemeye razı
mükellefler
ödeme yapabilmek için aşırı
bürokrasiye ve uzman yardımına mahkûm edilmektedir.
Bir anlamda mükelleften döve döve vergi alınmaktadır.
Aynı zamanda, uzman olarak vergi yükümlülüğü ve tahsil sürecine yardım etmeye çalışan
vergi denetim elemanları ve mali müşavirlerin
de vergi sisteminde (mevzuatında)
yaşanan değişiklikleri takip etmede büyük güçlük yaşadıkları bilinmektedir.

**

Bütçe açıkları
artıyor, devletin
gelire ihtiyacı
var ve tahsilatı hızlandırmak ve kolaylaştırmak, mükellefleri rahatlatarak
piyasayı canlandırmak
amacıyla
düzenleme yapalım
düşüncesi ilk bakışta
doğru geliyor.
Fakat bu
gelir ihtiyacı
geçici düzenlemelerle değil,
sürdürülebilir bir vergi yapısıyla,
disiplin içerisinde,
gelir-gider dengesine süreklilik sağlayan,
piyasa aktörlerine (vergi mükellefi)
güven verecek bir yapıda
olması gerekmektedir.
Vergi afları,
sistemin nefes alması
için belki daha uzun (5 yıl gibi),
zamanaşımı süresini dikkate alan bir dönemsellik içermesi,
devletin vergi toplama kabiliyetini artırma,
sorunlu mükelleflere kolaylık sağlama adına daha faydalı olabilir.

**

Bugünkü sistem düzenli vergi ödemeyi,
nasılsa yeniden yapılandırma ya da af kanunu çıkar düşüncesiyle vergiye uyumu güçleştirmektedir.
O nedenle diğer alanlarda olduğu gibi, vergi alanında da
günübirlik değil uzun vadeli bir sistemin adımları
atılmak zorundadır.

Her Maliye Bakanının “vergi aflarını unutun” sloganıyla gelmesine rağmen, sürekli afların- yapılandırmanın gündeme gelmesi devletin; “vergi tahsil edemiyorum, yeni bir yolla, bir kısmını affederek, vadeye yayarak, yeniden yapılandırarak, ceza indirimi yaparak ödeme yapmanızı istiyorum”, söylemi anlamına gelmektedir.

Bir anlamda vergi afları
devletin vergi toplamadaki zafiyetini
göstermektedir.

**

Burada
net olarak söylememiz gereken:
vergi sistemi; mükelleflerin vergi yükünü kolayca anlayabileceği, gerçek karı üzerinden vergi ödediğine ikna olacağı, gerçekten ödeme gücünün dikkate alınacağı, devletin aldığı her kuruşu kamu hizmeti olarak topluma yansıtacağı,
sistemin adaletsizliğe prim vermediği bir yapıya kavuşturulması gerektiğidir.
Bugünkü konjonktürde doğru bir adım gibi duran
vergi alacaklarına ilişkin yapılandırma,
sistemsel bakış açısı değişmedikçe,
her tahsil etme yeteneğimiz sekteye uğradığında yeniden gündeme gelecektir.
#Vergi affı
#sistemsizlik
3 лет назад
Vergi affı ve sistemsizlik sorunu
Herkesin sırası gelir
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü