|
Yardımcı doçentliğin kaldırılması

Son günlerde Sn. Cumhurbaşkanı'nın dile getirdiği yardımcı doçentliğin (yrd. doç.) kaldırılması ve üniversitelerdeki bilimsel faaliyeteler konusunda bir değerlendirme yapacağım.

Konu daha önce dile getirildiğinden YÖK tarafından bir kanun tasarısı hazırlanmış (tasarının ana hatları kamuoyu ile paylaşılmış) ve bu hafta Meclis'te görüşülmesi bekleniyor.

**


Yardımcı doçentlik YÖK yasasıyla ihdas edilen bir öğretim üyeliği kadrosu. Doktora derecesinden sonra, bazı koşullar yerine getirilerek atanılan bir kadro.

Sonrasında 65 puan ve üzeri yabancı dil puanı, alanında özgün eserler yazma ve bilimsel etkinliklere katılma şartlarını yerine getirerek doçentliğe başvuru yapılıyor.

Doçentlik başvurusu yapan ve yeterli şartları yerine getiren adaylar eser incelemesi ve mülakatta başarılı olmaları durumunda doçentlik unvanını alıyor. Sonrasında üniversitesi kadro ilan edip (yeni bir jüri kuruluyor ve atanmasını uygun görüp) doçentlik kadrosuna atıyor.

Bazen de Üniversitelerarası Akademik Kurul (ÜAK) tarafından doçent unvanı alan öğretim üyesi kendi üniversitesinde doçent olamıyor. Hatta neden atanmıyorum sorusuna, sizin alanınızda doçente ihtiyacımız yok denilebiliyor (yetkinin üniversitelere bırakıldığında görülebilen en basit keyfilik örneği).

Doçentlik süreci akademik ilerlemede en önemli ve zor (belirli bir sürede, planlı bir çalışmayla aşılabilecek) süreç. Zorlanmadan da iyi şeyler ortaya konulamıyor, gelişim sağlanamıyor.

**

Bu süreçte Cumhurbaşkanı'na iletilen sorun ne?

30 binin üzerinde yrd. doçentin doktora sonrası doğrudan doçentliğe başvuramaması olarak belirtiliyor.

Bu bilgi doğru değil. Şöyle ki, bugünkü sistemde doktoradan sonra, yrd. doç. kadrosuna atanmadan doğrudan doçentliğe başvurulabiliyor. Yrd. doç. kadrosuna atanmadan doğrudan doçentliğe başvuran ve doçent olan çok sayıda akademisyen var.

Ayrıca, üniversite kadrosunda çalışmadan, doktora unvanı almış ve şartları yerine getiren kişiler de doçentliğe başvurabilmektedir.

Doğrudan doçentliğe başvuran ve uzun süre arş. gör. dr. olarak kalan öğretim elemanları, üniversiteler yetkili olmasına rağmen neden kadro bulamaz?.

Doçentlik kadrosunda da üniversitelerin yetkileri artarsa keyfilik devreye girip, sorunun daha da ağırlaşması ihtimali var.

Yani doçentliği kolaylaştıralım adı altında yapılması düşünülen değişiklik bilim adamı ve bilimsel faaliyetlerin, dolayısıyla üniversite eğitiminin kalitesinde bir iyileştirme yapmayacağı gibi, yeni bir tartışma alanına neden olacaktır.

**

Meclis'e sunulan tasarıyla yrd. doç. kadrosu yerine dr. öğretim görevlisi kadrosu getirilmesi düşünülmektedir. Tasarıda genel çerçevesi çizilen yeni düzenleme, özlük hakları açısından bir kayıp meydana getirmese de bu değişim yrd. doçentler için tenzili rütbe algısına neden olabilecektir. Şu anki sistemde öğr. gör. kadrosu var ve y. doç. kadrosundan daha alt bir aşamayı ifade etmektedir. Ayrıca, doçentliğe başvuran ya da daha önce başvurup eserlerden geçenlerin durumunda da bir belirsizlik söz konusu olacaktır.

YÖK tarafından hazırlanan taslakta en önemli ve doğru düzenlemenin arş. gör. dr. kadrosunda bulunanlara derse girme yetkisi verilmesidir.

***

Yrd. doç. unvanı, başta ABD ve İngiltere olmak üzere gelişmiş ülkelerin tamamına yakınında var. Şöyle ki, ABD’de öğretim üyeliği asistan profesör (yrd. doç.), associate profesör (doç.) ve profesör şeklinde üçlü bir yapıya sahip. Bizdeki sistem de oradan alınmış. Yrd. doç. karşılığı asistan profesör olarak geçiyor.

Bu üçlü yapı farklı adları alabilir ama içerik olarak benzer tanımlamalardır. ABD’de y. doç. kadrosu sözleşmelidir ve her yıl yenilenir. Biz de de aynıdır ve sözleşme yenileme süresi 3 yıldır. Y. doç. sözleşme yenilenmesi zorunlu haller dışında otomatiğe bağlanmıştır ve sözleşmesi yenilenenler çoğu kez bunun farkında bile olmazlar.

**

Bugün bilim yapma, iyi bir bilim adamı olma hem çevresindeki hem de dünyadaki gelişmeleri yakından izlemeyi zorunlu kılmaktadır.

Alanında yapılan yerli ve yabancı yayınlara ulaşabilecek ve onları anlayabilecek dil seviyesine sahip olunması bilim dünyasının hem fikir olduğu konulardan biridir. Bu gerçek ortadayken, yrd. doçentliği kaldıralım, şikayetini yapanların dilinin altında, yabancı dil şartını kaldıralım baklası vardır.

Açıkçası (bize göre doğru olmayan) dile getirilen, belirli tecrübeler edinilmiş bir uygulamayı iyileştirme yerine tamamen kaldırma yeni bir kaosa neden olma potansiyeli taşımaktadır. Sorun sadece dil şartıysa bunun alenen konuşulup, çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Yrd. doçentleri nasıl daha kolay doçent yaparız sloganıyla yapılacak bir düzenleme, üniversitelerin içinde bulunduğu sorunlara çözüm getirmeyeceği gibi bilimsel kaliteyi iyileştirme noktasında da hiçbir katkı yapmayacaktır.

**

Hiç şüphesiz öğretim üyelerinin bilimsel çalışma yapmaları önündeki kısıtlardan birisi çok derse girme zorunda kalmaları ya da daha fazla ek ders alabilmek için aşırı derse girmeleridir. 20, 30 hatta 40 saat derse giren bir öğretim üyesinden bilimsel çalışma, akademik ilerleme beklemek, onlara bütün zamanını okula ayır özverisini istemekle eş değerdir.

Hem üniversiteleri hem de akademisyenleri araştırmacı ve eğitim veren diye ikiye ayırmak gerekiyor. Hem çok ders verme hem de araştırma yapma, bilimsel eser ortaya koymanın birlikte yürümesi son derece zor.

**

Yapılması gereken, akademisyenleri daha çok ve nitelikli bilimsel çalışma yapmaya, niteliklerini artırmaya, üniversitelerinin dünya üniversiteleri ile entegre olacak ve rekabet edebilecek bir yapıya kavuşmaya teşvik etmektir.

Akademik ilerlemeyi kolaylaştırmak, üniversitelerin sorunlarını çözmez, daha da ağırlaştırır.

Her üniversite daha ölçülebilir, hesap verebilir ve gerçekçi hedefleri olan stratejik planlar hazırlamalı. Bu planlar dahilinde rektöründen öğretim üyesine kadar bütün çalışanlar performansları noktasında değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.

Gerektiğinde performansı düşük rektöre, dekan ya da öğretim üyesine bunun nedeni sorulmalıdır.

**

Sonuç olarak, üniversitelerin yrd. doç. meselesinden öte halletmesi gerekli, ülke açısından çok daha önemli ve acil sorunları vardır. Kaldı ki, yrd. doç. sorununu çözüyoruz derken yeni sorun alanları üretme riski çok yüksek.

Sistemi değiştirerek değil, iyileştirerek çözüm bulunmalı, yılların kazanımları çöpe atılmamalı. En önemlisi de bilim adamının ve bilimsel çalışmaların, dolayısıyla da üniversite eğitiminin kalitesini iyileştirecek hamlelere odaklanmalı.

#YÖK
#Üniversite
#Yardımcı Doçentlik
6 yıl önce
Yardımcı doçentliğin kaldırılması
Aleviler AK Parti ile buluşabilir mi?
"Gezi" olayları çerçevesinde Alevilik sorunu
Alevi diasporası veya Alevicilik
Ey Aleviler yüzleşecek misiniz?
İnsaf!